KANAL İSTANBUL ÜLKEMİZİ İŞGALE HAZIR HALE GETİRECEKTİR.
1-Kanal istanbul ihanet ve yalanlar dizisidir. Montreux boğazlar sözleşmesi varken gemiler para ödemeyecek
ve hiç bir gelir elde edilemeyecektir.
Uluslararası anlaşmaları ihlal ederek tüm gemileri kanaldan geçmeye ikna etseniz bile yıllık gelir 40 milyon TL'yi geçmeyecektir!
2- Tarihçiliğimiz yanında 40 yıldır Büyük projeler yürütmüş bir Mühendis olarak Kanal İstanbul'un maliyetinin 75 milyar değil en az 150 milyar TL'yi geçeceğini görüyorum. İnsanlarımız yok ve yoksul haldeyken Türkiye'ye hiç bir faydası olmayacak böyle bir masrafa girilmemelidir.
3-150 Milyar - Yüz elli Katrilyon - ile orta ve büyük ölçekli 5000 fabrika kurulabilir.Vatandaşımız yan sanayi olarak on binlerce küçük ölçekli tesisin sahibi olur. Türkiye için dev bir kalkınma hamlesi ortaya çıkar. İşsizlik biter, tüketen değil üreten Türkiye dönemi başlar!
4- İstanbul deprem bakımından risk altındadır. Zemini oynatmak doğayı tahrip etmek bu riski artıracaktır. Kanal İstanbul, fay tabakaları ile temasta bulunacak, Kanal birçok yerde çürük bir zeminin içerisine yerleşecek, yüz binlerce insanımızın hayatı tehlike altında kalacaktır!
5- Kanal İstanbul, Karadeniz ve Marmara denizlerinin kendilerine has tuzluluk ve seviye farklılıklarının bozulmasına,Karadeniz'den Marmara'ya yoğun akış sebebiyle,Marmara'nın oksijensiz bir ölü denize dönmesine,ortaya çıkan hidrojen sülfürün atmosfere yayılmasına sebep olacaktır.
6- Hidrojen sülfürün yaydığı kötü koku ve kirli hava muhtemelen İstanbul'u etkileyecektir. Marmara denizindeki oksijensiz ölü deniz takriben 3 -4 yıl içerisinde Karadenizi hatta Ege denizini bile etkilenecek denizlerde canlıların ölümü felaketler zinciri ortaya çıkaracaktır!
7-İstanbul zaten içecek su ihtiyacını karşılayamaz haldedir.Bir barajımızı ve İstanbul'u besleyen sayısız yer altı suları ile tarım arazilerini de kaybetmiş olacağız. İstanbul’un adaya dönüşen kısmının 9 tane köprü ile bağlantı kurulabilir hale gelmesi yaşayanlar için risktir.
8- Kanal İstanbul ile İstanbulluların İstanbul’un diğer bölümleriyle karadan ulaşımı kesilmekte Kanal üzerine yapılacak köprülerle Trakya’ya ulaşım sağlanmakta,Trakya ile İstanbul’un bağlantısını koparmaktadır. Kısaca Trakya kolay işgal edilebilir hale gelmektedir!
9-Bir deprem veya savaş halinde adacığı çevreleyen köprüler yıkılabilir,Anadolu'dan gelmesi gerekecek sular ile ilgili bağlantılar kesilebilir. Adacıktaki yaşayan insanlar onlarca yüzlerce felaket dizisi ile karşı karşıya kalabilir
Kanal İstanbul doğaya ve insanlarımıza ihanettir.
10- ABD tonaj kısıtlaması sebebiyle izin verilmeyen nükleer başlıklı füze yüklü büyük Savaş gemilerini Kanal İstanbul sayesinde Karadeniz'e çıkaracaktır. Böylece hem Rusya'nın bir denge faktörü olmasını önleyecek hem de Türkiye'yi en kısa yoldan kuşatma altına alacaktır.
11- Kanal İstanbul projesinin 1980'lerde gündeme geldiği ise gerçeklere aykırıdır
Kanal İstanbul İngilizler tarafından 1915 yılında üzerinde çalışılmış bir İşgal projesidir.Eğer Kurtuluş Savaşını kaybetseydik Kanal İstanbul İngilizler tarafından açılacaktı. (S.İ.ARALOV c.II.258)
12- Kanal İstanbul projesinin ülkemize vereceği zararlar ile ilgili onlarca madde daha yazabiliriz. Ancak önceki 11 madde de anlattıklarımız bile insanlarımızın hayatının ve vatanımızın tehdit ve tehlike altına sokulmasına, milyonlarca yılda oluşan doğal dengenin bozulmasına sebep olacak
13- İçeriden ve dışarıdan sayısız düşman ile kuşatılmış haldeyken, Suriye meselesinde olduğu gibi başımıza daha büyük gaileler açacak güzel vatanımızın güzel insanları ardı arkası kesilmeyecek saldırılar altında kalacak sürekli bedel ödemeye mahkum edilecektir.
Kanal İstanbul, Atatürk'ün ebediyete intikaliyle başlayan Karşı Devrimin zirvesi olacak, 1980'lerden bu yana ABD başta Batı'nın hızlandırarak devam ettirdiği işgal projeleri zirveyi yakalayacaktır.
Kanal İstanbul'un savunulabilir yanı yoktur!
14-80'li yıllarda DSİ'de büyük planlamalar ve projelerde görev yaptım. İktisadi düşünülerek yani projeyi az masraflı göstermek için proje önerilerimiz küçültülerek tasdik edildi. bu yanlışın ileride çok büyük zararlara hatta can ve mal kaybına sebep olduğunu üzülerek izledim.
15- Serbest çalışmaya başladıktan sonra da sahibi olduğum firmalar ile büyük projeler yürüttüm. Kendi işlerimde yapılması lazım gelen ne ise onu yaptım. Ancak ve ne yazık ki devlet adına yapılan projelerin çok vahim kusurları olduğunu üzülerek gördüm.
16- Mesela bir projede 90 trilyon maliyetle bir Baraj ve borulu sistem sulama yapılıyor. Ancak barajın rezervuar alanı ve drenaj alanı sulanacak sahaya göre çok küçük.Yani su yeterli değil.
Trilyonlar çöpe gidecek!
(Borulu sistem inşaatın yapımı bakımından bir örnek sunuyorum.)
Kanal İstanbul'un genişliği ve derinliği azdır.İleride tıpkı süveyş kanalında olduğu gibi projenin yetersizliği ortaya çıkacaktır. Süveyş Kanalı yenileme çalışmalarına bu güne kadar 150 milyar dolardan fazla para harcanmış yinede yeterli olmamış yeni kanal projesi hazırlanmıştır.
Burada uzatarak zamanınızı almak istemiyorum. Kısaca Kanal İstanbul vatanını milletini seven damarındaki asil kanın idrakinde bulunan her Türk evladının karşı çıkması lazım gelen, ülkemize hiç bir yararı olmayacak aksine çok hem de çok zararlı bir projedir.
(Alinti: Taner Unal)
........
“ABD savaş gemilerini, istediği miktar ve tonajda ve istediği süreyle Karadenizde dolaştırmak için Montrö’yü fesh ettirmeye çalışıyor. Bu amaç için, fesih hakkı olan Romanya’yla gizli diplomasi yürütüyor.”
ABD Senatosu’na 2006 yılında verilen bir yasa taslağında; “İstanbul ve Çanakkale Boğazlarını ilgilendiren Montrö Antlaşması’nın, ömrünü doldurduğu, bu anlaşmanın günün koşullarına uygun olarak yeniden düzenlenmesi gerektiği” söylendi.
ABD Türkiye Büyükelçisi Wilson, 3 Mart 2006’da gazetecilere; “Montrö Antlaşması oldukça açık. Ve biz Karadeniz’in uluslararası sularda bulunmasından kaynaklanan haklarımızdan yararlanmak istiyoruz. Yani gerektiğinde gemilerimiz buraya girebilir” dedi.
ABD, Rusya'yla güç mücadelesinde Karadeniz'e yerleşmek iter. ABD, Montrö'yü tartışılır duruma getirmek istiyorsa, bu tümüyle Türkiye'nin ulusal çıkarlarına/ulusal güvenliğine aykırı demektir. KANAL PROJESİ'ne, uzmanların ayrıntılı görüşleri doğrultusunda karar verilmelidir...
(Alinti : Dr. Naim Babüroglu)
Malumunuz dış siyasette son 18 yılda ki beceriksizligimiz apayrı bir konu elimizi neye attiysak kolumuzu kaptırdık. Irak savasiyla ırak bölündü, Suriye savasıyla 10 milyon suriyeli ülkemizi istila etti. Kıbrıs'ta Rumları kendi ellerimızle Birleşmiş milletlere aldirdik vs vs vb vb onlarca olay sayabilirim.
Arkadaşlar başka Türkiye yok birileri para kazanacak emperyalistlere köprü olacak diye geleceğimizi ipoteklemelerine göz yumamayiz.