Adıyaman İnşaat, Yapı Malzemeleri, Yalıtım ve Dekorasyon Fuarı’nda en çok ilgimi çeken stant; Adıyaman`ın Tut ilçesinde bulunan ve fuarda sergilenen Onyx mermerin güzelliğiydi. Şeffaf bir görünüme sahip olan mermer, çok saydam ve ışık geçirir özelliğiyle, bir tarafına konulan bir ışığı diğer taraftan gösterecek kadar şeffaf olması gerçekten çok ilginç geldi bana. Görünen o ki yeterince tanıtıldığı takdirde; hem Adıyaman`a, hem de Türkiye ekonomisine büyük bir katkı sağlayacaktır. Katma değer anlamında, ekonomiye maddi olarak kanıksanmayacak kadar girdi sağlayacaktır.
*
İnsan olunca, olağanüstü veya olağan dışı çoğu şeyler de başına gelebiliyor. Önemli olan şerrin insandan, hayrın yüce yaratandan geldiğine inanarak, şükür ve hamt etmektir. Önemli olan gelenlere, sabırla, sebatla, dirençle ve tedbirle karşılayarak, yaşantımıza devam etmektir. Çünkü manevi güç, kuvvet, samimiyet, tevekkülde yatar. Bu kulvara girmemize ve hakkımızda hüküm verecek olan, şüphe yok ki yüce yaratandır. Hani “cennet bedava (ucuz) değil, cehennemde lüzumsuz değildir. Öyle üç kuruşa beş köfte” yok. Her şeyin bir bedelinin olması gibi yaşıyor olmanın da bedeli kesinlikle şükürdür. Dua, ibadet, tevekkül, sabır, şükür, zikir, fikir ise kulun boynuna olan borcudur.
*
İnsan var ya, insan; Ziya Paşa`nın deyimiyle:
"Yıldız arayıp gökte nice turfa müneccim,
Gaflet ile görmez kuyuyu rehgüzerinde!"
*
İnsanın şöyle başını alıp da gideceği bir yerler muhakkak olmalıdır. Örneğin baraj kenarında, şarıl şarıl akan bir ırmağın kenarında bir ağacın dibinde oturmak, ya da fokur fokur kaynayan bir su kaynağının başında; kendinle, duygularınla, düşüncelerinle, hissettiklerinle baş başa biraz vakit geçirmek… Hele bir de ince belli bir bardakta, tavşan kanı çay içmenin keyfi de başka olur herhalde.Yanlız, mutlu, huzurlu, hele sevdiklerin de yanındaysa, değmeyin keyfine fani dünyanın!..
*
“İnsan ne oldum değil, ne olacağım demeli...”
Bal, kaymak, börekten, evvel, soğan ekmek yemeli.
Hal’le hemhal olmak için, kor ateşte yanmalı.
Sonra insanım demek için ortaya çıkmalı. (KB )
*
Kimi zaman yaptıklarıyla ve konuştuklarıyla canlıların en yücesidir, kimi zaman da canlıların an adisi olabiliyor o!
*
Kıssadan hisse
“Adamın biri bir gün bahçesinde otururken Hayvan dışkısından top yapan bir böceği görmüş, böcek pisliği ayakları ile yuvarlayarak giderken içinden şöyle geçirmiş:
- Ey Allah’ım! Her şeyi çok güzel çok hoş yaratmışsın da, şu böceği sırf pislikle uğraşsın diye mi yarattın?
Aradan bir kaç ay geçmiş adam umarsız bir hastalığa yakalanmış.
Derdine kimseler çare bulamamış.
En sonunda bilge bir Doktor ``Bak demiş bazen bahçelerde gezen bir böcek olur ayakları ile pislik yuvarlar işte o yuvarladığı pisliklerden 40 gün boyunca aralıksız yiyeceksin" demiş.
Adam 40 gün boyunca o pislikleri yemiş ve iyileşmiş. Aradan yıllar geçmiş aynı adam gemiye binmiş ve denizin ortasında çok büyük fırtınaya yakalanmışlar. Herkes bağırıp, çağırıp, ağlaşırken bu adam bacak bacak üstüne atıp sakince çayını yudumluyormuş.
Birileri dayanamamış sormuş. "Biz yana yakıla dua edip bağırıp çağırıyoruz sendeki bu rahatlık ne be adam ?."
Adam şöyle cevap vermiş:
- Kurban olduğumun bir kere işine karıştım bana kırk gün bok yedirdi, ister yüzdürür, ister batırır. ben karışmam kardeşim.”
Kerim BAYDAK
kbaydak61-artan@hotmail.com