Neden Diye Sorgulayamaz Olduk!

Abone Ol

 

Birçok yönetimlerde, meslekte, alanda ve başkanlık seçimlerinde, tartışmalar, kavgalar yapılıyor.
Hatta işi daha ilerleterek, toplumsal infiallere bile sebep olabiliyor.
Peki, neler oluyor, bütün bu olan bitenlerin sebebi nedir?
Etrafa, pis kokular yayılıyor.
Havayı, dumanlı bir hava kaplıyor.
Gündem, günlerce meşgul ediliyor.
İnsanlar üzülüyor, bazen cinayetler işleniyor, kan akıyor.
İnsan, ister, istemez sormak istiyor!
Peki, neden?..
İnsan derinlemesine düşününce, beynini kemiren yüzlerce, binlerce soru çıkıyor karşısına.
Bir takımın başkanı, ne zorluklarla ve entrikalarla seçiliyor, sebebi nedir?
En zayıf takım, çok güçlü bir takımı yenebiliyor, sebebi nedir, nasıl oluyor?
En kolay pozisyonda, bir futbolcu atması gereken gölü atmıyor, atamıyor, neden?
Bir kaleci yenmemesi gereken gölü yiyor, yiyebiliyor, neden?
Liyakati yetersiz olan biri, bir yerleri meşgul edebiliyor, neden?
Vizyonu ve misyonu olmayan birine büyük sorumluluklar verilebiliyor, neden?
Hatır mı, gönül mü, akrabalık ya da bir cemaat mi..? Hangisi etkin?
Eleştirmek mi, inandığını, söylediğini ve yaptığını sorgulamak mı?
Vaatler verilir tutulmaz, malvarlığı milyar dolarlara ulaşanların, zenginleşme sebepleri sorgulanmaz!
Ne kadar vergi verildiği, insan haklarını ne kadar çiğnediği sorgulanmaz!
Nedense insan, söyledikleri, yaptıkları, yaşadıkları arasında çelişkiler ortaya çıkmaktadır.
Sebepsiz, nedensiz, asılsız, asparagas haberler ve söylemlerle insanlar suçlanmamalı.
Doğrudur, ama bazı haksız edinimler, kazanımların da sebepleri açıklanmalıdır.
Aksi takdirde insanlar arasında ayrışmalar, farklılaşmalar söz konusu oluyor.
İnsanların birbirine bakışları, yorumları, art niyetli yaklaşımları olabiliyor.
O zaman, insanların durumları sorgulanabilmelidir.
Pis kokuların giderilmesi, dumanlı havanın açılması adına bu gereklidir.
Manipülasyonlarla, spekülatif ortamlar hazırlamakla tartışmalar, kavgalar bitmez.
Hangi konuda, hangi durumda, ne ile ilgili olursa olsun; nedenler ve niçinler cevaplanmalıdır.
Ne olursa olsun, sırlar ifşa edilmemeli.                                     
Kaynağı ve doğruluğu olmayan haberler, yazılar yazılmamalı.
Sahte, yalan-yanlış, kaynağı belli olmayan ihbarlarla, insan suçlanmamalı.
Günlük, günü kurtarma düşüncesiyle hareket edilmemeli, çünkü yürümez.
Hangi konuda ve nerede olursa olsun, insanların kafasında soru işaretleri kalmamalı.
İnsanın zihinlerinde kara bulutlar dağılmalı ve sis-pus hava kaybolmalıdır.
Ne olursa olsun, insanlar her şart, zaman ve mekânda önlerini görebilmeliler.
İlla da suçlular bulmak, birilerini günah keçisi ilan etmek için, sorgulamalar yapamamalıdır.
Yoksa olanların sonu yoktur, olamaz.
Sorgulamalar, Plânlar, kumpaslar, entrikalar, tuzaklar, infialler…
Nereye kadar?..
 
 
Kerim BAYDAK
kbaydak61-artan@hotmail.com