Kimse sahip olduklarını mezara götürmemiştir, ancak sahip olduklarının insanlara olan faydası nispetinde mükâfatını almıştır.
Ha orada, ha burada!
*
Herkesin içinde bir şeyler var da: kimilerinin içindekileri beynine, diline, eline, beline, gözüne ve dizine vurur.
Bilen bilir!
*
Ezip geçeni değil, bu yolda sollayıp geçene, ancak saygı duyulur.
Yeter ki adam gibi adam olsun!
*
Maske takmak mecburiymiş; ama kola değil.
Ağızdan başka her yere, güzel bir konsept olmuş gibi.
Pehhhh!!!
*
Yine düğünlerde ki havai fişek curcunası başladı.
Sanki Korona virüsün acısını çıkarırcasına, üst üste havai fişek ve silah sıkma yarışına girmiş gibiler.
Ama böyle de olmaz ki!!
*
Biri 4, diğeri 6 yaşında iki torun kendi aralarında konuşuyorlar.
Uzaktan seyrediyorum.
Büyük olan küçüğün yaptığı hareketten dolayı; şok oldum diyeceğine, "ay ben Şoka girdim" diyor.
Küçüğü de, "ben de 101'e" girdim!" deyince, bir gülmedir tuttu beni,
Şimdiki çocuklar, bir âlem ya!
*
Büyük torun, küçük torunu kucağına alarak, güya birbirlerini seviyorlar.
Büyük küçüğe, “ay ne kadar ağırsın?" diyor.
Küçüğü, "Tabi ki taş gibi ağırım, akıllım!" diyor.
Çocukları seyredince, nelere şahit oluyorsunuz nelere!
*
Evli ve çocukludur, bekâr psikoloğa gider, sorunlarına çözüm arar.
Anne babası yoktur, anne babası olanlara nasıl bakması gerektiğini anlatır.
Sigara içer, insanlara sigaranın zararlarını anlatır.
Kanaatimce bu işte bir terslik, bir yanlışlık var.
Teorik ile pratik birbirinden çok farklıdır.
Haksız mıyım?
*
Bugün torunun saç tıraşı için berbere gittik.
Koltukta oturan müşteriye yapılanları görünce; "tıraş olmam! Annemi isterim!” diye inadı tuttu.
Bir türlü ikna edemedik.
Olmadı annesini arıyoruz.
Hem tıraş oluyor, hem de korkusunu yenmek için annesiyle telefonda konuşup, sohbet ediyor.
Berber, hem tıraş ediyor, hem de “oh ne ala, ilk defa telefonla canlı yayında, sohbetle tıraş yapıyorum!" deyince, gülmeye başladık.
Torun dediysem, o kadar da büyük değil yani, sadece 4 yaşında.
Zamane çocukları işte.
Kerim BAYDAK