Herkes bu 800.000 farkın nasıl oluştuğunu konuşuyor.
Ne oldu da İMAMOĞLU ile YILDIRIM arasındaki fark 2 ayda 13.000’den 800.000’e çıktı?
Elbetteki İMAMOĞLU’nun 31 Mart gecesi sergilediği sakin ve kararlı tutumu ;
"Hak yemem, hakkımı da yedirmem" ifadesi toplumun tüm kesimleri üzerinde olumlu bir iz bıraktı..
Elbetteki devamlı halkın içinde olması, yani çarşı-pazarda olması , gerçekten "İçimizden biri" gibi hareket etmesi;
Bu mütevaziliği sonucu tartışmasız Seçim kampanyasına damga vuran ; "Her şey çok güzel olacak Ekrem abi" sloganı seçmeni çok çok etkiledi..
Bütün bunlar çok çok önemli ama ,sadece bunlar 800.000 oy farkının gerekçesi olamaz.
Herkes çok iyi biliyor ki; Beylikdüzü'nden başka Ekrem İMAMOĞLU'nu doğru dürüst tanıyan , bir "İcraatını" bilen yoktu.
O halde ne oldu da İMAMOĞLU oy patlaması yaptı? Neydi bunun sırrı ?
En büyük neden son zamanlarda yaşanan bariz adaletsizlikler karşısında sessiz çoğunluğun " HAK,HUKUK, ADALET"e duyduğu özlemdir.Toplumun şaşmaz - sarsılmaz vicdanıdır..
31 Mart'tan sonra birçok AKPARTİ'linin bile içine sinmeyen "Uyduruk" seçim yenileme kararıdır. (İMAMOĞLU bu kararla hem “Mağduriyetin” zirvesine çıktı hem de MİLYON DOLAR harcasa bu kadar reklamını yaptıramazdı.)
Aynı zarfta , aynı sandık kurulu başkanı ve heyeti huzurunda yapılan sayımda AKPARTİ'nin lehine olan 2 oyun geçerli sayılıp, aleyhine olan 1 oyun geçersiz sayılmasına duyulan "isyan"dır..
Tercihiniz "SİSİ mi B.YILDIRIM mı" yaklaşımına duyulan tepkidir.
Ordu’daki “VİP” ; “Moderatör” ve “The Marmara” olayının aşırı abartılmasıdır.
Rakiplerini HDP ile işbirliği yapmakla suçlayıp; seçimlere 2 gün kala Teröristbaşı APO'yu "Vitrin"e çıkarıp adeta ondan "medet" umulmasıdır..
Kırmızı bültenle aranan Teröristbaşının Kardeşinin bir beklenti umuduyla Devletin TV'sine çıkartılmasıdır.
Mevlana ne güzel söylemiş ; “Ya olduğun gibi görün, ya da göründüğün gibi ol”.