Toplum Cinnet Geçiriyor

Abone Ol

 Sevgi, şefkat, muhabbet ve hoşgörü üzerine inşa edilen toplumumuzda, neredeyse her gün meydana gelen vahşi cinayet ve benzer olumsuzluklarla dehşete düşüyoruz! 

Hemen her gün özümüze yakışmayan olumsuzluklar, yazılı ve görsel medyada yer alıyor.  Artık tahammül edilecek gibi değil!   
Gün geçmiyor ki cinayet, intihar, silahlı ve bıçaklı saldırı, kavga, soygun, gasp gibi haberler olmasın. 
Dünyanın en sevecen, en hoşgörülü, en merhametli toplumuna ne oldu da sabırsız, tahammülsüz, hoşgörüsüz ve merhametsiz tavırlar sergilemeye başladı? 
Toplumumuz maalesef sevgi toplumundan nefret ve cinnet toplumuna evirildi! Toplumun temelini derinden sarsan söz konusu olumsuzlukların birçoğunda psikolojik nedenler ve maddi gerekçeler olabilir. 
Elbette haklılık payı vardır; lakin bir insanı canavar yapmak istiyorsanız, yüreğinden Allah, peygamber ve insan sevgisini alın, hesaba çekilme duygusunu da bir kenara koyun, sadece madde ile düşünen bir ruhun cani olmaması düşünülemez. 
Şu haberlere bakın: Bir Avrupa ve Amerika’dan değil, destanlaşan neferler yetiştiren topraklardan, yani bizim ülkemizden… 
İsimleri de Antoni, Angelela, Julia, Gerorge, Tom… değil, bunların isimleri; Muhammed, Ahmet, Mahmut, Yakup, Ayşe, Fatma, Zeynep… 
Toplumları bir arada tutan dini ve milli unsurlar vardır. Dini ve milli unsurlar o toplumun emniyet sigortası hükmündedir. 
Akıllı bir kimse düşündüğü bir eylemi uygulamadan önce düşünür; dini bir düşünceye sahipse, Yüce Allah`tan korkar, ahretteki hesabını düşünür o eylem eğer dinde yasak bir davranışsa imanından dolayı hemen vazgeçer. 
Çünkü yapacağı eylemin karşılığında ahrette hesaba çekileceği düşüncesi onu frenleyecektir. Eğer yaşadığı toplumda milli unsurlara önem veriliyorsa, yani örfüne, âdetine, geleneğine değer veriliyorsa; yapacağı eylem toplumda ayıplanacaksa, yine o davranışından vazgeçecektir. 
Yaşadığı toplumda ayıplanacak bir hale düşmek endişesi, onu yapacağı eylemden alı koyacaktır.
Türk toplumunun önem verdiği dini ve milli bütünlükle alakalı bütün değerleri AB ve ABD’nin dayatmalarıyla Haçlı Batı’nın toplum ölçülerine göre değiştirdiler. 
Dinin haram kıldığı, toplumun ayıp saydığı şeyler yavaş yavaş ortadan kaldırıldı. Suçlara verilen cezaların miktarları sürekli azaltıldı. 
İnsanın önündeki haram, ayıp ve hukuki ceza gibi engeller azalınca ya da kalmayınca; isteyen aklına gelen eylemi düşünmeden yerine getirmektedir. 
Netice olarak da toplum sevgi toplumundan nefret ve cinnet toplumuna dönüşmektedir. 
Eğer samimi olarak tekrar sevgi toplumuna dönüşmeyi istiyorsak; herkes suçtan kendi payına düşeni kabul edip, dini ve milli yönden kaybettiklerimizi yeniden kazanmamız gerekmektedir. 
Aksi takdirde; nefret ve cinnet toplumunun zararlarına herkes payına düştüğü kadar katlanacaktır. 
Selam, sevgi ve gönül dolusu muhabbetlerimle…
           Bilal KARADAĞ
bkaratag02@hotmail.com