Televizyonu açıyorsun korona, gazeteye bakıyorsun kovit, iki kişi bir araya geliyorsun iki laf edeyim diyorsun 19. Bu musibetin yüzünden millet bayram bile kutlayamadı. Kısacası kovit 19 tüm yaşamı esir aldı.
İşte bu yüzden ben size bu bayram günü eğlenceli şeyler yazayım diyorum. Konumuz BESNİSPOR un 3.lig maceraları. Bizzat yaşadığım ya da duyduğum komik anıları sizlerle paylaşacağım.
Küçük ilçelerin profesyonel takım barındırmaları çok zordur. Zira transfer ve diğer harcamalar için ciddi paralar gerekir. Ya ilçenin zengin bilinen kişisine başkanlık yaptırılır, ya da şehir şehir gezilip hemşerilerden takım için para toplanır. Tabi her ikisi de bir yere kadardır.
Takım olarak paraya çok sıkıştık, artık insanlar yardım etmekten bıkmış oralı değil. Yönetim olarak kaymakamı ziyaret ediyoruz paramız yok takıma sahip çıkın diyoruz. Kaymakam bey bizi azarlar şekilde ‘yoktan yonga olmaz’ diyor başka şey demiyor. Yönetim olarak bir ümit vali beyi ziyaret ediyoruz. Vali bey ilgi gösteriyor ve yanımızda ilçe kaymakamını arayıp yardımcı olmasını söylüyor. Biz sevinç içinde Besni’ye dönüp kaymakam beyi tekrar ziyaret ediyoruz biraz da vali beyin sözlerinden belimiz berk. Ama telefondaki kaymakam gitmiş yerine eskisi gelmiş yine bize yoktan yonga olmaz dedim size diyerek bizi kovuyor. Hoca bildiğini okur demenin ne geldiğini işte o zaman öğrendim.
İlçenin zengin, tanınmış şahsiyetini başkan yapmışız. Adamcağız futboldan hiç anlamaz ama kulübe başkan olmak hoşuna gitmiş. Her deplasmana gidişte başkan yol parası, yemek parası deniyor. Bir, üç, beş olunca başkan yönetime para vermekten bıkmış ‘ ya arkadaşlar her hafta her hafta siz gitmeyin biraz da onlar gelsin’ diyor…….başkan haklı……
Her sezon başında takıma bir antrenör bulunuyor ama her sezon daha ilk yarının ortasında hoca bırakıp gidiyor yerine Mehmet Öztaş geliyor. Nasıl ediyor, nasıl başarıyor bilemiyoruz ama hocayı kaçırıp yerine kendisi geçiyor. Bu nedenle ben Mehmet Öztaş’a futbolun Deniz Baykal’ı derim adam tam bir hizip ustası. Önder Sav kim derseniz ona da Öztaş’ın değişmez yardımcısı olan Mehmet Kuyucak derim. İnşallah okuyunca beni dövmeye gelmezler gelirlerse de kesin kendileri gelmez Kiraz’ı gönderirler.
Her sezon öncesi futbolcu seçmesi yapılır. Kendini ispat etmek isteyen gençler gelir bizler onları izler aralarından seçim yaparız. Yine bir sezon öncesi yanılmıyorsam ABDULKADİR isimli uzun boylu filinta gibi bir oyuncu geldi. Çocuk iyi golcü olduğunu iddia ediyor referansı iyi. Seçmeler yapıldı ama ABDULKADİR beğenilmeyip gönderildi. Çocuk o sene Tarsus İdman Yurdu’na gitti gol kralı oldu ve Fenerbahçe’ye transfer oldu. SEÇMESİNİ BİLECEKSİN…….bu olay uzun yıllar bizim alay konumuz oldu.
Futbolda en çok küfür yiyen hakemlerdir. İki takımın da memnun olduğu görülmemiştir. Ama ben hakemlere kızmam zira en zor görev onlarındır. Yine sezon öncesi seçmeler yapılıyor, Mehmet Öztaş bana hakemlik yap dedi maçı başlattım. Gençler kendilerini ispatlamak için çok sert oynuyorlar, sertliğe göz yumsam birbirlerini sakatlayacaklar, devamlı düdük çalsam kimin ne olduğunu öğrenemeyeceğiz ortayı bulmak çok zor. Ayrıca oyuncular top kendi mevkilerine geldiğinde koşuyor sonra dinleniyor. Ama hakem öylemi top nerede hakem orada olmak zorunda, yani hakem oyuncudan çok koşuyor. Bu nedenle hakemlere kızmam.
İki sezon takımın genel kaptanlığını yaptım. Yani oyuncular ile yönetim arasında köprü görevi yapıyorum. Hoca Öztaş nerede kördüğüm olmuş bir olay varsa (başta ücret olmak üzere) oyuncuları üzerime salıyor, aferinli, alkışlı işleri hep kendi üstleniyor. Bu ÖZTAŞ zaten oyunculuk zamanımda da hep beni keser oynatmazdı. Bulmuş bir hımbıl yükleniyor da yükleniyor. Ben yönetimden ayrıldıktan bir sene sonra takım amatör kümeye düştü. Bu ÖZTAŞ hala kıymetimi anlamadı.
Şimdi yazacağım olayı çok düşündüm, yazsam mı yazmasam mı diye ama dayanamadım yazdım. Maçı tribünde izliyoruz, ilk yarı bitti aşağı indim maçın başlamasına az bir süre kala tribündeki yerime dönüyorum. Hasan EMRE çevresindekileri örgütlemiş ben gelir gelmez hep bir ağızdan başladılar tezahürata ‘işedi de geldi Asım’ stat bu sloganla inliyor. Ulan, aman, yaman dedik ama bir kere rezil olduk. Bu anıyı da Hasan Emre’nin bana bir kötülüğü olarak tarihe geçsin diye yazdım.
Daha yazacak çok anı var ama bunların anlatım ustası Hasan Emre’dir. Aslında onun kaleme alması lazım ama, kalın sağlıcakla, gülücükle..
ASIM ÖCAL
25.5.2020