1 Kasım’a doğru hızla yol alındığı bu süreçte, sandıklarda 3 ihtimal görünüyor.
Ufukta beliren ihtimalleri şu şekilde sıralayabiliriz:
1-Tek başına Ak Parti iktidarı…
2-Ak Parti CHP koalisyonu…
3-Ak Parti MHP koalisyonu…
1 Kasım sonrasında ise ülkenin önünü tıkayan en büyük 3 sorun var:
1-Terör…
2-Mevcut anayasa…
3-Ayrıştırıcı ve kutuplaştırıcı kaos…
Ak Parti’nin tek başına iktidara gelme ihtimali oldukça yüksek görünüyor.
Yalnız tek başına gelirse, mevcut anayasayı değiştirecek güçte olmayacağı aşikâr.
Oysa mevcut anayasa, günümüz toplumuna hitap edemiyor. İvedilikle daha çağdaş, daha demokrat ve toplumun tamamını kapsayıcı bir anayasaya ihtiyaç var.
Görünen o ki; Ak Parti tek başına yeni bir anayasa yapamaz. Diğer siyasal hareketlerin de bu manada çaba harcayacağı yok.
Öyleyse bu manada 1 Kasım’ın topluma vereceği fazla bir şey yok.
Terör meselesine gelince; 3 yıldan buyana devam eden barış süreci akamete uğradı. Bundan sonra yeni bir barış sürecinin başlatılacağına dair en küçük bir emare de görünmüyor.
Ayrıştırıcı ve kutuplaştırıcı söylemler de Ak Parti’nin tek başına iktidara gelmesiyle devam edeceğe benziyor. Çünkü bazı siyasileri yönlendiren üst akıl bunu istiyor…
Pekâlâ, sandıkta Ak Parti ile CHP koalisyonu çıkarsa ne olur?
Böyle bir oluşumda belki anayasanın bir kısmı yenilenebilir, lakin terör olayları yine devam eder. Ayrıştırıcı ve kutuplaştırıcı söylemler yine havada uçuşur.
Ak Parti ile MHP koalisyon hükümetini kurarsa ne olur?
Bu durumda da ne anayasa değişikliğine gidilebilir, ne de ayrıştırıcı ve kutuplaştırıcı dilin önüne geçilebilir. Terör eylemleri ise artarak devam eder.
Hâsılı karışık bir durum, toplumumuzun pürmelal hali.
Zira her şeye rağmen umut var olmak lazım. “Gün doğmadan neler doğar”…
Selam, sevgi ve gönül dolusu muhabbetlerimle…
Bilal KARADAĞ