Her an, her yerde bir seçim yapıyorum ve bu seçimlerin sorumluluğunun bende olduğunu biliyorum. Biliyorum da; fakat her zaman bu sorumluluğu almak ya da fark etmek- fark edememek gibi durumlar bana hiç iyi gelmiyor. Bazen karşı tarafa saldırıp şiddet uygulamak istiyorum, ya da şiddet kendime yönelip kendi canımı yakmak isteyebiliyorum. Çok zorlanıyorum böyle anlarda çokkk!
Bir iki örnekle geçiştirmek istiyorum, derinlemesine incelemek bu güne kadar fayda vermedi. Duygularımı yok saymamak adına güncel olsun istiyorum örneklerim. Örneğin; dün eve dönmek için otobüs bekliyorum durakta. Karşı kaldırımda bir çocuk (ergen olabilecek yaşta), elinde yavru bir kedi; kediyi atıp tutuyor, insanları korkutuyor ve hızlı hızlı yol alıyor. Resmen yavru kediye de insanlara da işkence çektiriyor. Hele bir de, yalnız kaldıklarında kim bilir yavru kediye ne yapardı? Böyle düşününce ben de öfke doruk yaptı. İnanın, pazardan dönüyor olduğum için eşyam çoktu; sığınacak bu mazeretim olmasaydı, o çocuğun tepesine çöküp o kediyi almak için eyleme geçebilirdim. Zihinsel olarak her türlü şeyi düşündüm ve yaptım. Bütün enerjim tükendi. Hemen kendime bu noktada seçim hakkımı hatırlattım. O an sadece o yavru kedi için ve çok zorlansam da o çocuk için de dua ettim.
Diğer örneğim ise şöyle; Bu sabah yürüyüş için köy yolundayım. Yol tenha ve ıssız. Yanımdan oğlumdan da küçük genç bir delikanlı geçerken çaktırmadan laf attı. Bir taktik olarak bu tür laf atmalarla zaman zaman karşılaşıyorum ve çok sinirleniyorum. Yine çok sinirlendim. İlk aklıma gelen, dönüp bir iki laf söylemek. Fakat bunu yaptığımda sonucu zaten biliyorum. Öyle ise yürüyüp gidebilirim, dedim. Öyle yaptım, yani seçim hakkımı kullandım. Hâlbuki öylesine kızgınlık yaşıyorum ki böyle durumlarda; bütün enerjim tükeniyor. Nitekim eve dönecek gücü zor buldum kendimde.
En iyisi örneklere burada nokta koymak. Çünkü yazdıkça tekrar tekrar aynı duygulara temas ediyorum ve yoruluyorum. Gün daha yeni başlıyor. Enerjimi dikkatli kullanmak zorundayım. Yani, yine seçim hakkımı kullanıyorum ve bir şiirle yazıma noktayı koyuyorum.
“ İşte bir feryatla haykırıyorum
Çağlar ve çağlar ötesine
Ormanda yol ikiye ayrıldı
Ve ben daha az yürünenine saptım
Ve bütün olanlar da bu yüzden oldu. ( Robert Frost, Gidilmeyen Yol- Erdal Ceyhan çevirisiyle)