31 Mart 2024 Yerel Seçimlerinin üzerinden yaklaşık 1,5-2 ay geçtikten sonra Kent Konseyi Genel Kurul sürecini görüşmek, değerlendirmek ve fikir alışverişinde bulunmak üzere Belediye Başkanı Sayın Abdurrahman Tutdere’nin özel kaleminden randevu talep ettik. Epey bekledik, dönüş olmayınca bir yakının yönlendirmesi ile randevu talebimizi tekrar yaptık. Yönetmelikte belirtilen süre dolmak üzereydi. Cevap gelmeyince 29 Haziran 2024 tarihinde süreci işletmek adına genel kurulumuzun çağrısına çıktık.
Aradan 3 gün geçtikten sonra sayın başkan cep telefonundan arayarak Kent Konseyi olarak neden çağrıya çıkılmadığımızı ve zamanın geçtiğini, görüşmemiz gerektiği anlamında bir şeyler söyledi. Ben de kendisinden birkaç kez randevu talep ettiğimizi, dönüş olmadığını ve bizimle görüşmek istemediğini düşündüğümüzü söyledim… Bu arada zamanında çağrıya çıktığımızı da ekledim…
Ertesi gün 2 arkadaşla birlikte görüşmeye gittik. Makam odasının yanındaki iç odaya geçtik. Konu genel kurul sürecine geldi. Kendisine randevu taleplerimizin cevapsız kalması üzerine çağrıya çıktığımızı ve süreci başlattığımızı söyledik. Çağrıya kendisinin yapması gerektiğini söyleyince, yönetmeliğin ilgili maddesini söyleyerek zaten çıktığımızı tekrar söyledik. Oluşmuş ve var olan bir kent konseyinin genel kurula çıkması ile ilk defa oluşacak bir kent konseyinin genel kurula çıkmasının farklı olduğunu da söyledik. Bu arada bize 13 Temmuz tarihinde çağrıya çıkmayı düşündüğünü söylediğinde zaten bizim çıktığımız tarih de 14 Temmuz olduğunu söyledik. Bu arada kafasında düşündüğü bir adayın olup olmadığını, bize önerebileceği isimlerin olup olmadığını veya düşündüğü herhangi bir kadronun olup olmadığını sorduk. Kesin olarak yok dedi.
Tarihte mutabık olduğumuzu düşünerek çıktık. Daha sonra strateji müdürü bizimle irtibata geçerek süreci ve yazışmaları sordu. Gerekli yazışmaları bizim yapacağımızı söylediğimizde “iyi olur, biz pek bilmiyoruz” dedi.
Bu arada genel kurul takvimimiz devam ediyordu. Başka bir adayın olduğunu ve çalışmalar yaptığını duyduk. Bunun yanında liste için çalışanlar olduğunu da duyduk. Başkan adayı olduğunu söyleyen arkadaşla ve yürütme kurulunda olduklarını söyleyen arkadaşlarla hem ayrı ayrı hem de birlikte birçok kez görüşmelerimiz oldu ama sonuçsuz kaldı. Bu arada biri başkan, diğeri liste olarak iki ekibin birbirinden haberli ve planlı olarak çalıştıklarını fark ettik.
Bazı süreçlerde Belediye Başkan yardımcısı da konuya dâhil oldu ve onunla yaptığımız görüşmelerden de bir sonuç alamadık.
“Birlikte, kaç aday olursa olsun, gelin 14 Temmuz’daki genel kurula katılın ve şehrimize güzel bir demokrasi şöleni yaşatalım” önerimizi de birkaç kez dile getirdiysek de karşılık bulmadı.
Diyalog ve önerilere, istişare ve müzakerelere açık olduğumuzu açık açık ifade ettik. Maksadımız herhangi bir çekişmeye meydan vermeden ortak bir liste ile genel kurulu sürecini tamamlayarak bir an önce çalışmalara başlamaktı. Şehrimizin gerçekten bekleyemeye tahammülü yoktu, kaybedecek zamanımız hiç yoktu…
Görüşmelerin hepsinde ortak çalışmaktan ve ortak liste oluşturmaktan ziyade baskın olmak, sayıca üstünlük sağlamak, adeta boğmak niyetinde olduklarını gördük. Belediye başkan yardımcısının daveti üzerine son görüşmeye gittiğimizde iki aday karşılık konuşup anlaşacak diye beklerken o anda odada üçüncü bir adayın da olduğunu ilk kez öğrendik. Biz tek bir aday olduğunu düşünürken Belediyenin bilgisi dâhilinde üç adayın davet edildiğini orada öğrendik. Hesapta yokken karşımıza birden 3 adayın ortak liste yapması önerisini getirdiler. Bunun adil olmadığını baskın bir teklif olduğunu, bizim dışımızdaki her iki adayın da aynı olduğunu, madem öyle bizde de 3-4 adayın olabileceğini ve onların da tabiri caizse bu pazarlıkta olması gerektiğini söylediğimizde kabul etmediler. Aynı ekip karşımıza iki ekip olarak çıkıp yine tabiri caizse pazarlıkta paylarını iki kata çıkarmaya çıkardıklarını gördük. Bunun görüşmeyi ve süreci baltalamaktan başka bir işe yaramayacağını söyleyerek oradan ayrıldık.
Bu süreçte adil ve yapıcı önerilere açık olduğumuz hep dile getirdik… Öyle bir niyetimiz olmasaydı görüşmeler yapmazdık. İlan ettiğimiz tarihteki genel kurula davet ettik, orada demokratik bir seçim yapalım dedik ama nedense hep reddedildik. Her görüşmeye umutla başlamamıza rağmen ne yazık ki sonu hep olumsuz bitti.
Başka arkadaşlarla da aynı maksatla görüşmelerimiz oldu tabi. Bir önceki yürütme kurulumuzda olduğu gibi, bu kez de toplumun her kesimin temsil edildiği bir yürütme kurulu olmasını istiyorduk. Çünkü biz Adıyaman’dık. Hepsini detaylı olarak anlatarak konuyu uzatmak istemiyorum.
Görüşmeler sonuçsuz kalınca biz de çalışmalarımıza devam ettik. Derken Adıyaman Belediye Başkanının talimatıyla Belediyenin çağrıya çıktığını öğrendik. Belediyenin Genel Kurul davet yazısında sadece 71 kuruma çağrı yaptığını gördük. Garip bir durumdu. Bizim geçen dönem yaptığımız genel kurulda 412 kurum oy kullanmıştı ve çağrımız herkese açıktı. Belediyeninki ise adrese teslim yapılmıştı. Bunu kendilerine söylediğimizde “yeni bir çağrıya çıkabiliriz” dediklerinde “bu işin oyuncak olmadığını, böyle olursa kamuoyunda ciddiyetini kaybedeceğini” söyledik.
Bu arada görüştüğümüz ve anlaştığımız arkadaşlarla bağlantı kurarak onları baskıyla vazgeçirmeye ve kendilerine yönlendirmeye uğraştıklarını öğrendik. Bizim ilan ettiğimiz genel kurula katılmamalarını, genel kurulun yasal olmadığını, olsa bile belediyenin iptal edeceğini dikte ediyorlardı. Belediyenin insanlara böyle bir baskı yapması hak, hukuk ve adalet adına kabul edilmeyecek; insan haklarını, insan iradesini ve insanın seçme iradesini tahakküm altına alacak anlamsız ve nafile bir çabadan öteye gidemez.
Her fikre, her düşünceye ve her renge saygılı olduğunu her fırsatta söyleyen bir belediye başkanının bu tavırlara girmesi gerçek niyetinin ne olduğunun anlaşılmasında önemli gösterge olmuştur. Başka bir deyişler takiyyeci bir zihniyetin dışa vurumu da diyebiliriz.
Kamuoyunda yanlış bilgileri yayarak bilgi kirliğinden ve hileli yönlendirmeden medet umanlara, genel kurulumuzun iptal edildiği gibi çarpıtmalara cevap olmasının yanı sıra kamuoyunun doğru bilgilendirilmesi adına bunları yazmak zorunda kaldık.
Her şeye rağmen biz yolumuza devam ettik ve genel kurulumuzu yoğun bir katılımla gerçekleştirdik. Gayet olgun, şeffaf ve yasal bir şekilde gerçekleşen genel kurulumuzun hem şehrimiz hem de hemşehrilerimize hayırlı olmasını gönülden diliyoruz.
Aslında çalışmalara hemen başlamamız lazım. Şehrimizin ihtiyacı olan projelere ön ayak olmamız, destek vermemiz, aksayan yönleri kamuoyu ile paylaşarak birlikte çözüm aramız gerekirken böyle zaman kaybettirici ve toplumu bölen, ayrıştıran ve nifak sokan zihniyetle uğraşmaz zorunda kalıyoruz.
Sizlerden doğrunun ve haklının yanında olmanızı, onların çağrılarına itibar etmemenizi, temsilci göndermemenizi, gönderdiyseniz de geri çekmenizi istiyoruz. Birçok yerde zorla form verdiklerini duyuyoruz. Lütfen baskılara boyun eğmeyin!
Biz Adıyamanlılar olarak ne zaman bir ve beraber olduysak, ne zaman bölen, ayrıştıran ve fesat sokan zihniyete kaşı dik durarak savaştıysak kazandık. Yine kazanacağız Allah’ın izni ile.
Bizim mücadelemiz, süreci oldubittilere getirmek isteyenlere, kazanamayacaklarına inandıkları bir seçimi çıkmaz hale getirip, değişik kumpaslara girenlere karşıdır. Bizim mücadelemiz, Adıyamanlıların demokrasi mücadelesini ve seçme haklarını görmezden gelenlere karşıdır. Bizim mücadelemiz kentin ve kentlinin hak ve hukukunu korumaktır. Bu mücadelede siz değerli sivil toplum kuruluşu temsilcilerinden, halkımızdan ve kurumlarımızdan bu mücadeleyi yalnız bırakmamanızı ve tepkilerinizi yüksek sesle dillendirmenizi istiyoruz.
Ortada yasal bir Kent Konseyi varken, toplumsal barışı dinamitleyecek, toplumu ayrıştıracak, fesat sokacak, kin ve düşmanlığa neden olabilecek Paralel bir Kent Konseyi oluşturmak isteyenlere fırsat vermemek lazım.
Bu süreçte Kent Konseyinin gündeme gelmesi, ilgi odağı olması aslında güzel bir şey. Yıllardır verdiğimiz uğraşlardan biriydi Kent Konseyinin bilinirliğinin artması. Ancak bazılarınca sadece seçim dönemlerinde akla geliyor olması düşündürücü tabi.
Buradan Sayın Belediye Başkanımıza çağrımızı tekrarlıyoruz. Birlikte şehrimizin yararına güzel işler yapabiliriz. Vakit varken ayrılığa ve ötekileştirmeye son verin. Biz hazırız.
Değerli kamuoyuna saygılarımla.