Tayyip Erdoğan ve Vladimir Putin'in ortak basın toplantısında sorulan iki sorudan biri "güvenli bölge" ile ilgiliydi.
Erdoğan, soruya "O konuyu da görüşme fırsatımız oldu. Amerika ile de bu konuları görüşüyoruz. Bize verdikleri sözleri bir an önce yerine getirmelerini istiyoruz. Münbiç'teki terör örgütlerinin bölgeyi terk etmelerini istiyoruz. Bu konuda kararlılığımız tamdır." diye cevap verdi.
Putin ise "Türkiye'nin hassasiyetlerini çok iyi anlıyoruz. Sayın Cumhurbaşkanı detaylı bir şekilde tutumunu ifade etti. Türkiye Cumhuriyeti'nin güney sınırlarında güvenli bölge oluşturması Suriye'nin toprak bütünlüğünü sağlaması açısından olumlu bir adım." dedi.
***
Biz Fırat'ın Doğusu ve Batısı konusunda ne diyoruz?
İki yıldır, "Suriye'de, Fırat'ın batısını Rusya'nın, doğusunu ABD'nin kontrol etmesi, iki taraf arasında çok önceden kararlaştırıldı" diyoruz.
Şu rahatlığa bakar mısınız; Putin, sanki güvenli bölgeyi Türkiye oluşturacakmış gibi konuşuyor. Oysa haftalardır, bölgedeki SDG yani PKK/PYD yetkilisi adeta bağırıyor, "Güvenli bölgeyle ilgili öneriyi biz hazırladık, James Jeffrey, Ankara'ya götürdü" diyor. Uygulama da PKK/PYD'nin haftalar önce açıkladığı gibi... Çekildikleri yerleri "askeri meclisler"e bırakıyorlar.
Putin, "güvenli bölge" denilen "tampon bölge"nin güneyinde ABD askerlerinin himayesinde PKK/PYD devletinin kurulmasını "Suriye'nin toprak bütünlüğü açısından olumlu" gördüğünü söylüyor.
Bu tür kandırmacaları göz göre göre ABD yapıyor ama Rusya daha ciddi bir devlet... Putin'in bu tutumu, Rusya'nın da Amerikan taktiklerine katıldığını gösteriyor. Yakışmadı!
***
Peki güvenli bölge konusunda Amerikan taktiği nedir?
Veryansintv.com'da yayınlanan habere göre ABD'nin, muhataplarını ahmak yerine koyan uygulamalarını, ABD Özel Kuvvetler Komutanı Orgeneral Raymond Thomas, geçen yıl ABD'nin önemli düşünce kuruluşlarından Aspen Enstitüsünün Colorado eyaletinde gerçekleştirilen yıllık güvenlik toplantısında itiraf etmişti.
PKK/PYD ile yakın çalıştığını anlatan Thomas, şunları söylemişti:
"Bir keresinde onlarla (YPG) doğrudan muhatap olmuştum. Bu adamlarla ilişkilerin oluşum safhasında yer aldım. Kendilerine önceden YPG diyorlardı. Türkler onların PKK ile bir olduklarını söyleyecekti ve diyeceklerdi ki 'Benim terörist bir düşmanımla muhatap oluyorsun. Bunu nasıl yapabilirsin, müttefikim?' Bu nedenle, onlara tam anlamıyla cevap verdik, 'Markanızı değiştirmeniz lazım. Kendinizi YPG haricinde nasıl adlandırmak istersiniz' dedik ve neredeyse bir günlük bir bildirimle, kendilerinin Suriye Demokratik Güçleri olduğunu ilan ettiler. 'Demokrasi'yi (demokrasi kelimesini) oralara bir yere koymanın dâhice bir fikir olduğunu düşünmüştüm."
Bu açıklamalar yapıldığı sıralarda ABD'li yetkililer, SDG'nin YPG/PYD ile ilgisinin olmadığını, dolayısıyla Türkiye'nin doğrudan bu grupla birlikte hareket etmesi gerektiğini, bu grubun PKK ile ilgisinin olmadığını iddia ediyordu.
Hatta birçok Amerikalı yetkili, "SDG'nin PKK olduğuna dair bir kanıt" istiyordu. Bu video ortaya çıkar çıkmaz, Genelkurmay Başkanlığı ile Pentagon arasında geçen yıl yapılan bir toplantıda bu video gündeme geldi. Türk askerleri tarafından gündeme getirilen videoda, bu ifadelerin bir itiraf olduğu, ABD'nin göz göre göre yalan söylediği belirtilerek, bu konuda gerekli açıklamaların yapılması istendi.
Amerikan tarafının, videonun Türk askerleri tarafından gösterilmesiyle şok yaşadığı, bu konu hakkında ikna edici ifadeler kullanamadığı öğrenildi.
Suriye Demokratik Güçleri adı, halen PKK/PYD'yi meşrulaştırmak için kullanılmaya devam ediliyor.
***
Şimdi bu ahmak yerine koyma oyununa Putin de katılmış oldu.
Erdoğan ise Trump ve Putin'in "Türkiye'yi ahmak yerine koyma oyunu"na bile bile sessiz kalıyor!
Kaynak Yeniçağ: Putin de Türkiye'yi "ahmak" yerine koydu! - Arslan BULUT