Yol Senin, Karar Da Senin
Bazen insan acı, ıstırap çeker, tıpkı mutlu, huzurlu olduğu gibi.
Yaşananların hayatımıza bazı katkıları olması gibi, bazı şeyleri alıp götürdüğü de oluyor.
Bazen mükâfat olduğu gibi, bazen de intikamını alıyor gibidir.
Öyle ki geçmişle uğraşıyoruz geleceğin telâşındayız.
İçinde bulunduğu anı bihakkın, usulünce yaşamak, pek kimsenin aklına gelmiyor gibidir.
Aslında anı yaşamak gerekir ki, her şeyin dengesini tutturabilesin.
***
İnsan konuşur da konuşur, bilse de bilmese de, anlasa da anlamasa da.
Hele etrafında dinlendiğini ya da ilgilerini çektiğini düşündüğünde, daha da hararetli, yorucu ve sıkıcı konuşmaya devam eder.
İyi niyetli mi, kötü niyetli mi olduğunu çoğu zaman belki anlayamazsınız.
Aynı anda onlarca şekle girer, onlarca kişiliğe bürünür, her konuda ukalalık taslar…
Haddini, bilgi, beceri kapasite sınırlarını aşar.
İşçi olur, memur olur, patron olur, profesör olur, siyasetçi, sanatçı, yazar, şair, anlayacağınız her şey olur.
Her şey olur da, bir tek adam, yani adam gibi adam olamaz.
***
Sorunların, eksiklik ve aksaklıkların tespit edilmesinde, beyin fırtınasına elbette ihtiyaç vardır.
Ancak olumsuz anlamda yapılan beyin fırtınaları, her zaman yarardan çok zarar getirmiştir.
Çözüm bulma aşamalarında, varlık ve süreklilik sağlama açısından yapılan beyin fırtınaları, bütünlük, tamamlayıcı ve toparlayıcı bir özellik taşımadığı sürece, yok olmaya yönelik olacaktır.
***
An gelir, insan karar verme sürecine girersin.
Ne yapması/yapılması gerektiğine karar verirsin.
Önünde, karar vermesi gereken iki yol vardır.
Biri şeytani, bir Rahmani!
Biri yanlış, biri doğru!
Biri batıl, biri hak!
Artık kararı sana kalmış.
Sorumluluğu, kar-zararı sana aittir.
Hangisine girersen gir.
***
Unutmayın, duvarın bir bu yanı, bir de öbür yanı vardır.
Bu yanda kötülük varsa, diğer yanda iyilik vardır.
Bu yanda yanlış varsa, diğer yanda doğruluk vardır.
Bir yanda sen varsan, diğer yanda o vardır.
Ya duvarı yıkarsın, iyi-kötü sonuca gidersin.
Ya duvarın üstüne çıkarsın, ortayı bulursun.
Artık o sana kalmış.
Hangisini denersen dene.
***
Çöplüklerde yatarak, nefse eziyet ettiğini söyleyip makam yüceltmek mi?
Yoksa lüks havuzlarda sefa sürüp, sözde nefsi köreltmek mi?
Ne dersiniz, hangisi?
Kerim BAYDAK
kbaydak61-artan@hotmail.com