YENİ YILDA TÜRKİYE’NİN GÜNDEMİ

Abone Ol

Yürürlükte olan Anayasada, “Türkiye Cumhuriyeti toplumun huzuru, milli dayanışma ve adalet anlayışı içinde, insan haklarına saygılı, Atatürk Milliyetçiliğine bağlı, başlangıçta belirtilen temel ilkelere dayanan demokratik, laik, sosyal bir hukuk devletidir” denilmektedir. (Madde 2)  

(Türkiye Cumhuriyeti Anayasası Başlangıç: Millet iradesinin mutlak üstünlüğü, egemenliğin kayıtsız şartsız Türk Milletine ait olduğu ve bunu millet adına kullanmaya yetkili kılınan hiçbir kişi ve kuruluşun, bu Anayasada gösterilen hürriyetçi demokrasi ve bunun icaplarıyla belirlenmiş hukuk düzeni dışına çıkamayacağı;

  Kuvvetler ayırımının, Devlet organları arasında üstünlük sıralaması anlamına gelmeyip, belli Devlet yetki ve görevlerinin kullanılmasından ibaret ve bununla sınırlı medeni bir işbölümü ve işbirliği olduğu ve üstünlüğün ancak Anayasa ve kanunlarda bulunduğu)

Türkiye Cumhuriyeti anayasal bir hukuk devletidir diyorsunuz. Evrensel hukuk kurallarını gündeme getiriyorsunuz.

Cevap: AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, bağımlılık kültürü ve öğretilmiş ezberlerle davranarak, Erdoğan’ın söylediklerini aynen tekrarlayan AKP’liler, ortaya belge ve bilgi koymadan, bunlar PKK ve FETÖ terör örgütünün iddiaları. Siz, gaflet delalet içindesiniz. PKK ve FETÖ terör örgütüyle işbirliği yapıyorsunuz diyorlar. İftiralarına ve yalanlarına devam ediyorlar.

Kanunu Hükmünde Kararnamelerle (KHK) yaptıklarınız, Türkiye’nin altına imza attığı, uymayı taahhüt ettiği Avrupa İnsan Hakları sözleşmesine, Kopenhag Kriterlerine, Birleşmiş Milletler İnsan Hakları sözleşmesine aykırı diyorsunuz.  

Cevap: AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan ve AKP’liler, ortaya bilgi ve belge koymadan, siz PKK ve FETÖ terör örgütü ile birlikte hareket ediyorsunuz diyorlar. Bilinen iftiralarını atmaya devam ediyorlar.

Ey Erdoğan sen, 1994’ten beri Fetüllah Gülen’le içindeydiniz.

Fetüllah Gülen’e muhterem hocam diye hitap ediyordunuz.

Gülen’in adı geçince, göz yaşı döküyordunuz. Hocam daha fazla hasretinize gark etmeyin bizi. Hasretinize dayanamıyoruz. Dönün artık diyordunuz.

Hoca, yaptığınız ittifakı karşılıksız bırakmadı. 2010 anayasa referandumunda, göz yaşı dökerek mümkün   olsa da mezardakileri de kaldırıp oy kullansak dedi. Gülen ve Cemaatinin katkılarıyla Anayasa değişikliği kabul edildi.

Hoca ile kurduğunuz ittifakla sizden farklı düşünenleri tasfiye ettiniz. Önde gelenlerini hapishanelere tıkadınız. Yapılan haksızlığa ve usulsüzlüğe dayanamayıp hapishanelerde ölenler oldu. Haksızlık ettiniz. İnsanlara acı çektirdiniz. Kul hakkı yediniz diyorsunuz.  

Cevap: AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan ve AKP’liler, papağan gibi aynı şeyleri tekrarlıyorlar. Siz gaflet delalet içindesiniz.  Terör örgütleri FETÖ ve PKK ile bölücülerle işbirliği yapıyorsunuz diyorlar. 

Allah, insanlar arasında ayırım yapmayın. Eşit ve adil davranın. Haksız kazanç peşinde koşmayın. Kul hakkı yemeyin. Ahlaklı ve ilkeli olun. Bir gün söylediğinizin ertesi gün tersini söylemeyen, bir gün yaptığınızın ertesi gün tersini yapmayın. Yalan söylemeyin, kandırmayın, aldatmayın, aldanmayın, insanlara sıkıntı vermeyin diyor.

Fakat siz Müslüman partisi olduğunuzu söylüyorsunuz. Dini siyasete karıştırıyorsunuz. Allah’la aldatıyorsunuz, diyorsunuz. 

Cevap: AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan ve AKP’liler, papağan gibi aynı şeyleri tekrarlıyorlar. Ortaya bilgi ve belge koymadan bilinen iftiralarına ve yalanlarına devam ediyorlar. Siz terör örgütleri FETÖ ve PKK ile bölücülerle işbirliği yapıyorsunuz diyorlar.

Yoksulluğu, yolsuzluğu, yasakları kaldırma ve yok etme sözünü vererek iktidar oldunuz.

Türkiye’yi yoksullaştırdınız.

Türkiye’yi yolsuzluklar ülkesi yaptınız.

 12 Eylül darbesinin lideri Kenan Evren, Kendisi kural koyuyordu. Koyduğu kuralları sıkıyönetim bildirisine dönüştürüyordu ve yayınlanıyordu. Ülkeyi, kendi koyduğu kurallarla yönetiyordu.

AKP Genel Başkanı Erdoğan, tek başına kural koyuyor. Erdoğan’ın tek başına koyduğu kurallar Kanun Hükmünde Kararnameye dönüştürülüyor, yayınlanıyor. Ülkeyi Kanun Hükmünde Kararnamelerle (KHK) yönetiyorsunuz.  Yasakların kaldırılması bir yana, Türkiye’yi yasaklar ülkesi yaptınız.

Türk halkının ve dünyanın önünde demokrasi ve hukukun standardını yükseltme, Türkiye’yi ileri demokrasi ülkesi yapmanın sözünü verdiniz. Avrupa Birliği ülkeleri ve ABD başta olmak üzere dünyanın önde gelen ülkelerinin desteğini aldınız. İktidarınızı sağlamlaştırdınız. Sonra verdiğiniz sözleri unuttunuz. Hukuk ve demokrasinin standardını yükseltilmesi, Türkiye’nin ileri demokrasi ülkesi olması bir yana, hukuk ve demokrasiyi yok ettiniz. Türkiye, AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın tek başına aldığı kararlarla, kanun hükmünde kararnamelerle yönetilen, itiraz edenlerin başına gelmeyenin kalmadığı bir kabile devletine dönüştürdünüz diyorsunuz.    

Cevap: AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, bağımlılık kültürü ve öğretilmiş ezberlerle davranarak, Erdoğan’ın söylediklerini aynen tekrarlayan AKP’liler:

Bu söyledikleriniz, PKK ve FETÖ terör örgütlerinin iddiaları.  Siz FETÖ ve PKK ile bölücülerle işbirliği yapıyorsunuz. Ya siz ne cins adamlarsınız.  Siz ne biçim karakter ve cibilliyet sahibisiniz. Siz, fitnenin, ayrıştırmanın, iftiranın peşindesiniz. PKK ve PKK'nın destek verdikleriyle beraber el ele, kol kola yürüyorsunuz diyorlar. İftiralarına ve yalanlarına devam ediyorlar.

Verdiğiniz sözlerinizi tutmamak, halka yalan söylemek, halkı aldatmak ve halka yalan söylemek, çok büyük bir suç ve günah olduğu gibi, ülkeye ihanettir diyorsunuz.

Cevap: AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan ve AKP’liler, papağan gibi aynı şeyleri tekrarlıyorlar. Ortaya bilgi ve belge koymadan, siz FETÖ ve PKK terör örgütü ile bölücülerle işbirliği yapıyorsunuz diyorlar. İftiralarına ve yalanlarına devam ediyorlar.

Bu yönetim anlayışı, yapılanma ve işleyiş, orta çağın kabile toplumu yönetim anlayışı, yapılanma ve işleyişidir.  Türkiye bu anlayışla yönetilme devam ederse, sonu karanlıktır.

Türk halkının önünde iki seçenek var.  

Ya Türkiye Cumhuriyeti, akla ve bilime dayalı, kuruluş ilkeleri doğrultusunda, aklın ve bilimin öngörüsünde, yoluna devam edecektir. Atatürk’ün, hedef gösterdiği bilgi toplumu olacak.

Ya da Recep Tayyip Erdoğan yapmak istediği kabile toplumuna olacağız.