Çocukken kullanılan bir kalıp vardı yaşamımda; ‘ Meraklı Melahat’.Dokunmak istersin ‘ Çek elini, Meraklı Melahat’; sorarsın ‘ Kapa çeneni Meraklı Melahat ‘ denilirdi. Melahat’ ın kim olduğuna dair bir fikrim yoktu ama merakın kötü bir şey olduğu o günlerden aklıma kazınmış açıkçası.
Bugün hâlâ dedikoduları en son ben duyarım. Fakat şükürler olsun bu hassasiyet beni, her türlü baskıya rağmen kendimi meraktan alıkoymamış. İçimde bitip tükenmeyen bir merak var kendimle ilgili. Daha fazla nasıl bilgilenebilirim diye bazen resmen canıma eziyet ettiğimi düşünüyorum. Hatta bu hisse görüntü olarak ‘ kuyruğunu tutmaya çalışan köpek ‘ eşlik ediyor zaman zaman. Bu çabanın sonu var mı? Bilmiyorum. Sadece bir atölyede hocamızdan duyduğum ‘ sonu varmış ‘ gibi algıladığım bir tespit beni umutlandırdı. Hayırlısı!
Eğitimler yanı sıra atölyeler de oldukça aydınlatıcı oluyor benim için. Geçtiğimiz hafta sonlarından birinde ‘İçimizdeki Tanrıça ‘ adlı bir atölyedeydim. İsimleri tek tek yazmak zorlayıcı benim için, fakat o çalışmadaki herkese katkıları için sonsuz teşekkürler. Yorucu ama bol farkındalıklı bir atölye oldu.
Hepsini bir toplayıp yazmam tabii ki mümkün değil. O yüzden bir sıralama yapmam gerektiğini düşündüm. Gündemimden yola çıkarak ‘Hera’ başı çekti. Benim yaptığım ankette sıralama olarak Hera ilk üçte yer alıyor. Baştan itici gelse de yavaş yavaş kabulleniyorum onu da.
Özelliklerini benim algıladığım şekilde, bende olanı kadarıyla paylaşacağım. Sizdekileri araştırırken yardımcı olması açısından, atölyedeki film önerilerini de paylaşmaya özen göstereceğim. Notlarıma göre; Hera için önerilen iki film vardı. Biri ‘ Gizli Sayılar ‘ diğeri de ‘Cruelle ‘. Ben her ikisini de izledim, bayıldım. Tabii izlerken lütfen bildiğiniz kadarıyla diğer Tanrıçaların da özelliklerine dikkat edin. Birinin olduğu yerde öyle ya da böyle diğerleri de vardır. Hatta tıpkı bizim içimizde olduğu gibi değişik şekillerde kombine edilse de hepsi bir arada bunların. Bana göre sloganları;” Hepimiz birimiz, birimiz hepimiz için.”
Tekrar Hera’ya dönecek olursak; bir başka güç Tanrıçasıdır diye belirtebiliriz. Afrodit’ ten sonra da en güzel Tanrıçadır. Güç ve güzellik yan yana olunca çok söze gerek yok sanırım. Evlilik Tanrıçası olarak da bilinir. O yüzden evliliğinin yürümemesi çok zor bir iştir Hera kadını için. O, ayrılığı kabul etmekte zorlanır çünkü onu kabul etmek başarısızlığı kabul etmektir. Şimdi neden iki kere evlendim boşandım demenin beni bu kadar utandırdığını anlamlandırabiliyorum. Dolayısıyla sembolik olarak bir kez daha matbu boşanma belgeleri hazırlayıp yaktım dolunayda. Bu utancımdan da özgürleşiyorum böylece.
Diğer olumlu özelliklerinden birkaçı; çok güzel giyinir, kaliteli şeyleri tercih eder. Her şey yerli yerindedir Hera kadınının evinde, öyle ki poponuzu koyacak yer bulamazsınız. Harika bir iş kadınıdır. Liderdir. Taahhüt çok önemlidir onun için. Burada bir parantez açmak istiyorum kendi farkındalığımla ilgili. Atölyeye giderken Masal Anlatıcılığında aynı hafta masallarımızı zenginleştirmek adına önerilerden biri de etrafımızda konuşulanlara kulak vermemizdi. Bu tür uygulamaları zaman zaman yapıyordum ‘ yan masayı dinlemek’ adını vererek. Öyle de yaptım. Genç bir erkekten duyduğum:
“Oğlum, ben sana alcam demedim ki belki alırım dedim.”

Öyle tanıdık geldi ki bu cümle. Rahmetli oğlumla yaşadığımız diyaloglardan bazılarını anımsattı bana.  Ben ‘ belki ‘ desem de verdiğim taahhütleri tutacağımdan öylesine emindi ki... İşte al sana bir Hera’lık daha.
Uygulamaların yanı sıra, o kadar ayrıntı sundu ki Mark, not tutmak zorladı. Kitaptan bakın isterseniz siz de;”İçimizdeki Tanrıça” Roger J. Woolger. İsimlerin altını sık sık çizmekten gerçekten çekiniyorum. Bunun yanı sıra minnet borcu var. İkisi arasında bocalıyorum. Fakat yeri geldikçe zaten yazılarımda ya da sosyal medyadan adlarını zikrettiğimi düşünüyorum. Hepsinden Allah razı olsun! Yaşamımı zenginleştiriyorlar ve kolaylaştırıyorlar. 
Hera’ nın gölge yanlarına gelince satır aralarından siz yorumlayın şimdilik. Yaralı tarafı ise, yeteneklerini ve gücünü tam olarak ortaya koyamamasıdır. Onu onurlandırmak istiyorsak bir şeye taahhütte bulunabiliriz. Benim bırakacağım miras ne? Nasıl hatırlanmak istiyorum? Kendimize soracağımız bu sorular eşliğinde bir yol haritası oluşturarak taahhüdümüzü yerine getirebiliriz.
Öyle güzel farkındalıklar yaşadım ve yaşamaya devam ediyorum ki, bu güzelliklere katkısı olanlara kendimce bir teşekkür etme fırsatı veriyor yazı bana. Bunun için de çok memnunum. Yoksa Tanrıçalar birer aracı aslında. Ben popomu kaldırıp o atölyeye gitmeseydim, suçluluktan kıvrandığım, zaman zaman yine utançtan başımı kaldıramadığım anneliğimle ilgili tespitlerimin kaynağı olduğuna inandığım ‘Artemis’ in anneliği’ modelimi nasıl fark edecektim. Yani hem Tanrıçalar( birer arketip olduğunu belirtmeme gerek yok sanırım) hem ben birlikte hareket ediyoruz. Yalnız değilim, bu bilgi iyice içime oturdu. 
Yazıyı fazla uzatmamak ve tadını kaçırmamak adına, diğer Tanrıçaların da sadece adlarını yazıyorum. Belki fırsat bulursam yeri geldikçe hepsini bir yazıyla onurlandırmak isterim. Olmazsa da zaten onlarla daha yakın temasta olduğum biliniyordur, bu çift yönlü bir yolculuk bence.
Güç ve savaş Tanrıçası Athena, Ebeveyn Tanrıçası Demeter, Demeter’ın kızı yeraltı dünyasının kraliçesi Persefon, aşk Tanrıçası Afrodit başlıcaları diyebiliriz. Atölyede de söyledim burada da belirteyim; ben yıllarca öğrencilerime ‘ Deli Dumrul’u anlatırken içten içe hep nasıl olur da bir annenin oğlu için canını veremediğini anlayamazdım. Oğlum ölünce anladım oradaki metaforik anlatımı. Bu atölyeden ise, branşım gereği Tanrıçalarla ilgili az çok sahip olduğum bilginin içselleşmesi bugüne nasipmiş diyerek çıktım. Çok etkilendim.
Ben benden umudumu kesmedim. Nefes alıp verdiğim sürece araştırmaya devam edeceğim. Birbirini destekleyen alanlarda ilerlediğimi farkındayım şükürler olsun. Masal Anlatıcılığında aynı hafta verilen Cuma şekeri( hocamız verdiği uygulamaları bu şekilde adlandırıyor)kendimize bir aşk mektubu yazıp kamusal bir alana bırakmamız doğrultusundaydı. Yaptım ve farkındalıklarımı grupta paylaştım. Anladım ki ‘İçimizdeki Tanrıça’ anketinde oldukça geride kalan Afrodit’ i çok baskılamışım. Tanrıçaları yazmaya devam edersem, belki de bundan sonraki yazıda önceliği ona vermeliyim. Daha fazlasının aydınlanacağına eminim. Teşekkürler.