İlk insan Hz. Âdem’in ayak basıp, yıllarca hayat sürdüğü Mezopotamya’nın odağında bulunuyor İlimiz.
Öyle bir coğrafya ki; birçok peygamber, evliya, enbiya ve nebinin doğduğu, ayak bastığı kadim bir bölge…
Öyle bir coğrafya ki; nice kavmin, medeniyetin doğduğu, hüküm sürdüğü bir bölge…
Öyle bir coğrafya ki; köklü bir maziye, kadim bir medeniyete sahip olması bakımından “Medeniyetler Kavşağı” ismine mazhar olmuş…
İlk yaşanmışlıkların zuhur olması hasebiyle dünyanın en önemli coğrafyalarından olan bölgemiz, mazisi bakımından oldukça zengin bir turizm potansiyeline sahip…
Dünyanın kalbi durumunda olan bu denli önemli bir bölgede, Adıyaman’ımızın yer almış olması bakımından, kentimizin tarih ve kültür potansiyeli yadsınamayacak derecede mühim.
Köklü bir maziye sahip olması dolayısıyla, bölgenin tamamında geçmişe dayalı bulgulara rastlamak mümkün…
Hal itibariyle, kentimizde de tarihi zenginliklerin, kültürel değerlerin önemli bir kısmı mevcut:
Tarihi, kültür varlıkları, doğal güzellikleri, Nemrut Dağı’ndaki Kommagene Krallığı’na ait büyüleyici heykelleriyle 16 farklı medeniyete ev sahipliği yapan Adıyaman’ımızın, turizmden daha fazla pay alması bizim elimizde. Yeter ki gayret edebilelim. Yeter ki tanıtımını yapabilelim.
İki cihan Serveri Yüce Resulullah ile birlikte nice gazveye katılan, İlay-ı Kelimetullah’ın hâkimiyeti uğruna cepheden cepheye koşan ve daha da önemlisi “Onlar gökyüzündeki yıldızlar gibidir” mealindeki kutsal öğretinin şanına mazhar olan Hz. Safvan bin Muattal’ı ziyaretçi akınına uğratmak bizim elimizde.
Çelikhan’daki Yüzen Adalar’ın görkemliliğine kitleleri çekmek, Pere Antik Kenti cazibeleştirmek, Palanlı Mağaraları’nı turizme kazandırmak bizim elimizde. Yeter ki bihakkın pazarlayabilelim.
İlimizin göze çarpan farklılıklarını, Yabani Keçilerini, Ters Lale’sini, Hısn-ı Mansur Kalesi’ni, Keleş Konağı’nı ve zengin içerikli dokularını gerek kitle iletişim araçlarıyla, gerekse farklı metotlarla uzak diyarlara tanıtmak bize düşüyor.
Yeter ki rasyonel bir efor sağlayabilelim, yeter ki “söz konusu Adıyaman’sa gerisi teferruattır” mantığıyla hareket edebilelim, yeter ki el ele, gönül gönüle verebilelim…
Bu manada Sayın Valimizin öncülüğünde gözle görülür derecede bir birliktelik oluşmuş durumda:
27-30 Haziran 2013 tarihleri arasında Ankara Atatürk Kültür Merkezi’nde “Adıyaman Tanıtım Günleri” düzenlenecek.
Adıyaman’ın tanıtımı için ilk defa vira bismillah denilecek. Milat olarak tarihe geçecek olan bu önemli günlerde, her Adıyamanlıya büyük görevler düşüyor.
“Medeniyetler Kavşağı” olarak tabir edilen bu beldenin suyunu içen, havasını teneffüs eden, kaldırımlarını aşındıran her insanın imkânları nispetinde tanıtım günlerine katkıda bulunması elzem olur.
Eminim 27-30 Haziran tarihleri bundan böyle Adıyaman için milat olacağı gibi, her Adıyaman sevdalısının dimağında önemli bir yer edinecek ve daha da önemlisi; kentin makûs yazgısını değiştirecektir.
Selam, sevgi ve gönül dolusu muhabbetlerimle…
Bilal KARADAĞ