Diğer odalar tıklım tıklım doluydu; her birinin içinde yaşamın kalbi hararetle akıyordu.
Fakat ben daracık yatak odasına tıkmıştım kendimi. Diğer eşyaların durumuna da bakılırsa hiç yalnız sayılmam bu sıkışmışlık duygusunu yaşamakta. Hiç kimsenin yüzünü görmek istemiyorum. Ne yaman çelişkidir aslında; bir yanımla görülmek isterken diğer yanımla kimseyi görmek istememek böyle anlarda.
Yapmadığım şey kalmaz “ Bakın ben de buradayım!” demek adına. Fakat sonra çırılçıplak ortada kalıverince de utanırım kendimden. Bu yüzümün kızarıp geçtiği bir duygu değildir. Var oluşumdan, kadınlığımdan, analığımdan duyduğum utanç ve suçluluktur.
Beklediğim onay gelmez ne yazık ki hiçbir zaman. Ben de, her biri kim bilir hangi nedenlerle bir araya gelen diğer insanlardan ayırıveririm kendimi. Çünkü bilirim, hiçbir şey ne ölen oğlumu geri getirir ne de benim acıma merhem olur.