Donald Trump’ın, Ankara'nın desteklediği muhaliflerin Beşar Esad hükümetini devirdiği Suriye'de Türkiye'nin kilit rol oynayacağını söylemesi bir övgü mü yoksa itham mı çok net değil.
Hem Türkiye’nin gücünün farkına vardığı sonucu çıkıyor, hem de Suriye’deki muhalifleri desteklediği sonucu çıkıyor ki, bu muhalif grupların birçoğu hala terör listelerinde bulunuyor.
Aynı şekilde Trump’ın, "Türkiye isyancıları destekleyerek çok fazla can kaybı olmadan bir devralma gerçekleştirdi" demesi de övgü ve itham anlamlarına gelebilecek cinsten açıklamalar.
Ama yakın tarihte ABD Başkanı görevini devralacak Trump’ın, "Şu anda Suriye'de çok fazla belirsizlik var. Türkiye'nin kilit rol oynayacağını düşünüyorum" demesi çok net. Suriye’de ipler Türkiye’nin elinde demek. İşte ifadelerin bu kısmı bize yetiyor.
İtham gibi görünen açıklamalarda bile Türkiye’nin bölgede söz sahibi olduğu gerçeği yatıyor. Yani artık Türkiye ayar verilen değil, ayar veren ülkedir.
Türkiye Körfez Savaşı’nda olduğu gibi birkaç yüz milyon dolar için üsleri açan, savaşa giren, askerinin başına çuval geçirilen bir ülke değil. Gerçekte askeri ve ekonomik olarak ABD veya Rusya’nın desteklediği örgütleri bile kontrol altında tutabiliyor ve bir ülkede rejim değişikliği yapabiliyorsak söylenecek söz kalır mı bilmiyorum artık.
ABD binlerce kilometre öteden gelip buralarda at koşturacak, örgütler kurarak bölge ülkelerine karşı tehdit unsuru haline getirecek, Türkiye ise kuzu kuzu sahnelenmek istenen oyunu seyir mi edecekti.
Trump’ın söylediklerinin arkasında ne çıkar bilmiyorum. Henüz görevi devralmadan ne amaçla Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın çok akıllı bir lider olduğunu telaffuz etmesinin arkasında inşallah bir sinsilik yoktur.
Ama Dünya Müslüman Âlimler Birliği Genel Sekreteri Prof. Ali Muhammed es-Sallabi’nin, "Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Allah'ın Türk halkına ve savunmasız halklara bir lütfudur." ifadesini çok samimi buldum.
Bölgemizde sonunu kestiremediğimiz çok hızlı gelişmeler var. İçeride ve dışarıda ülkemiz üzerinde ince hesaplar yapıldığını tahmin etmek çok zor değil. Güçlü olmak zorundayız. Kenetlenmek zorundayız. Farklılıklarımızı ayrışma nedeni saymadan aynı gemide yol almakta olduğumuzun bilinci ile hareket etmeliyiz.
Selam ve dua ile…
Fahrettin Çelik