Zihni bulanmıştı.
Her şey loş bir ışık huzmelerinde, belli belirsizi arz-ı endam ediyordu.
İçerisi sıcak, hem de sımsıcaktı.
Camlar buğulanmıştı.
Belli ki dışarısı soğuktu.
Kıştı normal görülebilirdi.
Ama aynı an da sıcacık ortamda içinin titriyor olması, pek hayra alamet değildi.
Uyanık mıyım, değil miyim diye bir an iç geçirdi.
Kararsızdı.
Gözlerini açmaya çalıştı, olmuyordu, açamıyordu bir türlü.
Küçük küçük sancılar yokluyordu kalbini.
Belli belirsiz, bir acı hissediyordu.
Aslında çok da umursamıyordu.
Ölüm vardı ve biliyordu ve inanıyordu.
Nasıl olsa sonu ölüm değil mi diyerek, kendini avutmaya çalışıyordu.
Az önce yaşadığını düşündüğünde, pek de umursamıyordu, ölümü.
Başını oynatacaktı olmadı, kolunu oynatacaktı olmadı, ayaklarını oynatacaktı olmadı, olmadı...
Bir türlü vücudunun herhangi bir azasını oynatamıyordu.
Ölmüştü sanki.
Korktu, içini daha büyük bir ürperti kapladı.
İçinin titremesi, bu defa yerini buz gibi katılaşmaya başladı.
Son bir çaba ve gayretle olanca kuvvetiyle, “Ya Allahhhh!” diyerek bağırdı.
Kaskatı kesilen bedeni bir an da ayaktaydı.
“Çok şükür, çok şükür!” diyerek, ellerini havaya kaldırdı ve dualar etmeye başladı.
Tam da o esnada “Esselatu hayrun minen nevm" nidası kaplamıştı.
O dingin karanlığı yırtarak gelen ezan sesi, insanlara “namazın uykudan hayırlı” olduğunu söyleyerek, namaza davet ediyordu
Uzaktan ta içine kadar işleyen bu davet, yine uzaklardan gelen horozların ötüşleri, köpeklerin ulumalarıyla birbirine karışıyordu.
Huşu içinde dinledi ve ezan bitimine müteakiben kalktı, usulü ve adabınca abdestini aldı, hamt ve şükrünü eda etmek için, yüce yaratanın huzuruna durdu.
***
Bütün kavgaların, kargaşaların, karmaşaların ve münakaşaların temeline indiğinizde, sevgisizliğin olduğunu görürsünüz.
Rastladığınız, gözlemlediğiniz, belki de muhatabı olduğunuz birçok olayın, hep sevgisizlikten meydana geldiğini rahatlıkla söyleyebiliriz
Öyle başka bahaneler, suçlular aramak, bazı sebepler arkasına sığınmak doğru olmasa gerek.
Tahammülsüzlük, inat etmek, saygı göstermemek, hırçınlaşma ve empati yapamama neticesinde, kendileri kaybedenler, muhakkak hep sorun olmuş ve sorunlar yaratmışlardır.
Bir toplumda insanlar arasında sevgiyi kaldırdığınız zaman rahatlıkla alt edebilirsiniz.
Sevgisiz toplumun insanları birbirilerine yok etmeye mahkûmdurlar.
Peygamber (SAV) efendimiz de öyle diyor ya. “Birbirinizi sevmedikçe iman etmiş olamazsınız”
Neden bu kadar sevgisiz olduk.
Biraz tefekkür etmeye değmez mi?
Ne dersiniz?
***
Herkes, her konuda, her şeyi biliyor maşallah!
Kimi susuyor edebinden, kimi kükrüyor cehaletinden.
Ne olurdu da, herkes en iyi bildiği konuda konuşsaydı.
Kerim BAYDAK
kbaydak61-artan@hotmail.com