Sahibem beni bulaşık makinasına koymuyor. Sadece beni değil melamin( hoş benim dışımda pek melaminleri de yok ama)tahta, teflon gibi malzemeden oluşan mutfak malzemelerini de koymuyorlar.Neyse ben yine de özelim, bunu biliyorum.
Hazır yıkandım paklandım, bulaşıklıkta dinlenirken gelin sizinle biraz laflayalım. Bu akşam sahibem coştu. Ne kadar yememesi gerektiğine inandığı şey varsa, soğan halkasına varıncaya kadar kızarttı, eve hiç sokmazken gitti ketçap aldı.Ben kayık tabakların en büyük boyundanım, tıkabasa doldurdu beni. Ana kız oturdular bir güzel yediler. Allah içlerine sindirsin ama bence biraz fazla kaçırdılar.
Böyledir benim sahibem gözü doymaz, herkesi de kendi gibi sanır, sonra bol kepçe dağıtır bitsin bir an önce diye.Benim bunca yıl, bunca hengamede hep onun yanında olmam da rengim kadar boyutum da rol oynadı diye düşünüyorum. Ona sorsak beni ne zaman aldığını anımsayacağını sanmıyorum, o kadar uzak anlayacağınız. Benim yanımda aynı renkte birkaç parça daha vardı ama bak hiç biri yok ortada. Demek ki tespit doğru.
Evliliklerinin birinde o tabakta kızartılmış kabak köftelerinden tutun da envai çeşitte salatalar yaptı zamanın bir kesitinde. Masalar devrildi gün geldi. Fakat ben kaliteli bir melaminden yapıldığım için hiçbir şeycikler olmadı bana. Olanları içim sızlayarak izledim sadece.
Yine evliliklerinin birinde mezeler hazırlandı çeşit çeşit, börek çörek derken abarttı yine bizimki işi.Yine olmadı. Devirdi yıktı kurulmuş düzeni, çıktı gitti yine her zamanki gibi. Adetidir yangın yerinden geçer gibi can havliyle davranır.En çok zararı da kendine verir.
Artık çetelesini bile tutmuyorum, kurup bozduğu düzenlerin.Nasıl olsa öyle ya da böyle ben hayatının bir kıyısında oluyorum ya, önemli olan o. Çünkü gerçekten sahibem olduğu için söylemiyorum, ben onu çok seviyorum. Sevildiğimi de hissediyorum. Yoksa birkaç mandala çoktan gitmiştim eskicinin birine.