Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği (TMMOB) tarafından düzenlenen 'Depreme Dirençli Kentler' Sempozyumu'nda konuşan CHP Adıyaman Milletvekili Abdurrahman Tutdere, 6 Şubat depremleri sonrasında yaşadığı çaresizliği ve valinin şaşırtıcı sözlerini paylaştı. Valinin "Emrim şu kapıyı geçmiyor" dediğini aktaran Tutdere, depremlere hazırlıksız olunduğunu vurgulayarak, mevcut durumu "çaresizliğin dibinde" olarak nitelendirdi.
Tutdere, Adıyaman'da toplanan Kriz Masası'nda yapılanların depreme hazırlıksızlığı apaçık gösterdiğini belirtti. Depremlere karşı alınması gereken önlemlere vurgu yaparak, yerel yönetimler ve yöneticilere büyük sorumluluk düştüğünü ifade etti. 6 Şubat'tan sonra yaşananların, depreme hazırlıksızlığın acı bir yansıması olduğunu kaydeden Tutdere, "Yıkım boyutları bir sebep, hazırlıksız olmak da bir gerçekti. Bu tür olaylardan ders almalıyız." dedi.
Meclis Araştırma Komisyonu'nun hazırladığı Deprem Raporu'na dikkat çeken Tutdere, Meclisin bu raporla ilgili ciddi bir çalışma yapmadığını eleştirdi. Meclisin yapması gerekenlerin 113 başlık altında sıralandığını belirten Tutdere, bu başlıklar altındaki yasal düzenlemelerin yapılmadığına dikkat çekti. "Meclis depreme hazırlıkla ilgili ciddi bir çalışma yapmadı." diyen Tutdere, depremin sadece Adıyaman için değil, Türkiye için bir milli mesele olduğunu vurguladı.
Tutdere, depremle ilgili yasal düzenlemelerin yapılması ve can kayıplarının önlenmesi adına elinden gelen gayreti göstermeye devam edeceğini sözlerine ekledi. Program sonunda AFAD Yönetim Kurulu Üyesi Prof. Dr. Şükrü Ersoy'a plaket takdim eden Milletvekili Tutdere, depremin Türkiye için acil bir sorun olduğunu ve birlikte dayanışma içinde olunması gerektiğini vurguladı.
Tutdere, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Depremlere hazırlıksız olduğumuz gerçeği 6 Şubat’ta tüm gerçekliğiyle ortaya çıktı. 6 Şubat’tan sonraki akşam, Kriz Masasında Sayın Belediye Başkanımız ve dönemin valisi başta olmak üzere kurum müdürlerimizle birlikteydik. Ama hiçbir şey yapamıyorduk. Yıkımın boyutları bir sebepti ama hazırlıksız olduğumuz da bir gerçeklikti. Aslında bu tür şeylerden ders almamız lazım. Ben bunu, Belediye az çalıştı, vali çok çalıştı anlamında söylemiyorum. Bu takım deprem ve doğal afetlerde ders alınması gerekiyor. Şu an bütün bilim insanları uyarıyor, Tanrı da uyarıyor. Bakın, bir gün önce Malatya’da, yanı başımızda 5 büyüklüğünde deprem yaşadık, bundan sonra da bu bölgede depremler olmaya devam edecek. Dolayısıyla bütün bilim insanlarının söylediği gibi bu depremdelerde herkese görev düşüyor ama başta sorumlu olan belediyelere, valiliklere, hükumete de iş düşüyor. Bunu da görmek lazım. Bundan sonra ağır bedellerin ödenmemesi adına herkesin şapkayı önüne koyması lazım. Eleştirilerden de korkmamak lazım; doğruyu bulmak adına bilim insanlarının, bu konudaki yetkin üniversitelerin, siyasetçilerin dikkate alınması lazım. “Bu konuda hazırlıklı olmak lazım. O dönem valimizin bir beyanını hiç aklımdan çıkaramıyorum; ‘Sayın Valim olağanüstü hâl ilan edildi, şu iş makinelere el koy’ dediğimde, ‘Vekilim benim emrim şu kapıyı geçmiyor’ dedi. Üzüldüm ve çaresizliğin dibini yaşadık o zaman. Çünkü hiçbir hazırlık yoktu.”
“Deprem Adıyaman için de Türkiye için de millî mesele”
Tutdere, “Nice yetişmiş insanlarımız vardı, belki onları bir daha geri getiremeyeceğiz. Ama en azından onların hatıralarına saygı gereği bundan sonraki canların gitmemesi, şehrimizde çocuklarımızın, gençlerimizin yaralarının sarılması konusunda hep birlikte dayanışma içinde olacağız. Gerçekçi olmak lazım; siyaseten farklı görüşlerde olabiliriz ancak deprem Türkiye için, Adıyaman için milli bir meseledir. Bu konuda hepimizin uzlaşması, yan yana durması gerekir. Bu konuda üzerime ne düşüyorsa geçmişte olduğu gibi yine yapmaya devam edeceğim. 28. Dönem’de Meclis açıldığından bu yana sürekli soru önergeleri vermek suretiyle deprem konusunu dile getirmeye çalıştık. Bundan sonra da aynı şekilde çalışacağız.” ifadelerini kullandı.
Kaynak : PHA