Hacc'da şeytan taşlanır. Aslında taşlanan taştır. İnsanlar sabit bir taşa taş atar. Hem de tüm gücü ile yüreğinden gelen en son hızla ve aynı zamanda haykırarak! Aslında o anda şeytan diye taşlanan şey nefistir. Nefis, şeytandır. İşte Adıyaman Eskisaray Mahallesi Muhtarı Mahmut Göksu toplumda nefsini, yani içindeki şeytanı taşlayarak öldürme yürekliliğini gösterebilen mütevazı ender insanlardan biri idi. Bu özelliği her yerde öne çıkıyordu. Yardımseverdi. Hoş görülü idi. Yöresel deyimle "nerede tımtımı, orada buluntu" idi. Adıyamanspor maçlarında oturduğu yerden gönüllü amigoluk yapardı. Cenazelerinde başında olur, düğünlerde halayın da başında olurdu. Güleç yüzlü idi. Taziye ziyaretlerini kaçırmazdı. Sanatçı kişiliğiyle saz çalar, söyler, oynardı... Ağlayanla ağlar, gülenle gülerdi. Ramazan ayı dışında da yoksullara yardım için köprü olmaya üşenmediğini bizzat yaşamıştım. Genellikle kravatlı takım elbiseli temiz ve şık giyinmeyi, devlet adamı ve ünlülerle fotoğraf çektirmeyi, işyerinde ziyaret ettiği esnaf dostlarını sosyal medyada paylaşmayı severdi. Yakışıyordu da...
İlde vefat edenlerin seceresini Belediye sitesindeki taziye ilanlarından alır, ayrıca tanınabilirliğini artırmaya yönelik ek bilgilerle özel olarak temin ettiği fotoğraflarını facebook sayfasında yayınlar, bu şekilde Fatiha’ların artmasına vesile olurdu. Sayfasında nöbetçi eczane ilanlarını, iftar saatlerini yayınlardı... Bu özellikleri ile kısaca, ToplumcuSosyal Medya Fenomeni idi diyebiliriz.
Adıyaman dışında da olsam ara sıra telefonla görüşür, memleket sorun ve çözümleri konusunda kafa patlatırdık… Sanki çözmeye gücümüz yetecekmiş gibi!
Son Şanlıurfa deplasmanına gittiği, çok sevdiği Dila Gıda Adıyaman 1954 Spor’un 3.ligden 2.lige çıkmasını bekliyormuşçasına şampiyonluk kupası alınmasının hemen ikinci günü, iftar sonrası muhtarlık bürosunda bir yoksula ramazan erzak paketini verip evine dönerken, belki de defalarca tanığı olduğu yürek paralayıcı yoksulluk manzaralarının da etkisiyle o güzel kalbi dayanamayıp duruyor, muhtarlıkla bitişik Mimar Sinan Parkı içerisinde yere düşüyor,tam anlamıyla, “görevi başında”, genç denilebilecek 59 yaşında son nefesini veriyordu…
Daha önce de kalp krizi geçirip geçirmediğini meslektaşı, Adıyaman Köy ve Mahalle Muhtarları Mesleki Dayanışma Derneği Başkanı Abdulkadir Geylani Taş’tan sorduğumda; geçirmediğini, ancak bir süre önce diğer muhtarlarla birlikte hastaneye kontrole gitmek için yaptığı davete hekime görünmek istemediğini gerekçe göstererek icabet etmediğini üzülerek anlattı. Her yıl ramazan ayında muhtarlık olarak özellikle yoksul SSK ve Bağ-Kur’lu ile emeklilere yardım ulaştırmaya çabaladıklarını, lakin son iki yıl erzak paketi talep edenlerin sayısında çok fazla artış olduğunu, kendilerine ulaşan hayırseverlerin imkânlarının datalepleri karşılayamadığını, bunun da kendilerinde yoğun strese neden olduğunu, yardım toplayıp muhtaçlara ulaştırma konusunda memleket sevdalısı Göksu’nun da çok duyarlı ve çalışkan olduğunu anlattı, yerini kendisi dahil hiçbir muhtarın dolduramayacağını söyledi.
Toplumda yüreğinin güzelliği ile anılan hizmet insanlarının adının tesislere verilmesi konusunda 30-40 yıldan beri Adıyaman Belediyesinin çok cimri ve ketum davrandığını, Kâhta Belediyesi kadar cesur olmadığını iyi biliyorum. Lakin bu kez adının yaşatılması ve toplumda iyi örnek olması için uygun bir parka,“Muhtar Mahmut Göksu” adının verilmesi için Belediye Başkanı Süleyman Kılınç girişimde bulunur mu, göreceğiz.
Veya geride kalan eş ve çocuklarının nafakasını çıkarmak için iş aradığını öğrendiğim tek oğlunu Belediye’de istihdam eder mi, onu da göreceğiz…
Koronavirüs tedbirleri kapsamında sokağa çıkma kısıtlaması nedeniyle cenaze törenine yoğun katılım beklenmemiş olsa da, ruhuna binlerce Fatiha okunacak, dua edilecektir.
Ruhun şad, mekânın cennet olsun...
Mustafa Işıldak 6.5.2021
m.isildak02@gmail.com 0532-422 95 28