Kafamdaki Sesler

Abone Ol

Kafamdaki sesler, şu sıralar sorumluluklarımla ilgili. Yani oldukça kafa karıştırıcı! Ne yaparsın? Biraz yazarak temizlik yapabilirim diye düşünüyorum. Bu niyetle kafamdaki sesleri elimden geldiğince dillendireyim bakalım.

İlk gelen ses, çok derinden yani çok uzun yıllar öncesine dayanıyor; çocukluğuma. Benim yakınlarımda felç olayı pek yaygın. Bir o kadar da “ felç olma “ söylemi de o kadar yaygın. Sözün büyüsüne inanan bir insan olarak, bunu yalnızca bugün için kullanmak beni rahatsız ediyor. Hele ki yakın zamanda kendi atlattığım tehlike aklıma gelince, bu söz kara listeme girmeye hak kazandı(!)

Bu sorumluluk bana ait olduğu için; baktım ki geçen gün okuduğum kitapta; “ Hayatlarımızdaki gereken değişimin aşırı büyüklüğü felç edici olabilir. “ cümlesi beni rahatsız etti, hemen karar aldım ve bunun ( yani felç olma sözcüğünün) yerine kullanılacak bir söz aramaya başladım. Tabii, daha masum olanından(!)

Aslına bakarsanız, “ değişimin “kendisiydi beni daha çok korkutan. Çünkü değişmek adına öyle yaya kalmış hissediyorum ki kendimi, “felç edici “ sonuca odaklanıp korkumu besliyorum. Sorumluluğumu besleyip büyümek, olgunlaşmak varken; korkumu beslemek daha tanıdık ve daha kolay tabii.

Neyse uzatmayalım, çözüm kısmında şimdilik biraz afilli de olsa “ paralize olma “ sözünü dilime yerleştiriyorum. Hayırlara vesile olsun! Âmin!

Bazen abartı gibi geliyor sözcüklerin bu kadar üstüne düşmem. Fakat şu günlerde elimde okuduğum bir kitap var; baktım ki oradaki bir pasajda bunun( sözcüklerin seçiminin) ne kadar önemli olduğu bir başka açıdan güzel bir örnekle somutlanmış. Doğrulandığımı, onaylandığımı hissettim. Aktarıyorum:

“Kendini İçinde Ara” “ Google’ da verimliliği, yaratıcılığı ve mutluluğu arttıran iş ve yaşam kursu “ kitabından bir alıntı pasaj:

“Örneğin, geleneksel öğretilerin ‘duyguların derin farkındalığı ‘ olarak anlattığı şeyi ben, ‘duygu sürecini daha yüksek çözünürlükte algılamak’ olarak çeviriyordum. Daha sonra da bir duygunun ortaya çıktığı anı, kaybolduğu anı ve bu iki an arasındaki ince değişiklikleri algılamak diye daha bir açıklık getiriyordum.”

Ruhsal öğretilerdeki soyut kavramların, nasıl değişik şekillerde somut bir şekilde aktarılabileceği ile ilgili güzel bir örnek benim için. Bu sorumluluk her alanda uygulanabilir bence. O yüzden kendi dilimin sorumluluğunu alıyorum ve dilimi temizlemeye karar veriyorum. Dilimi güzel güzel sözcüklerle bezeyeceğim bundan sonra. Teşekkürler.