Alkol şişesini elinize alır, gider içilmesi gereken ortamlarda kana kana içersiniz ve buna kimsenin itirazı da olamaz.

            Siz kendinize acımıyorsanız kime ne yaşam tarzınızdan, kime ne zil-zurna sarhoş olup bilincinizi yitirmenizden?
            Zaten bugüne kadar hep aynı şeyi yaptınız ve bunun için size karışan da olmadı. Yalnız bilesiniz ki; bu kez yapmış olduğunuz mel’anetle bardağı taşırdınız.
            Taksim’deki Gezi Parkı’yla ilgili günlerce yapmış olduğunuz eylemlerden ötürü haklı da olabilirsiniz, haksız da…
Bunu irdelemiyoruz ama şu var ki; bir taraftan malum eylemlerin odağında bulunurken, diğer taraftan da o güzelim mabedin içini çöplük yuvasına çevirmekle haddinizi aştınız.
Allah’ın evine ayakkabıyla girip sergileri kirletmek, orada içmiş olduğunuz alkol şişelerini bırakıp gitmek Ebucehilliğinizin yalın bir kanıtıdır.
Osmanlı’nın yeryüzü sahnesinden çekilmesiyle birlikte Anadolu’yu işgal eden güçler bile gerçekleştirmiş olduğunuz bu görgüsüzlüğü yapmadılar.
Kutsal mabedimize karşı takındığınız aşağılık tavrınızın aynısını ne Coniler, ne Antoniler ve ne de Moskoflar yapmıştır.
Toplumun kutsalını kirletecek kadar aşağılık kompleksine düçar olduğunuza şahit olmakla bir kez daha anladık ki, Ebucehil ölmemiş, asırlar boyu kıtalar geziyormuş.
Asr-ı Saadet döneminin Ebucehilleri meğer bugün kamufle olup topluma karışmış, eskisi gibi inanca karşı kin kusuyormuş da haberimiz yokmuş.
Aman Allah’ım! Ne günlere kaldık: “Aşağı tükürsen sakal, yukarı tükürsen bıyık.” “Gel de ayıkla bu pirincin taşını.”  
 
       Bilal KARADAĞ

[email protected]