Son günlerde CHP Genel bşk. Sayın Özgür ÖZEL’in C.Başkanı sayın ERDOĞAN’la olan diyaloğu uzun zamandır tutuklu olan Osman KAVALA ve Can ATALAY’ın tahliyelerini gündeme getirdi.
Özellikle iktidara yakın bazı köşe yazarlarının da desteği ile bu konu hemen hemen her gün haber kanallarında uzun uzun tartışılıp konuşuluyor.
Tamam bunlar konuşulsun da, hatta tahliye de edilsinler.
Fakat ya sesini duyuramayan, unutulan KHK’lılar?
Ya 5 yıldır, 6 yıldır bir yargı kararı olmadan KHK’larla ihraç edilenler?
Ya 1 yıl 2 yıl cezaevinde yatıp beraat edenler?
Ya 5 yıldır 6 yıldır haklarında takipsizlik kararı verilenler?
Bunlar ne olacak? Bunların hakkını kim savunacak? Kamyon şoförlüğü yapanlar var, pazarlarda limon satanlar var, yoğurt satanlar var..
Hak diyoruz, Adalet diyoruz, yeni ANAYASA diyoruz. Ama maalesef sonuç ortada.
Adamlar mahkemelerde yargılanmış ve beraat etmişler, haklarında takipsizlik kararı verilmiş. Fakat bir türlü görevlerine dönemiyorlar. Yapılan bütün başvuruları sonuçsuz kalıyor.
Sizden özür dileyerek beraat ve takipsizlik kararının ne olduğunu kısaca özetlemek istiyorum ;
Mahkeme diyor ki ;
"Senin hakkında bazı suçlamalar vardı. O yüzden bu dava açıldı. Bir çok yere yazılan müzakerelerin cevapları geldi. Tanıklar dinlendi. Bütün bu müzakere ve tanık ifadelerinden sonra senin hiçbir suçun olmadığı anlaşıldı. Beraatine…”
Takipsizlik kararına gelince;
Soruşturmayı yürüten savcı suçlu olduğuna dair yeterli delil ve belge bulunamadığından dava açılmasına bile gerek duymadan soruşturmayı sonlandırılıyor.
Bütün bu kararlara rağmen bu kişiler görevlerine dönemiyorlar.
Suçluların canı cehenneme.. Kim suç işlemişse cezasını misliyle çeksin. Fakat masum insanlar niçin cezalandırılıyor?
Lütfen empati yapalım. Bu hepimizin başına gelebilir.
Osman KAVALA, Can ATALAY’ı unutmayalım ama lütfen bu mağdurları da unutmayalım.