Yıllardır ne çektiysem, hepsinin sebebi sendin.
Ne kadar kendimi soyutlamaya çalıştıysam da bir türlü yakamı kurtaramadım.
Yılanın derisinden sıyrıldığı gibi, ben de senden sıyrılmaya çalıştım; ama ne çare, kurtulmak ne mümkün.
Kurtaramadım, kurtulamadın yalanlarından, dolanlarından…
Kurtulmak istedim geride bıraktığım yaşananlardan, söylenenlerden…
Mümkünü yok, her şey dün gibi!
Her şey gün gibi, aşikâr!
Her şey bugün gibi taze!
Kimi zaman çok sevdim, sevildim!..
Kimi zaman kıskandım, nefret ettim!
Kimi zaman savaş meydanlarında, kınından çıkan kılıç kesiği gibi al kanlara boyandım; ama savaşım, direnişim, hep kendimle!
Nedense asla sana söz geçiremedim.
Evet, hep kendimle oldu savaşım...
Yenen de oldum, yenilen de; ama genellikle yenilen!..
Paramparça yerde yatan da oldum, tek başıma kavak gibi, dağ gibi karşında dikilen de!..
Açtığın yaraları saran hekim, sürülen merhem de oldum, bir yuva kurma uğruna ağaçta yutkunan, zorlanan akbaba da!..
Öksürten de, aksırtan da, kışkırtan da!..
Bazen yeter diyorum kendi kendimle dertleşerek!..
Bazen nefesine engel, ciğerine çengel olmak istiyorum; ama nafile!..
İçinden çıkıvermek, etrafa savrulmak; ama senden uzak; ama içimde, senin de kalmanı umarak!..
Mümkün mü senden sıyrılmak, senden soyutlanmak!..
Kimi zaman sarıldım boynuna, kurtulmak adına; cellâdımın elindeki yağlı ipi çek diye!..
Çünkü sen kazandığım zaferlerin, fetihlerin adresi!..
Yaptığım bütün kavgalarım seninle, kendimle, söylemlerimle!..
Kaçıp, kovalanmak ta senden, kaçtığımda yakalamakta senden!..
Hep merak etmişimdir, bu nasıl bir şey diye?..
Varsa bilen biri, hele beri gelsin!
Biri söylesin!..
Perişan olmak, kendi zaferlerinde!..
Yenerken, yenilmek!..
Bir vahşi hayvan gibi; yakalamak ne demek, kaçmaktayken kendini!..
Yer, zaman, mekân kalmadı, çatladı ayağımın altında!..
Düşürdün beni, zamanın karanlığına, uzayın sonsuzluğuna…
Prangalar taktın ayağıma!..
Perdeler çektin gözlerimdeki fer ’ime!...
Yangınlar çıkardım, her tarafını tutuşturdum kurtulmak adına!..
Yanıyorum, hem de cayır cayır!..
Kurtulur muyum senden dilim, kurtulur muyum senden?..
İçimde, dışımda, benliğimde ki senden?..
Söyle nasıl kurtulurum?..
Karanlık tuzaklardan…
Fırlatıldığım uzaklardan…
Geride bıraktığım olumsuzluklardan…
Ayağımın altındaki şerhe şerhe çatlayan topraklardan…
Taşıyamıyorum artık seni, göremiyorum artık önümü!..
Yaksam, yakabilsem, kendimi, dilimi; lambaların fitili gibi tutuşturabilsem seni!..
Seninle yanıp, karanlıklarda usul usul!..
Vazgeçebilsem seninle yürümekten!
Görebilsem geçtiğim, geçeceğim yolları!..
Seninle yanmak mı, seninle yakmak mı, seninle vuslata ermek mi?..
Söyle hangisi?..
Yaptığın yetmedi mi dilim?..
Nedir bunun adı dilim, söyler misin nedir bunun adı?
Kerim BAYDAK kbaydak61-artan@hotmail.com