Dünya hızla gelişiyor. Teknolojik olarak da hızla büyük bir ivme kazanan müzik, bu sektördeki amacını tamamen yitirmiş görünüyor. Amaçtan çok, araç olarak kullanılan müzik sektörü, her geçen gün, köşeyi dönme, kısa yoldan şöhret olma gibi sebeplerle müzik olmaktan tamamen çıkmış durumda. Lüks bir hayat yaşamak, zevk ve eğlence gibi tutkular nedeniyle, dünyevi gelişmelere paralel olarak popülaritesi ve işlevsel dejenerasyonu her geçen artmaktadır. Küreselleşerek küçük bir köy haline dönüşen dünyada, müzik piyasası, samimi olmayan, her şeyin para ve popüler olma hayalleri üzerine kuruluyor olması; gençlerin hayallerin son bulması, hayal kırıklıkları yaşanmasına, yıkım ve yangınların oluşmasına sebep olmaktadır. Hasbelkader başarılı olanlar da ise, beğenmişlik, ukalalık, yılışık tavırlar, karakter bozuklukları, insana tepeden bakma gibi alışkanlıklar oluşmaktadır.
Şimdi dinlenen müziklerin çoğunluğu eskiyi aratır niteliktedir. Düşünecek olursanız, yıllar öncesine ait müzik, şarkı-türkü sözlerinin nağmeleri kulağımıza geldiğinde, hangimiz zevk almıyoruz, dinlemiyoruz.
Yaşı ilerleyenler bilirler. Kültür dağarcığında saklı bulunan müzik, şarkı ve türkülerin hangisi ortaya çıktığında, saatlerce dinlemiyor acaba? Hemen her şarkı ve türkünün bir hikâyesinin olduğu bilinen bir gerçekti. Şimdilerde amaçsız, çabasız, felsefesiz, dinlemekten çok sadece gözlenebilen, izlenebilen müzik türleri ortaya çıkmaya başladı. Çok değişik hedef kitleleri bulunan, benimsetilen ve özümsetilen, evrensellikten uzak müzik türleri hayatımızın değişmez ayrıntıları haline geldi. Hedef kitlesi genç kesimlerden oluşan müzik türlerinde, akıl almaz tarzlar, imajlar ve taklitten öteye geçmeyen, söylemli müzik çeşitleriyle gençlerimizi özünden uzaklaştırmaktadır. Sadece ritmi ve ezgisi hoş olduğu için, ne olduğunu anlayamadığı, kaliteden uzak, sadece albenisi olan bu müzikler, janjanlı sunumlarla ve ambalajlarla söz konusu hedef kitlesini ahtapot gibi kolları arasında yok etmektedir. Ne olduğunu, ne anlama geldiğini bilmediği bu tür müzik ve sözlerinin sadece kulağa hoş geldiği için, taklit etmekten öteye gitmediği, ne olduğu belirsiz bir felsefenin kurbanı oluyorlar.
Müzik sektörünün sanattan uzak, amacı bir şeylere sahip olma hedefi olarak algılayan, dejenerasyonun en alasını yapan söz ve müzikten oluşan, erotizm kokan, cinsellik objelerini ön plana çıkararak, klipler taklit edilerek seyredilmekten öteye gidilemiyor ne yazık ki!
Dünya literatüründe en anlamlı ve kaliteli özelliği ve güzelliği olan Türk müziği köklü ve zengin bir maziye sahiptir. Ancak gün geçtikçe yozlaşmakta ve ne olduğu belirsiz, bitmiş, tükenmiş, taklitten ve seyirden öteye gitmeyen bir müzik haline gelmektedir. Biz ki orkestra şeklinde arzı endam eden bir mehter takımını bütün dünyaya kabul ettirmiş bir milletiz. Yine ülkemizde 60, 70, 80’lı yıllar müziğiyle 90’lara kadar gündeme damgasını vurmasına rağmen, nasıl olduysa bir anda ters düz oluverdi. İster kapitalist sistem deyin, ister endüstriyel bir kazanç kazanımı deyin, isterse, popülist sosyal yaşam tarzı deyin; kalite ve imaj bir an da yok oluverdi.
Günümüzde çok ilginç müzik tarzları ortaya çıktı. Özümüze uygun müzik tarzları yok olurken, medya ve basın yoluyla da gençlerimizi pençesine alan pop, rap, hiphop, rock ve anlayamadığımız daha birçok yabancı müzik tarzları yozlaşmada önemli pay sahibi olmaya başladı. Özellikle Ortaçağda tedavi amaçlı kullanılan İbn-i Sina benzeri müzikler, Itri, Dede Efendi, Münir Nurettin Selçuk, Hacı Arif Bey gibi devamla, günümüzde etkili olan ve halen gündemden düşmeyen Dede Korkut, Neyzen Tevfik ve Zeki Müren, Müzeyyen Senar gibi onlarca, yüzlerce sanatçı ve müzikleri ortadayken; gençlerimizi …. vb madde bağımlısı haline getiren yabancı ünlülerin şarkılarıyla zaman geçirmeye başladılar.
Müzikte mütevazılık, alçakgönüllülük, kişilik sahibi olmak miadını doldurmuş görünüyor. Bu taklitçi yabancı müzik merakından kopmak, ayrılmak çok zor olacak gibi de görünüyor. Gençlerimiz araştırmak yerine yüzeysel bilgilerle bilgi sahibi oldukları müziklerle mutlu olmaya çalışıyorlar ve basit şeyleri, kaş, göz, kalça-bel sallayan, küfürlü, erotizm kokan şarkıları dinlemekle, seyretmekle yetiniyorlar.
Yapılan müzik kliplerinde, güzel, alımlı kızların yer aldığı, seksi, şehvet dolu, fantezi kültürünün ayyuka çıktığı şarkılar var.
Kaşla, gözle insanları cezbetmenin yanı sıra, yakışıklı erkekler bulundurarak genç kızlarını akıllarını başından alan, “keşke beraber olsaydık” diyen mesajlarını şuuraltına empoze eden şarkılar, klipler var.
İnsanların anlamakta zorlandığı birçok şarkıda, küfür edebiyatına önem veren, uyduruk, saçma sapan, komik, kafa yoran, insanların sıkıntısından nemalanan şarkılar, klipler var.
Sadece piyasa yapmak, insanların ceplerinden nemalanmak, farklı hayat felsefelerini insanlara benimsetmek, bin bir türlü fikir, zikir, düşünce ve hayat görüşüne sahip olan beş para etmez, hedefi sadece para olan şarkılar, klipler var.
Bunu en iyi şekilde mal, ürün satmak amacıyla kullanan işyerlerimiz var. Filmlerde kullanan, jenerik uygulayan, fon olarak düşünen nice zevatlar var.
Bir an önce buna önlemler almak ve çareler bulmak zorundayız. Çocuklarımızı, geleceğimizi bu zararlı müzik klipler dünyasından soyutlamamız gerekiyor. Malum zararın neresinden dönülürse kardır. Bir takım sıkıntılar yaşansa da henüz kaybedilmiş bir şey yoktur. Bir an önce tedbirini almak şartıyla, söz konusu belirsiz, anlamsız, saçma sapan müzikler dinelmekten vazgeçmeliyiz.
Kerim BAYDAK
kbaydak61-artan@hotmail.com