Çarşı-pazarıve benzer toplumsal alanları gezerken maskesizlerden geçilmediğine, sosyal mesafe kuralına uyulmadığına, hijyen koşulların dikkate alınmadığına hepimiz şahit oluyoruz.
Korona denilen küresel illetin ilacı yok, aşısı da bulunmadı, her gün onlarca can alıp götürüyor aramızdan.
Canımızdan can koparıyor, sevincimizi hüzne boğuyor, yaşama hevesimizi kırıyor ve buna rağmen umursamaz tavırlar sergiliyoruz.
Nedir bunca vurdumduymazlık, nedir salgın illetini kaalealmamazlık, ne yapmaya çalışıyoruz biz?
İnsanlık âleminitopyekûn rehin alan çağın küresel salgınını yenmemizin bir yolu varsa, o da belirlenen kurallara harfiyen riayet etmektir.
Aksi halde tanıdıklarımız, yakınlarımız, kısacası “eşref-i mahlûkat” olarak tabir edilen toplumun değerli fertleritoprağın kara bağrına düşmeye devam eder. Malum olumsuzlukların müsebbibi de biz oluruz.
Böylesine elim vakaların vuku bulmasına vesile olmak büyük bir vebaldir. Gözyaşların akmasına, trajedilerin yaşanmasına, travmaların oluşmasınaneden olan söz konusu vebalin muhatabı olmamalıyız.
Üstümüze düşen sorumlulukları yerine getirmeli, kurallara harfiyen riayet etmeliyiz.
Bunu yaparken de ferdi düşünmemeli, bireyselliklerin odağında yer almamalı, olaya toplumsal açıdan bakmalı ve ona göre davranışlarımızı çek etmeliyiz.
Çünkü mevcutsorunüç-beş kişinin maske takmasıyla, sosyal mesafe kuralına uymasıyla çözümlenemez.
Hep beraber cem olur kurallara uyarsak ancak sorunun üstesinden gelebiliriz.
Korona’yıkornere atama gibi bir lüksümüz olamaz bizim, yoksa gol olur kalemize yağar ki, şu sıralar yağıyor da…
Plajlara bakıyorsunuz, insan selinden geçilmiyor ve birçoğu da iç içe eğleniyor.
Keza toplumda eski günleri aratmayan kuralsız düğün merasimleri, toplantılar, taziye gelenekleri, açılışlar, parti düzenlemeleri gibiKoronasevicietkinlikler revaçta.
Yapmayın, etmeyin, hem kendimize yazık etmeyelim, hem de toplumun diğer bireylerini tehlikeye atmayalım.
Ama hiç kimsenin sevincini hüzne dönüştürmeye, yaşamını akamete uğratmaya hakkımız olamaz/olmamalıdır. Kendimize gelelim.
Selam, sevgi ve gönül dolusu muhabbetlerimle…
Bilal KARADAĞ