Bu hafta ki konumuz şehiriçi ulaşımındaki %60’lık zam. Zamlar sadece el yakmakla kalmıyor aynı zamanda can da yakıyor artık. Can aldığı da oluyor.
Açıkçası bu yazdıklarımın da daha önce yazdıklarım gibi hiçbir yaraya merhem olacagini zannetmiyorum. Keşke dikkate alınsa ama nerdee! Sonuçta sadece benim yazmam ve ya istemem yetmiyor. Bazı şeylerin değişebilmesi için yaptırım gücü gerekir ve yaptırım gücünün olması için de daha fazla kişiye ulaşması, destek alması yani Halkta karşılık bulması gerekir. Ne yazık ki o yok, hiç olmadı ve olacağınıda zannetmiyorum. Yaptırım gücüm yazıyla sıfır, rakamla da "0", yani yok. Kendim yazıyorum, kendim okuyorum, kendim üzülüyorum, kendim sitem ediyorum.
Kendi kendime kavga veriyorum, akıntıya karşı kürek çekiyorum, biliyorum. Bende herhangi bir yaraya merhem olmak için değil rahatlamak için yazıyorum zaten, içimdeki birikmişliği yazarak kusmam gerekiyor, aksi taktirde beynimden geçenler beni yoruyor, ağır geliyor gördüklerim, düşündüklerim, kafam kaldırmıyor, deşarj olmam gerekiyor. Yani sizin için değil kendim için yazıyorum. Sanatın toplum için değil de sanat için yapılması gibi bir şey, bu açıdan düşünün.
Adıyaman’ın girişi ile çıkışı arası arabayla 15 dk, ışıklara falan takılsan max. 20 dk yani 20 dk’lik bir şehir için 4 tllik şehiriçi ücreti çok çok fazla. Avuç içi kadar şehirde hizmet sıfırken, şehrin fiyatları her konuda büyükşehirlerle yarışıyor. Ucuz ve kaliteli ulaşım hizmeti almak her yurttaşın hakkı ama alamıyoruz. Zaten ne ulaşım ucuz ne de hizmet kaliteli. Peki bu yazıdan sonra bir şeylerin değişeceğine, ucuz ve kaliteli hizmet alabileceğimize inancım var mı, şahsen benim yok.
Yapılmayacak biliyorum ama yinede talebimi burdan yazıyorum ve yazacağım. Ulaşıma yapılan bu %60’lık zam geri alınsın. Bu şehrin yarısı işsiz, çalışanların da yarısı asgari ücretin altında çalışıyor. Asgarinin üzerinde çalışan %25’lik bir kesim var onların da şahsi araçları var zaten. Yani bu zamlar fakir fukaranın cebinde olmayan parasını almak için yapıldı. Bu şehirde kimin geliri %60 arttı ki zamlar %60 olarak yapılıyor. Şaka gibi şehir ama komik degil ve hiç mi hiç güldürmüyor.
Ekmeğe %60, ulaşıma %60, sırada su var demek ki suya da %60 gelecek, millet olan gelirini, işini kaybediyor, hergün bir önceki günden karanlık geçiyor ama gel görki %60 olarak yapılıyor bütün zamlar.
Daha önce halk ekmek fabrikası talep ettim yapılmadı, millet pazarda artık sebze topluyor, askıda 4 ekmek almak için saatlerde yağmurun altında kuyruk bekliyor ekmek firininin önünde. Ulusal basina bile çıktı bu askida ekmek kuyruğu bekleyişi. Kimsenin de zaten zerre önemsediği yok bu durumu. Ekmeği de yazdım, ulaşımı da yazıyorum, yapılan fahiş zamlar geri alınsın.
Hiçbir şey değişmese de yazacağım maksat tarafım belli olsun.
Elalem yaşamak için çalışır bizler ise fatura ödemek için çalışıyoruz. Peki ödeyebiliyor muyuz? Hayır. Yetmiyor şahsen ben yettiremiyorum.
Hep derler ya ‘Tok, açın halinden anlamaz’ diye ben öyle demiyorum bence ’Aç, tokun halinden anlamaz.’ Tokluk nasıl bir şey aranızda bunu bilen var mı? Tokluk karnını kuru ekmekle tıkabasa doyurmak değildir. Bunu bir düşünün derim!
Nerdeyse yazmayı unutacaktım, paranız yoksa yürüyün, şehiriçine binmek zorunda değilsiniz çünkü şehiriçi artık lüks. Ben sizin için yürüme mesafesi olarak bazı ölçümler yaptım, hengi mesaferi ne kadar sürede yürüyebilirsiniz diye önbilgi vermek istiyorum.
Belediyeden valiliğe 20 dk, belediyeden kadın doğuma 30 dk, belediyeden sümerpark ve 82 ye 40 dk, belediyeden otogar ve 400 yatakliya 55 dk, belediyeden akedaşa 25 dk, belediyeden kayalık mh. sindeki ormana 25 dk, belediyeden avm'ye 70 dk, Belediyeden perreye 60 dk da yürüyübiliniyor ve ben bu süreleri kafadan yazmadım, gerçekten evden çıktım dk tuttum ve hepsini ayrı günlerde yürüdüm, inanmayan dk tutup yürüyebilir. Yürümek hem daha sağlıklı ayrıca stres atıyorsun ve spor oluyor. Sadece bu güzargahlarda nefeslenebileceğiniz ağaç gölgesi yok bilginize, maksat uyarmadı olmasın. Hadi bakalım ayağınıza kuvvet.
Sizlerde yorum olarak nereden, nereye kaç dk da yürüdüğünüzü yazarsanız, bizlerde ona güre önbilgi edinmiş oluruz. Hadi bakalim, gün yardımlaşma, imece günü.