DAN BROWN’un yeni çıkan kitabını “başlangıç”ı yeni bitirdim. Kitap farklı inanç grupları arasında farklı şekillerde tepkiyle karşılandı. Aslında kitabın yeni sıra dışı bir şey söylediği yok. İnsanın yaratılış kısmı ile ilgili anlatılan, insanın kendiliğinden yaratıldığı gibi müslümanlara komik gelecek bir husus var. Hakikaten de kendiliğinden yaratılma gibi bir hususu ciddiye almak doğru değil ki zaten belli ki bir kurgu. Kitabın dile getirdiği diğer husus ise yakın bir zamanda teknolojinin insanı alt edip insanın yerine geçeceği, insan denen türün neslinin tükeneceği iddiası. Teknoloji kısmı düşündürücü !
Akıllı telefonların çıkışı ile beraber insanların davranış biçimleri çok değişti. Bugün hemen hemen her yerde belli bir yaşın üstündeki insanların büyük bir kısmı elindeki telefonlara gömülmüş durumda. Sosyal medya hesaplarından gelebilecek bir beğeni veya mesaj, insanın ruh halini hemen değiştirebilmekte. Teknolojinin yararlı iletişim hususları bir kenara bırakıldığında, bugün insanların telefonundan iki dakika uzak duramaması incelenmesi gereken acil bir konu. Yediği bir yemek, gezdiği bir yer yada hemen o anda ne yaptığını gösterir bir video ile güya arkadaşlarıyla paylaşım yapılmakta. Gerçekten bu mudur amaç? Tabii ki değil. Burda aslında bir EGO’nun tatmin durumu gerçeği var. Yalnızlığının yada eksik yanlarının gelebilecek beğeni sayısına göre şekil aldığı psikolojik eksikliğin tamamlanması çabası var. Karşısında duran arkadaşıyla sohbet etmeyip telefonuna gömülen birinin hangi arayış içinde olduğu bilinmez bir durum değil . Sosyal medya hesapları arasındaki turlama hızlarına, akıl sır erdirmek hakikaten mümkün değil. Sohbet etmek nerdeyse bitmiş durumda. Konuşurken aynı anda hesaplar kontrol edilmekte hesaplardan birinden gelebilecek mesajla uyarı butonu yandığı anda beyin ve vücud kaskatı kesilmekte. Nefes alış veriş bile elindeki telefona göre şekil almakta. Acil çözüm gerektiren bir durum var. Yakın bir zamanda yeni nesil telefonun izin verdiği kadar yaşayacağı diğer zamanlarda robotlara döneneceği belli.
Öğrenciler dersten soğumuş, elindeki telefonlara göre bir ruh haline bürünmüş durumda. Dersle alakası yok ama telefon veya bilgisayarın kölesi olmuş durumda. Sadece öğrenciler değil tabi, 50 yaş altı herkesin köle olduğu bir vaka söz konusu. Sosyal medya merakı gerçek hayattan daha fazla önemsenmiş, sanal hayat, gerçek hayatla yer değiştirmiş durumda. Anlık mesajlaşmalarla ruh halleri kısa zamanda değişebilmekte sosyal medya hesaplarında görülebilecek, kişiye ait bir değişim kişinin dünyasını hemen yıkabilmekte. Birbirini kandırmak yada kıskandırmak için denenen yollarla kişilerin düşün dünyası ipotek edilip duyguları sömürülmüş ve kişi olmayan gerçeklerle sanal dünyasında üzüntüye mahkum ediliyor. Hemen her dakika, herşeye ulaşır olabilme hızının bu kadar arttığı bir dünya, yarar getirmiyor, orası net. Merak duygusun bu kadar fazla depreştirilmesinin iyi sonuçlar vermeyeceği kesin. Her daim artan ve insanları düşünce olarak ipotek altına alan bu teknolojik gelişmelerin ilerde insan neslini ortadan cismen kaldıracağı meçhul ama ruhen kaldıracağı net .
Teknolojinin istesekte istemesekte giderek artacağı net. Yeni dünya düzenine göre bir yaşam şeklinin belirlenmesi şart. Eğitimle aşılmayacak hiçbir engel yok. Ama bunu sağlayacak siyasiler mevcut mu orası muamma. Bedenen var olup ruhen bitmiş siyasi karar vericilerden teknolojinin insanların dünyasına etkilerini incelemesini beklemek tabii ki doğru değil. Yapılması gereken, teknolojinin aile bireylerince kullanımın kalitesini arttırmak. Yol, eğitim sağlık hizmetleri gibi siyasilerin oy almak için kullandığı bu durumlara yakın zamanda teknolojinin kullanımı ile ilgili bir vaat ortaya çıkmalıdır. Gerçekten acil ihtiyaç gerektiren bir eksiklik. Bunu gören var mı? Tabi ki yok! Teknolojiden önce robotlaştıran siyasilerimiz var bizim. Dan brovn halt etmiş gelsin de insan nasıl robotlaştırılır görsün!