Gençliğe dikkat edin, kültür yozlaştı.
Bilimle sanat göçte, sanki tozlaştı.
Sapkınlıkta hep dünya, belki sözleşti.
Uyan uykudan artık, uyan ey insan!
Kültür anlamı ve önemi itibariyle çok büyük olan bir kelimedir. Fakat bu kelimenin önemi ülkemizde ne kadar anlaşılıyor bu tartışılır.
“Bilim ve sanat takdir edilmediği yerden göç eder”miş sözünün birçok toplantıda söylendiğine şahit oluruz.
Bilim ve sanat göç eder de biz nasıl ve nereye göç edeceğiz?
Doğrusu çoğu zaman hep düşünürüm.
Acaba kimsenin ilgisini çekmediği, görülmeyen kültürümüzü, bilim ve sanatımızı icra etmek için Avrupa ülkelerine mi gideceğiz?.
Asıl önemli olan zihniyetlerde kültürün ne anlama geldiği, bilim ve sanatta kültürümüzü yaşatmak için yetkililer, görevliler, ilgililer, esas önemlisi bizlerin neler yaptığımız…
Öyle bir duruma gelmişiz ki artık kültürümüz yozlaşmakta, bununla birlikte düğünlerimiz değişti.
Bayramlarımız farklılaştı.
Gelenek ve göreneklerimiz, törelerimiz, tarihimiz, folklorumuz hâsılı tüm yaşantımız değişmekte, değişime uğramaktadır.
Doğrusu dış kültürlerin etkisinde kıvranan insanımızın hayatı nereye gidiyor? Anlaşılamaz bir karmaşadır devam edip gidiyor.
Belirli kıstaslar içerisinde devam edip giden bir hayat çizgimiz var. Modernleşmek, çağdaşlaşmak, küreselleşmek uğruna, lüks ve huzurlu olmak adına nedense her zaman kötüye gidiyor.
Her ülkenin kendi kültürel değerleri ve ideolojisi vardır. Ancak mevcut ülkeler kültür ve ideolojilerini başka bir ülkenin halkına benimsetmesine hiç anlam veremiyorum. Bu tekelci ve yayılmacı politikaları da hiçbir zaman benimsemiyorum.
İnanın bu kültür değerlerinin çeşitli popüler yaklaşımlarla benimsetilmeye çalışılması bence insanların geleceği için çölde susuzluk kadar önemlidir. Belki işsizlik kadar önemlidir.
Fırsatını buldukça kültürel değerlerini başka toplumlara empoze etmeye çalışanlar, zayıf ve güçsüzlere uyguladıklarında, başarıya ulaşma şansları çok yüksektir.
Bazen insanlar; bu konuda abartılı davranarak, kendi dillerini, isimlerini, giysilerini değiştirerek, değişik yaşam tarzından kendilerini kurtaramayarak farkında olmadan bağımlı duruma gelmişlerdir.
Bizler de yaşantımızın her döneminde, işyerlerimizin ismini yabanlaştırarak, çocuklarımızın isimlerini tarihimizden ve geçmişimizden soyutlayarak, kendimizi kültürel anlamda çağdaşlaşmış sayıyoruz.
Çarşıya çıkıp durduğunuz yerde şöyle bir etrafınıza bakacak olursanız sayılamayacak kadar yabancı isimli esnaflarımıza şahit oluruz..Ya çarşıda gezerken rastladığımız insanların çoğuna adını soracak olursanız, eminim ki kanıksanmayacak kadar yabancı isimle karşılaşacaksınız.
Böylece kendimizi ilerlemiş, gelişmiş sayıyoruz. Doğrusu anlam veremiyorum.
Kültür değerlerimizi korumak, sahiplenmek; yıkık bir yapıyı koruma altına almak, pansuman tedbirlerle tadilat yapmak ile olmuyor.
Bu yetmiyor dostlar, yetmiyor bilesiniz.
Kerim BAYDAK
kbaydak61-artan@hotmail.com