Toplumun ana karakterine sirayet eden son dönemin önemli bir bulgusunun varlığını daha önce yüzüklerin efendisi filmlerinin gollum adlı karakterin de görmüştük. Filmde gollum,çift kişilikli karakter yapısıyla olaylar karşısındaki tutumunu duruma, zamana ve mekana göre hızla değiştirip,şekilden şekile girebiliyordu.
Türkiye de son yıllarda yerli GOLLUM'ların varlığını siyasetin ana merkezine yerleşmiş şekilde görüyoruz. Özellikle 2000'li yıllardan bu yana geçen süre zarfında, bilhassa son yıllarda kanserin metastaz dönemini andırır gibi çoğalan hastalıklı ruh hallerinin varlığının siyaseti zehirlediğinin, kimin kim olduğunu bilemeyecek hale gelmenin şaşkınlığı içindeyiz.
Bu gün merkez sağ siyasetinin aktörlerinin yada Akp milletvekillerinin bir kısmının, yukarılardan hızaya getirecek parmak sallama tehlikesine karşı girdiği ikircikli ruh hallerinin basitliğini gözlemliyoruz. Aslından feragat edip kendi kişiliğinin önüne başkasını memnun edebilecek düzeyde her kılığa giren, zamana ve mekana göre kemiksiz hamurumsu yapısıyla şekilden şekile giren siyasetçi tipi, son yıllara damgasını vurmuş durumda. Aslında imkanı bulunursa; parayı ışığa tutup sahte olup olmadıklarını anlama metodu siyasetçilere uygulanırsa, içinde kaç adet GOLLUM' un geçtiğini görebilme şansını elde edebiliriz. Bir yanlış yaptığında yada yanlış birşey söylediğinde durumu izah edeceğine ,efendim aslında ben tam sizin düşündüğünüz gibi düşünmüştüm ama olmadı gibi yalakalık ve laçkalaşmış cümlelerin son yıllarda ağırlık kazanması siyasetin nasıl ruhların elinde olduğunun kanıtıdır. İki karakter arasında bocalama yaşanması, üçüncü bir karakterin varlığını ortaya çıkarıyor oda: SAHİBİNİN DURUMUNA GÖRE ŞEKİL ALMAK !!!.
Bu gün Türkiye siyasetinin kıymetinin giderek düştüğünün kanıtı sayılabilecek bu omurgasız siyasetçi tipinin ülkeye kazandıracağı hiç bir şey yoktur. Karşınızdaki kişinin çift kişilikli halinden hangisinin o anda devrede olduğunu bilmek mümkün değildir. Belediye başkanlarının istifa nedenlerini açıklarken hangi kişilik halinin devreye geçtiğini gördüğümüzde, şunu düşünmeden edemediklerini gördük:' KALBİM KIRIK ZORUMA GİDİYOR EVET BUNU YAŞIYORUM AMA KONUŞMAMAMI EMREDEN BİR KİŞİLİĞİM DAHA VAR ONA UYMALIYIM' !! Budur işte kişiliksiz korku siyasetinin etkisi.
Bugün şu hale geçeyim bu hale geçeyim derken 'HİÇBİRŞEYLEŞME' ile son bulan siyasi cenaze karakterlerle karşılaşıyoruz. Bukalemunların bu türden siyasetçi ile karşılaşma ihtimalini bukalemunların bir daha ortaya çıkmamasına sebeb olacağı ,el elden üstündür deyip köşeye çekileceği, şapka çıkaracağı ortadadır.
CHP' nin Akp karşısında siyaseten zayıf kalmasının nedenlerinden biri bu tarz siyasetin varlığıdır. CHP ; Akp' nin hangi kişilik yapısına cevap vereceğini mekan, zaman ve duruma göre ayarlayamamaktadır CHP; karşısında geri sayılabilecek bir uygulamaya giriştiğinde Akp nin bu yüzüne cevap verecek iken sözcülerin hemen son derece çağdaş söylemli demeçlerine maruz kalmaktadır. Beklemeden , sonuçlar değerlendirilmeden hızla cevap vereyim mantığı ile hareket edince de haklı olduğu bir konuda boşluğa düşmekte ve Akp nin hiç bir yüzüne cevap veremeden haksız konuma geçmektedir. Hızla şekil değiştirip yapılan bu takiye siyaseti absürt saçma sapan bir şahısın demeçleriyle süslenincede CHP görünürlüğünü kaybetmektedir. Gündemde olan konu hemen başka bir safhaya geçinde de CHP hala eski konunun etrafında dönmekte günün ağırlığı altında ezilip kaybolmaktadır. Bu yanlıştan CHP'nin bi an önce dönmesi gerekir ve Akp yi gerçek ve tutarlı bir şekilde haber takibini yaparak gündemin dışına çıkmasına izin vermeden gündemde olan konuyla sıkıştırmalıdır.
Kemal Kılıçdaroğlu bu tarz siyasete yetecek yapıda bir figür kesinlikle değildir. Kaldı ki tek bir karaktere cevap verecek durumda değilken , çift kişilikli siyasete ne kadar yeter onu da değerlendirmek gerekir. Kemal Kılıçdaroğlu siyaseten dinamik ve donanımlı biri değildir. Gaflarıyla siyasete ve mizah unsurlarına bolca malzeme verip , CHP'nin tarihsel ağırlığına darbe vurmaktadır. Bu nettir ve herkes tarafından bilinen bir gerçektir.
Bu yapıda ve ahlakta siyaset yapıldığı sürece iktidarların gerçek anlamda muhalif unsurlarla baş etmesi çok kolaydır. Duruma ve şekle göre alınan tutum siyaseti gündemin içinde muhalif unsurları eritip atacaktır. Bunun önüne geçmek için bekleyip rapor ve inceleme sonuçlarının değerlendirip kamuyu oluşturduktan sonra harekete geçmenin önemi bilinmeli merak duygusu uyandırılmalıdır. İnsanlara dokunacak yada hızla ulaşabilecek kanalların bulunması gerekmektedir. CHP bunu yapacak güçte olmadığı sürece bu tarz siyaset gündemden asla düşmeyecektir. Ülkenin şu an içinde bulunduğu duruma göre sosyal demokrat bir hükümete ihtiyaç olduğu açık ve nettir.