Bir milleti yok etmenin en kestirme yolu dini inançlarını ve hassasiyetlerini yok etmektir. Yıllarca bu milletle uğraşanlar, artık ellerinde başka bir şey kalmayınca, milletin dinine, inancına ve diğer bir takım hassasiyetlerine saldırmaya, yok etmeye başladılar.
Dünya üzerinde dinden, imandan, itikattan uzaklaşan/uzaklaştırılan insanlar, helâk olma yoluna girmişler demektir.
Din ve inanç düşmanları her zaman olmuşlardır.
Kendini bilmez çapulcular, yalancılar, dolandırıcılar, zibidiler, yavşaklar…
Hırsızlar, hokkabazlar, siyaset ve din tüccarları…
Daha nice kişi ve kişiler, dini yok etmek ya da inançları zedelemek için bulunmaz Hint kumaşı olmuşlardır. Bu sahte umut tacirlerine karşı, her zaman bir takım sıkıntılar, problemler yaşanmıştır.
Kimi zaman öfke patlamasına kadar varan bu isyankâr tutum ve davranışlar, dini ve inançsal yozlaşmalara sebebiyet vermiştir. İnancın gereksizliğinden dem vuranlar, din adına her yerde boğ göstermelere, din ve inanç hakkında olur olmaz sözler sarf ederek, bir milleti yok edebilmenin hesabını yaparlar. Olan biten her şeyi güllük, gülistanlık göstermeye çalışarak, dini fikir, duygu ve düşüncelerin ölmesi için her yolu denemişlerdir.
Gerek kişisel, gerek toplumlara karşı çeşitli haksızlıklara, adaletsizliklere gayri ahlaki gidişatlara göz yumarak veya bizzat yaparak, zalimce düzenlerle, alçakça siyasetlerle, cahil insanların yönetime getirilmeleriyle, din adına sahte hocalarla, yalan yanlış fetvalarla dini ve inancı parçalamışlar, yok etmeye çalışmışlardır.
İnsanların içi boş hale getirerek, dertsiz, ızdırapsız, vurdumduymaz, nemelazımcı, ahlaksız, fütursuzca hareket eden ve konuşan bir neslin ortaya çıkmasına sebep olmuşlardır.
“Bir milleti yok etmeninin en kestirme yolu milletin inançlarını yok etmektir” teziyle, rejim değişikliklere kadar varabilen uygulamalarla, milletin dinini, kitabını, inancını, inançsal hassasiyetlerini yok etmekle işe başlamışlar ve soğutmuşlardır.
Örneğin kitabımız olan Kuran’ı Kerim’i yıllarca yükseklere astırarak, camiye gitmekten men ederek, gereksiz göstererek, ezanı Türkçe okutarak, çocuklarımızı farklı şeylerle meşgul ederek, dinini, diyanetini öğrenmeye engel olarak, teknolojik baş belası araç ve uygulamalarla, inançlarını yok etmeye çalışmışlardır.
Bu bağlamda, yaşlılarımızın anlattıklarına ve tarihin yazdıklarına herkes şahit olmuştur.
İşte böylece bir toplumun, bir milletin, bir ulusun, bir devletin yok olmasının, yıkılmasının, yozlaşmasının, ayakta kalamamasının, kimliğini muhafaza edemeyişinin en önemli sebepleri arasında, inançlarından, kutsallarından, Allah ile olan bağlarından uzaklaşmasından ileri gelmektedir.
Bu yapanlar, ellerine ne zaman fırsat geçse, yine aynı senaryoyu uygulamaya koymaktan geri kalmayacaklardır.
İnsan olarak girdiğimiz yolu, ilerlediğimiz çizgiyi iyi görmek ve ona göre analizler yapmak gerekir.
O halde şunu rahatlıkla söyleyebiliriz.
Girdiği yolu Sonu Hâkim’i Mutlak’a çıkmayan, kutsal kitaba çıkmayan ayetlere çıkmayan ve iki cihan Serveri Hz. Muhammed’e (sav) götürmeyen bütün yollar batıldır ve sonu hüsrandır.
Unutmayın,, inanç bitti mi, her şey bitmiş demektir.
Kerim BAYDAK
kbaydak61-artan@hotmail.com