Çevremizde her huy ve karakterde insanlar çoğalmaya başladı.
Algı yanılsaması içerisinde olan, insan görünümlü nice hayvandan da aşağı olan insanları rahatlıkla girdiğiniz ortamlarda görebilirsiniz.
Bu tür mahlûklar, geçmişte hep var olmuştur, bugün de vardır ve yarın da, gelecekte de hep var olacaklar.
Ne yazık ki bu tür insanlar, hep ön planda olmuşlar/tutulmuşlar, hep göz önünde olmuşlardır, hep ilgi, alaka ve rağbet görmüşler/görüyorlar.
İnsanlar, birbirine biyolojik yapı olarak benzedikleri için; üçkâğıtçılık, sahtekârlık, alavere-dalavere, akıl, kişilik, huy, karakter, davranış, yetenek, üretkenlik, fiziksel ölçüler açısından farklı tasnife ancak tabi tutulabiliyorlar.
Aynı insanlar, insan olduklarını unutarak, yaptıklarıyla hayvanlardan daha aşağı yaratıklar olmayı, aklını ilah şeklinde kabullenmeye, nefsinin arzu ve isteklerine, heva ve heveslerine odaklanmaya, yaratılış amaçlarının dışına yönelmeye başlıyorlar.
Tarih boyunca yoldan çıkan bu sapkınların, nelerle karşı karşıya kaldıkları örnekleriyle doludur.
Bu insanlar, aklın ve bilimin teknolojideki gelişmesine rağmen; anlama, algılama ve kavrama yetisinden yoksun olarak, kininin, arzularının ve isteklerinin kölesi olmuş, çevresindeki her şeye zararı olmuştur.
Her fırıldaklıkta rakip tanımayan bu düzenbazlar, dürüst, ahlaklı ve erdemli insanları etkisizleştiriyor, susturuyor, sindiriyor, yönlendirilmelerine sebep oluyorlar
Çevrenizdeki insanlara dikkatlice bakın, inceleyin, gözlemleyin…
Yer, zaman, mekân tanımaksızın, mevki, makam, pozisyon ve meslek ayırt etmeksizin, yazılanlara, söylenenlere, sarf edilen sözlere, yorum, eleştiri yapanlara, seçilen sözcüklere ve verilen mesajlara dikkat ederseniz; kafanızda binlerce soru oluşuverir.
Bir türlü neye ve bunların nasıl bir şey olduğuna karar veremezsiniz.
Kaymak gibi üste çıkmaya çalışan kaşarlanmış dinozorlar, tutarsız fırıldaklar, dalkavuklar, yalakalar, abesle iştigal eden karakterler sergileyerek;
Dindar, demokrat ve çağdaş olduklarını,
Milliyetçi, namuslu, erdemli ve ahlaklı olduklarını,
Adaletli, haklı, dürüst, aydın ve ilerici olduklarını,
İnsani değerlerden dem vurduklarını,
Konuşurken mangalda kül bırakmadıklarını,
Millete tepeden baktıklarını gördüğünüzde, nasıl bir karar verirsiniz, ne/neler dersiniz?
Özü ve sözü, yaşantısı ve söylediği birbirine uymayan insanlar, zararlı insanlardır bilesiniz!
İnsan sormadan edemiyor.
Bu şarlatanlar, hokkabazlar ve fırıldaklar, “takiyye mi, yapıyorlar, gösteri mi yapıyorlar, özündekileri mi yansıtıyorlar?” karar vermek çok zor.
Herkes şimdi, “nasıl olsa ben değilim!” diyecektir.
Ne yazık ki doğrular, doğru olanlar fark edilmiyor, ama yanlışlar/kötüler hemen anında fark ediliyor, değerliymiş gibi görünüyor.
Siz karar verebiliyor musunuz?
Siz fark edebiliyor musunuz?
Kerim BAYDAK
kbaydak61-artan@hotmail.com