Bazı şeyler bazılarını üzüyor, bazılarını sevindiriyorsa,

Bazı şeyler bazılarını ağlatıyor, bazılarını güldürüyorsa,

Bazı şeyler bazılarını zengin ediyor, bazılarını fakirleştiriyorsa,

Bazı şeyler bazılarını kalabalıklaştırıyor, balarını yalnızlaştırıyorsa,,

Bazı şeyler bazılarını öldürüyor, bazılarını yaşatıyorsa…

Bir şeyler ters gidiyor, bir yerlerde yanlışlıklar yapılıyor demektir.

***

Bundan önce dünyaya İslâm anlatılmaya çalışılıyordu, şimdi ise bildikleri İslâm`ın esas İslâm olmadığını anlatmaya çalışmakla, ifade etmekle, aklamakla uğraşılıyor.

***

Şehir içerisinde aşırı bir inşaatlaşma söz konusu, amma aynı oranda inşaatın ve yolda geçenlerin güvenliklerinde zafiyet söz konusu. İnanmayan varsa gidip bakabilir. Güvenlik tedbirleri evlere şenlik!.. Daha yol işgallerini söylemiyorum bile.

***

Dualar da artık kabul olmuyor. Yoksa Onca çocuğun başına bombalar yağdıran zalimleri ahlarıyla yerle yoksan olurlardı. Artık 1 milyar 700 milyon Müslümanın yaptığı dua nasıl olur da kabul olmaz. Demek ki bir yerlerde bir yanlışlık yapılıyor. Uyanmak gerek.

***

İnsan darbe üstüne darbe yiyor, ama bir türlü akıllanmıyor, ders almıyor. Belki her seferinde, "bir daha yapmam, şöyle etmem, böyle etmem!" diyerek, kendi kendine sözler veriyor. Fakat her defasında olanlar unutuluyor, her şey sıfırdan başlıyor. Düzelebilir veya değişebilir zannıyla, düşüncesiyle, her seferinde verilen şanslar, hep boşa gidiyor. Tabi farkında olmuyoruz, ama aslında giden ömür oluyor. Kimisini silip atıyorsun, gönlünden, kalbinden aklından, hayatından, kimini Allah`a (CC) havale ediyorsun, en büyük vekil Allah (CC) olduğuna göre, "en iyisini o bilir diyorsun," kimisiyle tartışıyorsun, kavga ediyorsun, hem kendine hem ona fiili yaptırımlarda bulunuyorsun. Ancak, yine de yaşamın içerisinde bir türlü kendini soyutlayamıyorsun, bir türlü yakanı kurtaramıyorsun. Bu durumlarda en büyük şey sabır olsa gerek. Hani “zamanla koruk bile üzüm olur” denir ya.

İşte öyle! Zamanla bir bakıyorsunuz, kendiliğinden her şey halloluvermiş, hayatınızdan bir an da çıkıveriyorlar.

Yeter ki sabredebilesiniz.

***

Uyuyanı uyandırmak kolaydır, ama uyur gibi yapana, düşündüreni uyandırmak kadar zoru yoktur.

Bilmeyene öğretmek kolaydır, ama bilmek istemeyene ya da bildiğini düşünen insana bir şey öğretmek kadar zoru yoktur. Acaba içimizde uyuyanlar veya her şeyi bildiğini düşüneneler başka kimseye öğrenme ve düşünme hakkı tanımayanlar olabilir mi? Var mıdır acaba?

***

Ne olduğu, ne için olduğu anlaşılmayan savaşlar yaşıyoruz. Mazlumlar zalimlerin teşvikiyle, alçakça ve gaddarca piyonlarıyla yangın yerine dönen, her geçen daha da daha da alevlenerek özellikle İslam coğrafyasını ve İslam âlemini yakan bir ateş var.

***

Kim/kimler ölmüş, nereler yakılmış, yıkılmış, hangi yüreklere ve mekânlara ateş düşmüş, gözlerde yaş kalmamış gibi olan bitenler, kimsenin umurunda değil. Etnik ve mezhepsel yarışmalar tetiklenmektedir. Herkes İslam adına yaptığını söylüyor; ama hiç kimse İslam adına o hakkı kendinde göremez, kaldı ki o hakkı asla vermez.

***

Kimse kimseyi kandırmasın. Ne Rusya’nın yanında olan ve zalim Esat’ı destekleyen Şii İran’ın yaptıkları, ne de servetini Amerika bankalarına yatıran ve gittiği her yere 4 uçakla ve bin hizmetçisiyle beraber giden Suudi Arabistan’ın kralı yaptıklarını kimse onaylayamaz. İslam ve Müslümanlık gerekleri bunlar değildir. Bunlar Müslüman olsa ne olur, olmazsa ne olur. Bunlar hep zalim, hep katil, hep ikiyüzlülerdir.

***

Her tarafta kan akıyor, yürekler yanıyor, ocaklar sönüyor.

Huzur, barış, mutluluk adına bir yerlerde bir şeyler yapmalı bir şeyler söylemeli.

 

 

 

Kerim BAYDAK

[email protected]