Çok zaman hakkımız yenildi üstüne bir de suçlandık. Çünkü karşımızdakiler haklarımızı bilmediğimizin farkındaydı. Yaşamın içinde kırmızı başlıklı kızlar ve hain kurtlar o kadar çok ki bazen eğri doğru birbirine giriyor. Uyanış çağrısı olsa birileri susturuyor veya susmaya mahkûm ediyor. Kim bilir belki İsrafil’in sur’u üflemesini beklemeliyiz sonsuza dek susturanlar sussun diye… Sivri dillisin diyorlar. Kalbimin sesini dinlediğim doğru bildiğimden şaşmadığım için. Haklısınız siyasetten anlamam. Kimsenin siyasi görüşü milliyeti dini ile ilgilenmiyorum. İnsani değerler üzerine kurulmuş bir dünyam var. İnsan görebildikleri kadardır. Evinin penceresi kadar görebiliyorsun etrafında olanları ya da söndürüyorlar güneşi karartıyorlar ışıkları dışarıda cehennem içeride sahte disko ışıkları uyan uyanabilirsen. Çık hipnotize edilmiş ruhundan önce çalınan sonra sana hediye edilen ömründen arta kalanlarla eksik, kırık çıkık puzzle parçaları gibi tamamla tamamlayabilirsen hayatı.
Peki, kimdir insan?
Ne için yaşamalı insan?
Nasıl olmalı insan?
Ne zamana kadar susmalı?
Ne kadar konuşmalı?
Neden var oldu insan?
Sahi niçin insanın en büyük düşmanı insan?