Bir yere kadar küheylâna binebilirsin ve hedefe varabileceğini düşünürsün; ancak bir yerden sonra eşeğe bindiğinde ya da bineksiz, yayan kaldığında, nasıl varacaksın hedefe.
Meşakkatli yolun araçları çok olabilir, ama seçmesini bilebilirsin.
***
Bazı şekilsizlerin elleriyle, söylemleriyle, şekillenmeler oluyorsa, vay o şeklin haline.
Kim bilir neye benzeyecek!
***
Irmağı geçerken, her şeyi boş verip, söylenenlere aldırmayıp, illa da tekerle geçmekte inat edersen, batıp boğulmak kaçınılmazdır.
***
Etrafından habersiz, gözün kör olur, idrakin da kapanırsa; yılanın kuyruğundan tutar ilerlersin ve deryada boğulursun.
***
Bazen uluorta ya da dost sohbetlerinde öyle akıl almaz, akla ziyan şeyler(birçok şey) duyuyoruz ki, nerede yaşadığımıza karar veremiyoruz.
Gayrimüslim bilinen kişilerin bile yapmaktan imtina ettiklerini, Müslümanım diye bilinen/geçinen şahsı muhterem müptezeller, gayet rahat ve soğukkanlılıkla yapıyorlar.
Hem de yüzleri kızarmadan!
Keşke insanların alnında bir lamba olaydı da yanlış, haksız, kötü, haram, veballi yaptıkları her şeyde yanıp yanıp sönerek ikaz verseydi.
Belki burada olmaz, ukbada illa ki olacaktır.
Sabır, sabırlı olun.
***
Kişilikleri bozuk insanların, kişilikli insanların ardından duyduklarına, söylenenlere inandırıp el pençe divan duruyorlar.
Sözde şartsız biat teraneleriyle bir takım zafiyetlerin derdine düşüyorlar.
Her şeyin kendilerinde bittiğini, her derde deva olabilecekleri algısıyla, insanları yanılgıya sevk edebiliyorlar.
Birçok şeyden bihaber olan kişiler, çeşitli ödünler vererek, memnuniyet manzaraları sergiliyorlar.
Bazı kişilerin şirin görüntülerine karşılık, akla gelmeyecek eylemlerin de müsebbibi olabiliyorlar.
Farkında olmadıkları bir takım hassasiyetlerin, hissiyatların yok olmasına, yanlış anlaşılmalarına da engel olamıyorlar.
Kerim BAYDAK