Evlilik, iş hayatı, sosyal, psikolojik ve fizyolojik alanlar gibi, mevcut alanların hepsinde, bir şekilde kurulu o köprüden geçmek zorundasınız.
Ortaya çıkan duruma göre fikirler ileri sürebilir, çözümler üretebilir, bakış açınızı değiştirebilir, şartlara göre kendinizi yenileyebilir ve yılmadan, yıkılmadan mücadele edebilirsiniz.
Bu şekilde ilginç, canlı, heyecan ve mutluluk verici, varmak istenilen hedeflere ulaşabilirsiniz.
Anlayacağınız, çalışmadan, çabalamadan, üretmeden çözümler bulamaz ve sonuca ulaşamazsınız.
***
Bir tarafta, cadde, sokak gezip, kiralık ev arayanlar,
Diğer tarafta, şehir merkezinin birçok iş yerinin vitrinine asılan kiralık ev yazısı.
Vallahi, ben bu işten bir şey anlayamadım.
Bir yerde bir yanlışlık var, ama nerede?
Acaba vatandaşlar, cüzdanlarına uygun, istedikleri evi mi bulamıyorlar!
Yoksa istediği evler, henüz yapılmamış mıdır?
***
Bazı insanların sohbeti gerçekten hoştur.
Onlarla oturup dertleşmek istersin.
Konuşmaktan mutlu olursun, rahatlarsın, içini huzur kaplar.
Bazen sohbetlerde ağıza pelesenk olmuş, bazı kalıplaşmış küfürlerle bezendiğinde doğrusu biraz afallıyorsunuz.
Konuya muhatap kişi sarf edilen küfürlere layık mıdır, hak ediyor mudur, etmiyor mudur, ayrı bir konu.
Tabi ki küfreden için, kesinlikle hak ediyordur.
Ne kadar hak ediyor olsa da, küfür edilen değil de, eden kişi için, pek haz edilesi bir durum olmamaktadır.
Bazen sohbetlerin kalıplaşmış kelimelerle desteklenmesi, sohbeti hoş kılıyor görünse de çevresindekileri kimi zaman zaman gülümsetiyorsa da, yine de bazen uyarılmalarında ve biraz daha sohbeti küfürlerden arındırmaları konusunda daha dikkatli olmaları gerekmektedir.
Hele çay refakatinde yapılan, belki de hak edilen kişilere yapılan okkalı küfürler etrafı şenlendirse de fazla şık olmamaktadır.
***
Bazen insanlar konuştuklarında ya da bir eylemde bulunduklarında karşısındakini kandırdığını ve bunu muhatabın bilmediklerini düşünürler.
Eşek bile giderken düştüğü çamurdan bir daha gitmez.
Kimse aynı yerden iki defa vurulamaz.
Hele bahse konu olan bir insansa!..
O insan, ya çok saf veya çok iyi niyetli, halisane ve Allah dostu bir insansa!..
Defalarca aynı insanı, aynı şeyler için rahatsız edip, aynı şeyleri alıyorsa ve bunu bin bir türlü bahaneyle, güya savuşturmaya, kandırmaya çalışıyorsa, işlerini gördürüyorsa!..
Bin bir türlü entrikayla yalan dolanla, adamın gözünün içine baka baka, tekrar, tekrar istediğini alabiliyorsa!..
Ve o adam, bunu biliyor, bilmesine rağmen, yine de işini görüyor, istediğini veriyorsa!..
Üstüne üstlük, “ağzından çıkanlar benim, kalbinde ve gönlünden geçenler senin olsun!” diyorsa ve bu büyük erdemliliği gösteriyorsa; artık söylenecek bir şey kalmamıştır insanlık, adına, adam gibi adamlık adına, namus, onur, haysiyet adına.
Kerim BAYDAK
kbaydak61-artan@hotmail.com