Ve Kılıçdaroğlu rakı sofrasında!

Abone Ol

 CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun CHP kurultayında yaptığı hararetli konuşmasının bir bölümünde rakı vardı. Kılıçdaroğlu’nun kimleri kastettiğini bildiğimiz konuşmasında, “Bana çalışan adam lazım, rakı sofralarında konuşan adam değil” demişti.

Aslında bu, “rakı sofrasında ülkeyi kurtaranlara” da bir nazireydi…
Belki de rakı sofrasında CHP’yi şekillendirmeye çalışanlara…
Kılıçdaroğlu’nun rakı sofrasına mı karşı olduğu, yoksa “kafası hoş şekilde atıp tutmalarla bu işin olmayacağını” mı söyledi, kimse onu tartışmadı.
Çünkü, rakı eşittir CHP gibi lanse etmeye çalışanlar vardı.
Üstelik kurucu genel başkanlarının da “rakı sofrasında ülkeyi idare ettiği” iddiaları azımsanamayacak kadar çoktu.
CHP kurultayında, adeta CHP’nin “milli içeceği” sayılan rakıya savaş açması, CHP’liler arasında hoşnutsuzluğa neden oldu.
Hemen karşı atağa geçildi; Kemal Kılıçdaroğlu’nun rakı sofrasındaki görüntüleri, resimleri paylaşıldı.
Belki de “Ele verir talkını, kendi yutar salkımı” demek istiyorlardı.
Belki de, “sadece biz değil, genel başkanımız da rakı sofrasında konuşmayı sever, çalışmayı değil” mesajını vermek istiyorlardı…
***
Hayatımda ağzıma almadığım bir içecekle ilgili ahkâm kesecek değilim.
Demokrat bir parti olmadığına inandığım CHP’yi savunmak durumunda da değilim.
Bir türlü demokrat olamayan, iki ileri bir geri gitmesiyle meşhur olan ve sürekli gaflarıyla, verdiği sözden kısa sürede dönmesiyle meşhur Kemal Kılıçdaroğlu’nu savunmaya da kalkışmayacağım…
Ama yiğidi öldürmeden de hakkını vermek gerektiğini söylemeliyim…
Bu konuda CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, yüzde yüz haklı, muhataplarıysa yüzde yüz haksız…
Bu düşüncem, Kemal Kılıçdaroğlu’nun rakı sofrasındaki fotoğraflarını görmemle bile değişmedi.
Zaten Kılıçdaroğlu’nun “rakı içmeyen” birisi olduğunu düşünmedim ama içip içmemesiyle ilgilenmeyecek bir yapım olduğundan bunu da zaten önemsemem.
***
Gelelim, Kılıçdaroğlu’nun haklı, muhaliflerininse haksız olduğu konuya…
Rakı sofrasına oturmakla, rakı sofrasında ülkeyi kurtarmak farklıdır…
Sarhoşken söylediklerinle, ayıkken söylediklerin arasındaki tezat, bu değerlendirmenin esas kaynağı olmalıdır.
İçki sofrasında çene çalanların, ahkâm kesenlerin, ülkeyi kurtaranların, partiyi dizayn edenlerin, birilerinin ayağının altına sabun koyanların, ayıkken ne yaptığı çok önemli…
Acaba kafası normal hale döndüğünde, bu ülke için, bu millet için ne yapıyor, partisi için ne yapıyor ve partisinin başına çorap örenler için ne yapıyor, bu çok önemli.
Kemal Kılıçdaroğlu’nun rakı sofrasına oturması, bu eleştirileri yapamayacağı manasına gelmez/gelmemeli.
Bir şeyin doğruluğunu ve yanlışlığını söylemekle yaşamak arasında fark vardır, olmalıdır da…
Sigara içmenin sağlık için zararlı olduğunu söyleyen birisini sigara içerken görmek, “sigaranın sağlıklı olduğu” anlamına gelmez.
Tıpkı rakı sofrasında çene çalan, ülkeyi kurtaran ve sonra unutanlar da olduğu gibi…
Kılıçdaroğlu, “çalışan partili” istiyor ve bu doğaldır…
Bunu söylerken de, CHP’nin “milli içkisi” olması nedeniyle ve bu tür “oturmalar” sıkça yapıldığına göre rakıyı ve rakı sofrasından bahsetmesi çok normal…
Kendisi de katıldığı için, bunun canlı şahidi olması da doğal…
Ama bu, o sofradan kalktıktan sonra, söylediklerinin tam tersini yapanlara karşı bir tutum içinde olmayacağı manasına gelmez.
Çünkü içkinin şişede durduğu gibi durmadığı söylenir.
Sarhoş olanların, ayıkken söylemeye dahi cesaret edemeyeceği şeyleri söylediği gibi, birçok kirli çamaşırları ortaya döktükleri de söylenir.
Dedim ya, ben diyenlerin yalancısıyım, aklımı başımdan alıp, bilmediğim yerlere götüren rakıyla tanışmadığımdan, bunu da “tecrübeyle” bilmem mümkün değil ama şahitliklerim var.
O sofrayı, o muhabbeti, o atıp tutmaları ve o naraları bilen Kemal Kılıçdaroğlu’nun “ne istediğini” söylemesi, “onun asla rakı sofrasına oturmayacağı” anlamını taşımaz…
Sözün kısası, Kemal Kılıçdaroğlu, hiç değilse bu konuda sonuna kadar haklıdır.
CHP’yi ve Kemal Kılıçdaroğplu’nu savunmadığımı söyleyen şimdi beri gelsin…
Siz de yiğidi öldürmeden hakkını verin bari…
 
Tweetimden seçmeler
Bazıları gölge etmeseler, gerçekten hayat çok daha güzel olacak.