"Haksızlık yapıp tüm insanlarla birlikte olmaktansa, adaletli davranıp tek başına kalmak daha iyidir." Gandhi
Avrupa’da devam eden hukuk dışı tutumlarına bir yenisi daha eklendi. Ayni zihniyetin tezahürü olan Hollanda, akıl almaz davranışıyla hem demokrasiye hem de insan haklarına darbe yapmıştır. Bu davranışın temelinde seçimlere gidecek olan Hollanda, faşizmi hortlatarak oy devşirme politikasını gütmüştür. ABD’deki seçimler, bu yaşananlara çok iyi bir örnektir. Seçimlerde kimsenin şans vermediği Trump, yaptığı ırkçılık ve faşizm söylemleriyle sükse yaparak seçimleri ipi göğüsleyen taraf oldu. Bunu gören başka devletler de aynı politikayı uygulayarak seçimlerde başarı elde etmek gayretindedirler. Bu başarıyı elde etmek için her türlü ahlak dışı yollara başvurmayı da ihmal etmiyorlar. Avrupa’nın göbeğinde meydana gelen gayri ahlaki hareket, ne hikmetse herhangi bir Avrupa ülkesinde kınama ve ayıplanma yayınlanmadı. Buna üstelik birbirini destekler durumda, kol kanat gelmeleri de ayrıca utanacak durumdur. Maraton koşusuna benzer şekilde hareket edenler, bir sonraki bayrağı kimin alacağı şimdiden merak konusudur. Silsile şekilde birbirini takip eden hukuk savunucuları, en büyük hukuksuzluğu sergilemektedir.
Aslında yaşanan her olay, farkında olmadan yarar sağlamaktadır. Çünkü seçimi kazanmak için yaptığı ırkçı tutumları nedeniyle kendi seçmeni tarafında ilgi görse de, diğer tarafta ülke krizin eşeğine geldiğinde de haberleri yoktur. Yurtdışında yaşayan seçmenimiz yaşanan görüntüleri görme açısında çok anlamlı ve manidardır. Yapılan her usulsüz hareket “evet” olarak sandığa yansıyacaktır. Çünkü Türkiye Cumhuriyeti Aile ve Sosyal Bakanı Sayın Sayan’a yapılan muamele insanlık dışı eylemdir. Bu muameleyi bürokrasi yapıyorsa ve muamelenin sahibi de Avrupa’da söz sahibi devletlerden birisi ise söylenecek bir şey yoktur. Yalnızca Avrupa’da hukuk ve insanlığın bittiği göstergesidir. Referandum öncesi kararsız kalan seçmen için de çok yerinde oldu. Çünkü bu vesile ile gönül rahatlığıyla sandığa gidebilecek ve gittiğinde de herhangi bir tereddüt yaşamayacaktır. Bu tür eylemelere ön ayak olan başka bir güruh da terör örgütlerin üyeleridir. Bu örgütler bir bütün olarak hareket ederek her türlü gayri insanı davranışlarda bulunmaktadır.
Türkiye’nin içinde bulunduğu durum yalnızca bir siyasi partiye mal etmek yanlıştır, yersizdir. Çünkü bu hareket tüm vatandaşlara yapılmıştır. Haçlı zihniyetinin sergilediği tavrı hoş görüp benimsememiz kabul edilir durum değildir. Tüm siyasi partilere düşün görev öncelikle olaya siyaset üstü bir yaklaşımla bakması gerekir. Bunu fırsat bilip siyasi malzeme yapmak kimseye bir fayda sağlamadığı gibi, kendi vatanına da büyük bir haksızlık yapmış olur. Tüm dünyaya verecek en güzel cevap referandumda “evet” mührünü basarak olacaktır. İslam düşmanlığı yapmak Avrupa’ya bir şey kazandırmayacaktır. Bu süreçte büyük ve güçlü Türkiye için referandumun ne kadar önemli olduğu bir daha önemi ortaya çıkmıştır. Avrupa’nın hayır dediği ve karşı çıktığı için doğru yolda olduğumuzun en büyük delillerindendir.
Vesselam!