Tüm Amerika’nın gözyaşlarına, yalvarmalarına aldırış etmeden “iPHONE”nu yere indirip balyozu tam ortasına indirdi. Amerikan borsası yerle bir oldu. Danolt Trump sabaha kadar uyumadı. Tütün tabakasını çıkarıp sigara sardı bir tane. Derince bir nefes alıp, dumanını yukarıya doğru savurdu. İçi rahat değildi. Yatağına doğru ilerledi. Yatağında sarı saçlarıyla saatlerce oynadı durdu. Sabaha doğru asıl darbeyi henüz fark etti. Adamın biri tüm dünyanın gözü önünde dolarla burnunu siliyordu. Tüm Amerika birden yüzde elli fakirleşmişti. Trump büyük poposunu kendisi yerden kalktıktan sonra kaldırıp birleşik devletlere çağrıda bulunmak için ekranların karşısına geçti.
Muhterem Amerikalılar! Hiç beklemediğimiz yerden vurdular. Buna sessiz kalmayacağız. Kolumuzu kanadımızı kırdılar. Vestel ve Venüs telefonlarından küfür edilmedik yerimizi bırakmadılar. Papaz büyüsü yapacağız onlara. Lütfen müsterih olun. TRUMP tam moral verirken birden son dakika haberiyle sarsıldı. PAPAZ BRUNSON’nun sünnet edileceği haberi Amerikalıları şok etti. Trump elini kalbine götürüp nedir bu başımıza gelen felaketler diye sitem etti. Adamların ALLAH’ı var kardeşim bizim DOLAR’ın gücüde bir yere kadar! Offff dolarımız nedir bu başımıza gelenler!
TRUMP fenalaşmışken elindeki VESTEL telefonu lorke lorke diye çalmaya başladı. Ekranda Hollanda başbakanı yazıyordu. Telefonu açında başkanım geçmiş olsun sesiyle biraz moral buldu. Derdinizi biliyorum sayın Trump! Geçen aylarda bize yaptıklarını duydunuz sanırım. Portakalımızı bıçakladılar. Portakal borsamız yerle bir oldu. İneklerimizi kestiler. Bunlarla uğraşmayın sayın başkan! Kıtanızı bunlar keşfetti biliyorsun. Bak bizim Avrupa da vasko do gama mesela onun gerçeği kim biliyor musun Vakkas do gaşıkara! Bunlar uğraşacağımız kadar kolay lokmalar değil! Adamlarda bir teknoloji var herşeye gücü yeter. MUSKA diye bir araçları var dünyayı yerle bir eder. Lütfen sayın Trump arayıp özür dileyin. Sizin borsanız çökerse biz biteriz. Parayı bırak adamlar öyle bir protesto ediyor ki beş kuruş etmez duruma geldik. Bizi bu dertten kurtarın lütfen!
Telefonunu kapatınca aynanın karşısına geçti Trump. MELANİ arkadan yaklaşıp sarı tontişim diye moral vermeye çalışırken telefonu yine çaldı. Arayan merkel’di. O may gatt sayın Trump! Siz kimle uğraştığınızın farkında mısınız? Türkler bunlar ayol sen Arap mı zannettin kuzum. Bunlar bizim İtalyanlarla bir ara küstüler. Kendi markaları Bellona’yı protesto ettiler. PKK bayrağı diye Kamerun bayrağına yapmadıklarını bırakmadılar. Bizim Audi ve Mercedes’i kemerle döverler valla! Tüm dünyaya rezil olacağız. Lütfen arayıp özür dileyin. Biz biraz Türkiye’yi kıskandık. O günden beri işimiz yolunda gitmiyor. Üçüncü havalimanından bize uçaklarla dalıyorlar. Kendi aralarında benimle Meryem diye dalga geçiyorlar. Uzatma lütfen sarı civcivim! Hadi ara Amerika’yı kurtar bugün iPhone’a sıktılar yarın ne yapacakları belli olmaz bunların!
TRUMP’ın yardımcısı aniden odaya dalıp sayın başkan size iyi haberlerim var dedi. Trump göbeğini tam kapatmayan atletini aşağı çekiştirip ne oldu çabuk söyle. Efendim dolarla burnunu silen sahte dolarla silmiş. Balyozla iPhone’ ye vuran kişinin arka cebinde yine iPhone çıkmış. Peki BRUNSON’un sünnet olayı ? Efendim maalesef o gerçek! Ama Venüs ve Vestel telefonlarının yazılımları bize ait sadece kasayı kendileri yapmışlar. Ya kolamızı yere dökenler onlar başarılı olmuş mu? Başkanım COCA COLA’mızı dökenler yanında getirdikleri FANTA’mızı içmişler. Ne yapmaya çalışıyorlar bunlar? Başkanım sünnet çok faydalı bir şeymiş! Galiba burdan şunu düşünmek lazım bizim de Allah’ımız var şerden hayır doğdu bize.
Aman ALLAH’ım pardon başkanım ALLAH onlarındı dolarım diyecektim galiba bu sefer bittik. Hepimizi eşcinsel yapacak bir bomba atmışlar bize. Bir kaç saate Amerika varır ne yapacacığız tatlı başkanımmm! Köşe yazarının biri bu bombayı atmış sayın Trump. Şimdi Amerika’yı bu bombadan kurtarmamız lazım. Fazla zamanımız yok sayın başkanım iki dakika sonra tüm Amerika eşcinsel olacak lütfen kurtarın bizi. O may gaaat mistır pompeo! Tamam erdoğanı arayın şu eylemleri durdursun yenilgiyi kabul ediyorum. Türkiye’den özür diliyorum. Daha fazla uzatmayalım. Gücümüz buraya kadar! Onların ALLAH’ı var bizimse dolarımız. Bak MİISTIR POMPEO kafama birşey takılıyor. Bunların Allah’ı var bizim de dolarımız. Allah bunlarla olduğu halde neden biz her yönden bunlardan güçlüyüz. Sayın Trump lütfen bunları düşünmeyin. Hadi çizgili pijamanızı giyip yatın siz. PEKİ.
DİPNOT
Ahmet Bey, karşı komşusu Deniz Bey’le tarla yüzünden kavga ederler. Deniz Bey, Ahmet Bey’i bir güzel döver. Ahmet Bey bu durumu hâkime şikâyet eder. Ahmet ve deniz beyler hâkimin huzurundadırlar. Deniz Bey mahkemeye gelmeden önce ceza alacağını düşünerek, bir kâğıda on tane ince altın yapıştırır, cebine koyar ve mahkemeye öyle gelir.
Hâkim, Deniz Bey’e; “Ahmet Bey’i dövmüşsün, senden şikâyetçi, anlat bakalım” deyince,
Deniz Bey; “Anlatacak bir şey yok, hâkim bey! Evet, ben Deniz’i dövdüm.”
Hâkim; “Bir de itiraf ediyorsun, hangi salâhiyetle(yetki)?”
Deniz Bey, cebine koyduğu kâğıdı çıkarıp hâkime vererek, “Hâkim Bey bu berât (nişan, ayrıcalık fermanı) ın verdiği salâhiyetle” der.
Hâkim, kâğıda göz ucuyla bakar, içinde altınların olduğu görür ve; “Kâğıdın tamamı aynı yazı ile mi yazıldı?” der.
Deniz Bey; “Evet, hâkim bey! Hepsini de kendi ellerimle yazdım.”
Hâkim kâğıdı memnuniyetle cebine koyarken Ahmet Bey’e; “Deniz’in elinde bu berât-ı âlîşân varken seni de döver, beni de döver.” der.