Bir türlü okuma ya fırsat bulamadığım, adıma imzalı gönderilen kitabı nihayet okumasını henüz bitirdim. Bitirirken de sıcağı sıcağına birkaç kelime yazma ihtiyacı hissettim. Bir çırpıda okuduğum “Somali’de De Çiçekler Açar” hatıra ve günlük kitabında; kah üzüldüm, kah kızdım kendimize, insanlığımıza…
Yıllardır Doktor olarak tanıdığım, onlarca kez kişisel anlamda doktorluğundan faydalandığım kıymetli Doktor Abuzer Demir’in nihayet edebiyatımıza kazandırdığı, hatıra ve günlüklerden müteşekkil bir kitabını da okuma mutluluğuna eriştik.
Doktorluğu yanı sıra, köşe yazarlığı da yapan Sayın Demir’in gerçekten olaylara ve olanlara farklı bakış açısıyla yaklaştığı, kendine has tarzı ve üslubu bulunmaktadır. Yazdığı kısa, öz, etkili, ancak derinliği olan yazılarındaki tarzını bu çıkardığı ilk kitabında da göstermektedir.
Cinius yayınlardan çıkan, henüz buharı tüten, dünyanın farklı coğrafyasındaki insanlarla olan etkileşimi sonucunda, gözlemlediği hatıra nitelikli günlüklerinden oluşan “Somali’de De Çiçekler Açar” kitabı, ilginç görsellerle tamamlanmış, 189 sayfadan oluşmaktadır.
1954 Adıyaman Kâhta-Çıralık köyü doğumlu olan Doktor Abuzer Demir, mesleği gereği birçok yerde görev almıştır. Doktorluğu yanı sıra, basının içerisinde yer alarak, haftalık ve günlük gazetelerde aktif olarak köşe yazarlığı da yapmaktadır.
“Somali’de De Çiçekler Açar” kitabı, genel itibariyle 3 bölümden oluşmaktadır.
ilk bölümde, takdim niyetine bir alıntı ve oğlu Özen B. Demir’in edebi anlamda yazmış olduğu harika önsözü, sanki kitapta ki yazılanları gölgede bırakmaktadır.
İkinci bölümde, yazarın Somali gidiş hazırlıkları, yoldaki izlenimleri, doktorlar ekibinde mevcut personeli tanıdığı kadarıyla yorumları, gözlemlediği anları, canlıları ve yaşamları hakkındaki yazdıkları bulunuyor.
Üçüncü bölümde ise, toplam iki aylık görev süresince, doktorluk yaptığı Somali Mogadişu coğrafyasında ki sahra hastanesinde, günlükler tutarak, unutulmamak üzere kayıt altına almıştır.
Son bölümde ise muhtelif resimlerle tamamlanmıştır.
İlk bölümden itibaren okunmaya başlandığında, kimi zaman ekipte bulunanlara kızıyor, kimi zaman adaletsizliklerin olmasına hayıflanıyor insan.
Belki dünyanın en şansız, bahtsız, belki de aç, yoksul, perişan, en, en…olan Somali’nin neden bu kadar geride kaldığını, neden bu kadar sefalet içerisinde kıvrandığına kızıyor insan. Aslında bu/o kızgınlık, Somali’den ziyade dünya üzerinde yaşayanlara, kendinden başka kimseye düşünmeyenlere, yer altı ve üstü zenginliklerini sömürenlere, balık tutmayı öğretmekten ziyade, himmet ve lütuf babında bir şeyler verenlere, araştırma, geliştirme ve değiştirme adına hiçbir çaba harcamayanlara…
Hani bir söz vardır, “değirmen, taşıma suyla dönmez ”diye. İşte Somali’ye yapılan yardımlar, insanî ve sağlık alanındaki doktor, ilaç gibi göndermeler, ne kadar devam edebilir. Elbette bir yerlerde tıkanacaktır. Küresel, köklü çözümler bulunmadığı ve uygulanmadığı sürece, yine akıbetleriyle baş başa kalacaklardır.
Doktor Abuzer beyin gerek izlenimleriyle ve gerekse hasta poliklinikleri anlarında bizlere sunduğu, gözlerimize sokarcasına anlattıkları karşısında, insan şaşkınlığı gizleyemiyor, âdeta üzüntüden kahroluyor ve yerin dibine giresi geliyor. Bir halk için, bir topluluk ve bir millet için, bu kadar sefalet, bu kadar yoksulluk, bu kadar hayattan bıkmış olarak yaşamak, bu kadar teslimiyetçilik gerçekten kabul edilemez, edilmemesi gerekir.
Hastalıkların pençesinde kıvranan, inim inim inleyen, bir ilaç almaktan aciz durumdayken bile birbirleriyle uğraşmaları, zenginlerinin dışarıda keyif sürdüğü, ancak geride kalanların her an ölüme hazır oldukları, bu da yetmezmiş gibi, belki sahip oldukları bazı doğal zenginlikleri işlemek ve makûs talihlerini yenmek varken; elinde avucundakilerini de âdeta insanı sarhoş eden “kat” isminde ki bir meret otla da sarhoş olup, kendinden geçiyorlar, dünyayla dalga geçiyorlar. Halen kurulu bir devlet düzeni ve askeri yapılanmanın olmadığı, başı boşlukta yönetimlerin belli aşiretlere ait olduğu, Somali’deki yaşamın içler acısı olduğunu, Sayın Demir’in anlattıklarından daha da iyi anlıyoruz.
Kendi içerisinde kaynayan ve iç savaşların devam ettiği bir yerde görev almak, herhalde ateşe atılmak gibi olsa gerek. Ancak, Sayın Demir bunu göze alarak, iki ay gibi bir süre için, Somali halkına hizmet sunmak amacıyla, onur verici bir görevi yerine getirmiştir. Bölgenin tarihi, coğrafi, iklim, günlük yaşayış, olmayan ekonomisi ile sosyolojik olarak yaşama ait kesitler sunarken, gayet sade, şeffaf, içten ve samimi tespitlerde bulunmuştur.
Örneğin, sakallı keçiler, tavuk-horuz ilişkileri, insanların sedyede iç çamaşırsız uzanmaları (Anlatılması gerekir, ama utandım, biraz da hayıflandım), elle yemek yenmesi ve kaşıkların bilinmemesi, temizlik adabının olmaması ( İslam coğrafyasında, Müslümanlar, hiç mi imamlar ve din adamları bir şey söylemiyorlar), yoğurdun olmaması, buzdolabın bulunmaması… Sayın yazarın bir Cuma ve hatta rastladığı bayram namazına gitmediği, namaz, niyaz, duayla ilgili bir şey yazmamasından anlaşılıyor. (Keşke onu da yazsaydı) İlkel yaşantıya rağmen, cep telefonları kullanımı da farklı bir söylem. Sayın Demir, güzel şeyler de anlatmış tabi. Mesele karpuzun güzelliği, tadı, okyanusun suyu gibi…
Sayın Demir, çok güzel ve yerinde tespitlerde bulunmuş. Değişik bir üslupla, her şeyi olduğu şekliyle anlatmaya özen göstermiş. Hem Somali’yi, hem de ekip arkadaşlarını ve yaşananları bizlere sunmuş, ön yargısız, sade ve aleni.
Aslında Abuzer Demir beyi kutlamak gerek. Hem Somali gibi iç savaşların olduğu bir yere giderek doktorluk mesleğini ifa ettiği için, hem Somali’yle ilgili gördüklerini, şahit olduklarını, yaşadıklarını ve bire bir, her şeyi gözler önüne serdiği için.
Abuzer hocam, Somali de çiçekler açsın, hem de solmamacasına açsın.
Aslında kitapta, anı ve mesleki anekdot olan çok şey anlatılıyor. İyisi mi siz okumak için bir kitap edinin, detaylarıyla okuyabilirsiniz.
Güzel okunası bir hatırat ve günlüklere bezenmiş bir kitap. Okumakta ve Somali hakkında bilmediklerinizi Doktor Abuzer Demir beyin gözünden ve kaleminden okumanızı öneririm. Teşekkürler verdiğiniz bilgiler için, Somali’de ki doktorluk icranız için de ayrıca tebrik ederim sizi.
Kerim BAYDAK
kbaydak61-artan@hotmail.com