TİP Hatay Milletvekili Can Atalay’ın milletvekilliğinin düşürülmesini protesto eden TİP Adıyaman İl Başkanlığı Emine Songün Elibol ve üyeleri ellerinde pankartlarla tepki göstererek, Hatay halkının iradesini yok sayıldığını ileri sürüldü.
Atatürk Bulvarı üzerinde bulunan Saat Kulesi kavşağında TİP Adıyaman İl Başkanı Emine Songün Elibol, öncülüğünde TİP Hatay Milletvekili Can Atalay’ın milletvekilliğinin düşürülmesine ilişkin protestoya DEM Parti Adıyaman İl Başkanı Av. Hüseyin Coşkun ve CHP Adıyaman İl Başkanı Engin Doğan ve üyeleri katıldı.
Protestoya katılanlar, tepki gösterilerek, ellerinde pankartlar eşliğinde Atalay’ın lehine slogan attılar.
Toplananlar adına ilk açıklamayı yapan DEM Parti Adıyaman İl Başkanı Av. Hüseyin Coşkun,"TİP Hatay vekili Can Atalay’ın hukuksuz yere milletvekilliğinin düşürülmesine ilişkin TİP Adıyaman İl Başkanlığının yapmış olduğu basın açıklamasına katıldık. Anayasa Mahkemesinin kararlarının yok sayılması kabul edilemezdir. Halkın iradesi yok sayılamaz."dedi.
CHP Adıyaman İl Başkanı Engin Doğan, ise "Anayasa Mahkemesi’nin hak ihlali kararlarına rağmen TİP Hatay Milletvekili Can Atalay’ın milletvekilliğinin düşürülmesinin halkın iradesine karşı yapılmış hukuksuzluk olduğuna vurgu yaparak, Can Atalay halkın vekilidir" şeklinde konuştu.
Anayasa Mahkemesi’nin hak ihlali kararına rağmen Yargıtay’dan gelen yazının TBMM Genel Kurulu’nda okutularak Atalay’ın milletvekilliğinin düşürüldüğünü ifade eden Doğan,"Türkiye İşçi Partisi (TİP) Hatay Milletvekili Can Atalay’ın milletvekilliği, hakkındaki Yargıtay kararının TBMM Genel Kurulu'nda okutulmasıyla düşürüldü. Hatay halkının iradesi yok sayılamaz. Atalay halkın vekilidir. Halkın iradesini yok sayanlar şimdi halkın karşısına çıkıp nasıl oy isteyecekler? Yaşanan tüm hukuksuzluklara rağmen demokrasi mücadelemiz sürecektir" ifadelerini kullandı.
Son olarak TİP ev sahipliğinde yapılan protestoda TİP Adıyaman İl Başkanlığı Emine Songün Elibol ise konuşmasını şöyle sürdürdü:
"Meclis Başkanı Numan Kurtulmuş yurt dışındayken Yargıtay’ın Hatay Milletvekilimiz Can Atalay hakkında verdiği hukuk dışı karar AK Parti Meclis Başkanvekili Bekir Bozdağ tarafından Meclis kürsüsünden okutulmuş ve Türkiye Büyük Millet Meclisi bugün Hatay halkının iradesini yok sayan bir karara imza atarak Can Atalay’ın milletvekilliğini düşürmüştür.
Gezi’nin en güzel çocuklarından biri olan Can Atalay, 14 Mayıs Genel Seçimleri’nde partimiz tarafından milletvekili adayı gösterilmiş ve Can'ın milletvekili olabileceği Yüksek Seçim Kurulu tarafından kabul edilmiştir. Hatay halkı, iradesini ortaya koyarak Can Atalay’ı milletvekili seçmiş ve Can’a milletvekili mazbatası verilmiştir. Meclis’te milletvekillerinin yemin etmek için kürsüye çağırıldığı esnada Can Atalay’ın adı ‘Hatay milletvekili’ olarak okunmuş ve Can Atalay partimiz tarafından Meclis Başkanlığı için aday gösterilmiştir. Can Atalay’ın Meclis Başkanlığına adaylığı kabul edilmiş, ayrıca Meclis’teki tüm siyasi partilerin oy birliği ile Can Atalay, TBMM İnsan Hakları İnceleme Komisyonu üyesi olmuştur. Dolayısıyla, ortada Can Atalay’ın milletvekili sıfatı kazandığına dair hiçbir şüphe yoktur. Tüm bunlara rağmen Can Atalay’ın tahliye edilmemesine ilişkin Anayasa Mahkemesine yapılan başvurunun sonucunda Anayasa Mahkemesi, Can Atalay’ın derhal tahliye edilmesine karar vermiştir. Karar, İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesine gönderilmiş olsa da mahkeme kararın gereğini yerine getirmeyerek dosyayı Yargıtay 3. Ceza Dairesine göndermiştir. Yargıtay 3. Ceza Dairesi ise Anayasa’yı tanımamaya devam ederek AYM kararını hiçe sayan, hukuken bir karar olarak dahi adlandırılamayacak bir metne imza atmıştır. Bu hukuksuzluk üstüne AYM’ye bir başvuru daha yapılmış ve bu kez AYM, dosyanın görevli ve yetkili mahkeme olan İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesine gönderilmesine ve Can Atalay’ın derhal tahliye edilmesine oy birliğiyle karar vermiştir. Bu süreç yine aynı şekilde sürmüş ve milletvekilimizin hukuksuz tutukluluğu devam etmiştir.
Bugün, Türkiye Büyük Millet Meclisi, Yargıtay eliyle gerçekleştirilen bu Darbe girişiminin bir ortağı haline gelmiştir. AYM kararlarının bağlayıcı olduğu ve tüm yargı kurumlarını bağladığı yönündeki Anayasa hükmü önce Yargıtay tarafından, ardından da TBMM tarafından fiilen yürürlükten kaldırılmıştır. Türkiye’de artık bir anayasanın bulunmadığı, anayasal güvencelerin ortadan kaldırıldığı, TBMM tarafından tescillenmiştir. Sanılmasın ki; yılacağız, sanılmasın ki pes edeceğiz, öyle olsun diyeceğiz. Biz bugün, bir kez daha yeniden başlıyoruz.
Buradan bu hukuksuz kararın alınmasında en ufak bir payı olanlara, kararın altına imza atanlara sesleniyoruz:
Bu ülkenin tarihinin en aydınlık sayfalarından biri olan Gezi Direnişi’ni kirletebileceğinizi sanıyorsanız, yanılıyorsunuz. Ölümü reva gördüğünüz, ölüme mahkum ettiğiniz Hatay halkının iradesini hiçe saymanın hesabını mutlaka vereceksiniz.
Halkımıza da buradan bir çağrı yapıyoruz:
Biz, Saray’dan büyüğüz, biz iktidarlardan, patronlardan büyüğüz. Bu yüzden şimdi bir kez daha yan yana gelmek, yeniden mücadele etmek zorundayız.
Can Atalay er ya da geç esir tutulduğu o dört duvar arasından çıkacak. Hatay halkı vekiline kavuşacak."
Toplanan kalabalık bir süre slogan atarak sesiz şekilde dağıldılar.
Kaynak : PHA