"Haklı Olanı Bir Dünya Gelse Yere Vuramaz"

Hakan Karaaslan, adaletin yalnızca güçlülerin değil, herkesin hakkını koruyacak şekilde uygulanması gerektiğini ifade ederek, şunları söyledi:

“Haksız olanı bir çocuk bile yener, ancak haklı olanı bir dünya gelse yere vuramaz. Ne yazık ki, günümüzde haklı olanın değil, güçlü olanın ayakta kaldığı bir sistemle karşı karşıyayız. Oysa ki adalet, herkes için eşit uygulanmalı ve hukuk, kimseye ayrıcalık tanımamalıdır.”

Adaletin ve hukukun üstünlüğünü tartışmanın bile sistemdeki açıkları gösterdiğini belirten Karaaslan, kanunların herkes için eşit ve tavizsiz bir şekilde uygulanması gerektiğini savundu.

"Suç Güce veya Servete Göre Şekillenmemelidir"

Hakan Karaaslan, suçun bireyin konumuna, gücüne veya servetine göre farklı değerlendirilmemesi gerektiğini vurguladı:

“Suç, kişinin konumuna, gücüne veya servetine göre şekillenmemeli; herkes için aynı yaptırımları içermelidir. Ancak maalesef, siyasi sistemler içinde bireyler devlet malını nasıl kullanabilirim düşüncesiyle yetiştirildiği için, dokunduğunuz herkesin bir şekilde suçla ilişkili olabileceğini görmek mümkün.”

DEM Parti Adıyaman İl Eş Başkanı Hüseyin Coşkun’dan Nevruz Bayramı Mesajı DEM Parti Adıyaman İl Eş Başkanı Hüseyin Coşkun’dan Nevruz Bayramı Mesajı

Bu durumun devletin istediği kişiye istediği muameleyi yapabilmesine zemin hazırladığını belirten Karaaslan, güçlü olanın korunduğu, zayıf olanın ezildiği bir düzenin sürdürülebilir olmadığını dile getirdi.

"Adalet Günün Sonunda Haklıyı Ortaya Çıkaracaktır"

Devletin zamanı geldiğinde hesap sorabileceğini ancak ilahi adaletin hiçbir şeyi unutmayacağını belirten Karaaslan, şunları kaydetti:

“Kanunlar günün sonunda haklı ile haksızı ortaya çıkaracak en büyük terazidir. Bizim tek temennimiz, bireylerin ve kurumların yaptıklarının yanına kar kalmaması ve herkesin er ya da geç hak ettiği sonucu almasıdır.”

"Sorun Siyasi Sistemin Kendisi"

Yazısının devamında, meseleye yalnızca bir siyasi parti meselesi olarak bakılmaması gerektiğini ifade eden Karaaslan, şunları dile getirdi:

“Burada meselemiz herhangi bir siyasi parti meselesi değildir. Mesele, mevcut siyasi sistemin ve kanunların uygulanışındaki açık kapılar ve pasifliktir. Türkiye’nin uluslararası adalet sistemine örnek olabilmesi için, güçlü bir hukuk devleti anlayışıyla hareket etmesi ve sistemin baştan aşağı revize edilmesi şarttır.”

"Liyakat Esas Alınmalıdır"

Devlet yönetiminde liyakatin esas alınması gerektiğini belirten Karaaslan, şu ifadeleri kullandı:

“İnsanlar, aş ve iş için ya da ihale kapmak için parti kapılarında olmamalıdır. Ülkesine gerçekten hizmet etmek isteyenler, makul maaş ve yetki karşılığında bu makamlara gelmeli ve liyakat esas alınmalıdır. İşte o zaman ülkemiz istenilen huzur ve refah sistemine kavuşabilir.”

"Diploma Krizi Sistemin Çürüklüğünü Gösteriyor"

Karaaslan, diploması olmadığı iddia edilen kişilerin bu sistemde yer almasının bile sistemin çürümüş olduğunun göstergesi olduğunu belirtti.

Sokrates Örneği

Hakan Karaaslan, yazısını tarihten bir örnekle tamamladı:

“Sokrates’e demişler ki: ‘Bir özür dile, mahkeme seni affetsin.’ O ise şu cevabı vermiş: ‘Özür dilersem alçak olurum, dilemezsem tarih beni yazar.’ Ve 2000 yıldır tarih, Sokrates’in haklılığını yazıyor.”

Son olarak Karaaslan, adaletin herkes için eşit uygulanmadığı sürece Türkiye’nin muasır medeniyetler seviyesine ulaşamayacağını belirterek, sağlık, huzur ve adalet dolu bir dünya dileğinde bulundu.

Kaynak : PHA

Kaynak: RSS