Belediye’ye uğradığımda, Basın birimindekilere de bir selam vermedim geçmem. Bir süredir Basın Yayın ve Halkla İlişkiler Müdürü Sayın Mehmet KARAKECi’inin makamında duvara asılı pano’ da yer alan bir yazı dikkatimi çekti. “IYI” İlk bakışta, üç harfli bir kelimeden öteye gitmeyen bir görüntü. “Nedir?” diye sorup sormamak arasında Gelgitler yaşadığımın farkına varan Mehmet Bey “hayırdır?” diyerek uyarmak durumunda kaldı. Haliyle “panoda ki “IYI” yazısı dikkatimi çekti” dedim. Galiba bu işin cahilliği bizleri ele vermiş oldu. Belki bilmem gerekiyordu, ama bilmiyordum, bilemiyordum işte. Belki de tarihimize ne kadar yabancı olduğumuzun bir göstergesi olsa gerekti.
Eminim birçoğumuz da “IYI” nin ne anlama geldiğini, neyi anımsattığını, neyi çağrıştırdığını da bilmiyordur. Yine eminim ki çok az kişinin dikkatini çekiyor, çok az kişi de sormak gereği duyuyordur.
Ben sordum. Tebessüm etti, söyleyip, söylememek arasında kararsız kaldı. Cevap vereceği an da görevi icabı başka işlerle ilgilenmek zorunda kalınca, bu merak arada kaynadı gitti.
Meraklanmıştım. Araştırmak istedim. Google amcaya müracaat ettim. O her şeyi biliyor ya!.. Yine karşıma bilgiçliğiyle, bir iki bilgi gösterdi. Belli ki Google amca da fazla bir şey bilmiyor demek ki.
Tarih boyunca her devlet kendine has işaretler, semboller, harfler, bayraklar kullanmışlardır. Bu onların tarih boyunca anılmalarına ve gelecekte var olmalarının sebebi olmuştur.
Mevcut olan bilgiye göre: “Anadolu (Türkiye) Selçuklularının 1308 yılında ortadan kalkmasıyla beraber, özellikle Batı Anadolu’da beylikler arasında, Türk birliğini yeniden oluşturmayı amaçlayan mücadeleler hız kazanmıştır. İşte bu mücadelelerin sonucunda, Anadolu’da Osmanoğulları’nın yıldızı parlamış ve tarih altı yüzyılı aşan bir Türk devletine tanıklık etmiştir. Söğüt’te temeli atılan Osmanlı Devleti, hâkimiyeti altındaki ülke sınırlarını 16. yüzyıl içinde en geniş sınırlara ulaştırmıştır. Bugün dünya haritası üzerinde yer alan: Macaristan, Slovenya, Hırvatistan, Bosna-Hersek, Sırbistan, Karadağ, Kosova, Makedonya, Romanya, Arnavutluk, Bulgaristan, Yunanistan, Türkiye, Moldovya, Ukrayna, Kırım, Dağıstan ve Kafkaslar, Gürcistan, Ermenistan, Azerbaycan, Irak, Suriye, Suudi Arabistan, Bahreyn, Katar, Umman, Kuveyt, Yemen, İsrail, Lübnan, Birleşik Arap Emirlikleri, Ürdün, Sudan, Mısır, Etiyopya, Somali, Eritre, Libya, Tunus, Cezayir, Kıbrıs, İran’ın batı kısımları, kısaca Basra’dan Viyana’ya Kafkasya’dan Fas’a Kırım’dan Yemen’e kadar olan coğrafya üzerindeki bütün devletler Osmanlı Devleti’nin sınırları içerisinde idi. Osmanlı Devleti iki imparatorluk, onlarca devlet ve birçok beyliğe son vermiş, devrinin birçok büyük devletini dize getirmiş ve dünyada tek hanedanın hüküm sürdüğü en uzun ömürlü devlet olmuştur. Kayı Boyunun Sembolü Osmanlı Hanedanı, tarihte birçok Türk Devleti kuran Oğuzların Gün Han kolunun Kayı boyuna mensupturlar. Kayılar, Malazgirt Zaferi’nden (1071) sonra diğer Türk boylarıyla birlikte Anadolu’ya geldiler. Anadolu’da Ahlat yöresine yerleştiler.”(Alıntıdır) Daha fazla bilgi sahibi olmak isteyenler, Google amcaya başvurabilirler.
Kayı boyu, ( kudret ve kuvvet demektir) yirmi iki Oğuz boyundan olan “Kayığ”lardır ve sembolleri de ok ve yaydır.
“Kayı Boyu, Osmanlının kuruluş dönemlerinde Evrenos Gazi ve Hacı İlbeyi gibi beyleri ile Balkanların fethinde büyük yararlılık göstermiş, Vardar ovası ve Kaza-i Cuma havarisine yerleşmişlerdir (Evrenos Gazi ve Hacı İlbey’in aileleri bugün bile bilinmektedir).
Bugün, Kayı boyu mensupları Türkiye’nin birçok yerinde olmakla beraber, genellikle; Ankara, Çankırı, Eskişehir, Mihalıççık, Orhaneli, Isparta, Burdur, Fethiye, Muğla, Aydın ve Ödemiş civarındaki köylerde yerleşmişlerdir.
Tarih boyunca Kayı Boyunun yerleştiği bölgeler; Hindistan: Babür devleti, İran, Irak, Suriye, Urfa: Karacadağ da ikamet etmişlerdir. Bundan da “Oğuzların Bozok kolundan, Osmanlı`ların da mensup olduğu boy, Osmanlı padişahlarının Atasoyları kayı boyudur” anlamı çıkıyor. Bu dönemde Türkler, hem kültür, hem de toplum olarak çok ileri düzeydeydi.
Özellikle hayvancılıkla uğraşan göçebe kavimler, birbirlerinden ayrılabilmeleri için çok farklı sembol ve işaretler kullanırlardı. Bu sembollerden “IYI” yı kullananlar da, Oğuz boylarından olan Kayılar olmuştur.
Kayı boyundan olanların 7 aşiretten oluştuğu bilinmektedir. Bunlar, “Saçıkaralılar, Kızılkeçililer, Karakeçililer, Sarıkeçililer, Kurtlular, Haculular, Atçekenler” den müteşekkildir.” (Alıntıdır)
Bu bilgiler ışığında, Sayın KARAKEÇİ’nin tarihe olan bağlılığından mıdır, soyadı KARAKEÇİ olduğundan kendisini Kayı boyunun Karakeçililer aşiretinden saydığından mıdır, yoksa gerçekten ilgi çeksin diye mi panoya böyle bir amblem yerleştirdiği bilinmez; ama her ne şekilde olursa olsun, değişik, farklı bir amblem yerleştirmiş görüntüsü sergiliyor. Sayın Karakeçi, pek görmeye alışmadığımız tarzda, bilmediğimiz, bilinmeyen bir Türk boyunun kuvvet ve kudret anlamını taşıyan bayrağının “IYI” sembolünün yer aldığı nostaljik, estetik, bilgi tazeleyici güzellikte, özellikte, manalı ve önemli, karakterize edilmiş bir aşiret sembolünün arzı endam ettiği bir panonun önünde görev yapmaktadır.
Artık bu defa gittiğimde, “ bu neyin sembolüdür, işaretidir, yazısıdır” demeyeceğim. Öyle de oldu. Sonra ki gidişimde, tam teferruatlı bir sohbetle konuyu aydınlatmış olduk. Özellikle “KARKAKEÇİ” soyadından dolayı, kendini “Oğuzların Kayı boyundan ve Karakeçililer aşiretinden olduğunu söyleyip, bununla gurur duyduğunu söyleyince;” gülümsemeyle karışık bir memnuniyet ortamını böylece sonuca ulaştırmış olduk. Evet, Sayın Mehmet KARAKEÇİ, iyi de yapmışsınız, güzel de olmuş.
Yay ve ok anlamı taşıyan, kuvvet ve kudret anlamını simgeleyen “IYI” asmakla iyi etmişsin, tebrikler.
Kerim BAYDAK
kbaydak61-artan@hotmail.com