Ülkenin aydınları bir bir vurluyordu,kimi zaman kör bir kurşuna, kimi zaman, Uğur Mumcu gibi arabasına konulan hain bir bombanın patlamasıyla katlediliyordu. Ve faili meçhule gidiyorlardı!...

Abdi İpekçi, Çetin Emeç, Muammer Aksoy, Bahriye Üçok, Ahmet Taner Kışlalı, Gaffar Okkan, Necip Hablemitoğlu, Hrant Dink ve daha niceleri, hepsinin sonu ne yazık ki aynı oldu!...

Demokrasi ve adalet kavramının yok sayıldığı günümüzde Uğur Mumcu'yu ve bu uğurda yitirdiğimiz tüm cesur kalemleri anmaya ve onların bizlere gösterdikleri aydınlık yolda yürümeye devam edeceğiz...

?...

Onlar yaşamları boyunca hak için,adalet için, demokrasi ve özgürlükler için mücadele vermiştir..Her türlü, haksızlığa, yozlaşmaya karşı cesurca direnmiş, toplumun aydınlanmasına ve kalkınmasına canları pahasına bedel ödemişlerdir!...

Araştırmacı Gazeteci Yazar Uğur Mumcu, Kalemi keskin, korkusuz ve gerçek bir gazeteciydi.

Kalemi ve fikri ile güçlüden yana değil,haklıdan ve doğrudan yana olan Uğur Mumcu,basın tarihimizde derin bir iz bırakmıştır.

Uğur Mumcu,Ölmeden önce ‘’ POLİS- MAFYA - SİYASET ağının derin boyutlarını araştırmaktaydı ki hain pusular O’nu bekliyordu!...

Mumcu yaşamının son günlerinde Kürt sorunu üzerine çalışıyordu. Mumcu, suikasttan iki hafta önce önemli bir yazı yazmıştı. Yazıda Barzani ailesi ile MOSSAD ilişkisi anlatılıyordu. Eğer Mumcu öldürülmeseydi bu konudaki araştırmasını derinleştirerek yayınlayacaktı.

24 Ocak 1993’te, bombalı saldırıda ne yazık ki katledildi...

Bir pazar sabahıydı

Ankara kar altında

Zemheri ayazıydı

Yaz güneşi koynunda

Ucuz can pazarıydı

Kalemim düştü kana

Zalimler pusudaydı

Bedenim paramparça!...

Araştırmacı gazeteciliğin en önemli ismiydi. Gerçek bir Atatürkçü ve Cumhuriyetçi idi. Bugün ülkenin içine sürüklendiği tehlikeyi ve öngörüleri Uğur Mumcu gibi yazan,araştıran cesur gazetecilere ihtiyaç vardır.

O gün sade güçlü bir kalem,güçlü bir gazeteci vurulmadı,

O gün Gazetecilik mesleğinin de direnci vuruldu, aslında o gün çok şeyler değişti!...

?

Dün nasıl ki düşünenler, sorgulayanlar, konuşanlar,yazanlar susturuluyordu, bugün de muhalif olanlar susturuluyor, gazeteciler tuklanıyor, gözdağı veriliyor. Fikir ve düşünce suçlularına ağır cezalar verilirken, kadın- çocuk tacizcilerine ve katillere cezayi işlemler uygulanmadan, çoğu zaman iyi hal durumunda ( bunun örneğini çok gördük)toplumun içine salıveriliyorlar.

Bu masum insanlar Yahudi de olur, Arap da, Hristiyan da. Ölenlerde ırk, din ayrımı yapılmaz. Ölen insandır."diyordu!...

Aramızdan ayrılışının 28. yıldönümünde başta Uğur Mumcu ve tüm devrim şehitlerini saygı ve rahmetle anıyorum. 24.01.2021

Fatma Ulubey