Dr. Pablo Moctezuma Barragan, Meksikalı bir aydın. Meksika nın en büyük üniversitesi UNAM’da siyaset bilimi doçenti. Özellikle ulusal egemenlik, Meksika tarihi, gelişme ekonomisi konularında onlarca kitabın yazarı. Sizlere 2012 yılında Yunus Soner’in Barragan ile yaptığı söyleşiden kısa bir özet sunacağım. Neden mi hemen aklınıza kötü şeyler gelmesin art niyetim yok. Türkiye ile alakası da yok. Okuyun hele bir, sonra belki yorum yaparsınız…..
…..60-70 lere kadar Meksika, yılda %6 gibi bir ekonomik büyüme sağlıyordu. Tarım ve gıda üretimi açısından kendimize yeter bir ülkeydik. Petrolü kamulaştırmış, kendi benzinimizi üretiyorduk. Ulusal bir sanayimiz vardı; otomobil, gemi fabrikalarımız vardı.
Devrimden ve ulusal bağımsızlıkçı, kamucu devlet başkanı LAZARO CARDENAS hükümeti döneminden sonra yeni bir süreç başladı.Önce borçlandırmayla başladılar. 1952’de 800 milyon dolar borç dayattılar. Bu borç 1980 li yıllara geldiğimizde 85 milyar dolara dayandı.
Sonradan belgeleriyle ortaya çıktı ki, bu borçlanmayı kabul eden ÜÇ DEVLET BAŞKANIMIZ DA CIA İÇİN ÇALIŞIYORMUŞ.
Evet yanlış okumadınız, bizzat devlet başkanları: Adolfo Lopez Mateos’un (1958-64) CIA kod adı LİTENSOR du. Ondan sonra Gustavo Diaz Ordaz (1964-70) geldi. Onun AJANLIK adı LİTEMPO 2 idi. Ve CIA dokümanlarında LİTEMPO 8 olarak geçen LUİS ECHEVERRİA ALVAREZ (1970-76)
İMF ye girdik ve yüksek IAV vergileri ( bizdeki KDV) karşımıza çıktı. İMF ve neoliberal ideoloji ülkeye geldi, özelleştirmeler başladı. 1982 deki 1150 büyük kamu işletmesinden, 1992 de sadece 200 işletme devletin elinde kaldı.
Devreye serbest ticaret anlaşmaları da girdi. 1994 te kuzey Amerika serbest ticaret anlaşması NAFTA’nın imzalanması doruk noktasıdır.
NAFTA bizi, kendimizden 40 kez daha büyük bir ekonomiyle rekabete soktu. Rekabet, tarım sektörümüzü, ulusal sanayimizi bitirdi. ABD şirketleri, Meksika pazarını bütünüyle ele geçirdi.
Bu sürecin sonunda Meksika temel gıda maddesi olan mısır ununu bile ithal etmeye başladı. Düşünebiliyor musunuz ? petrolü üretiyoruz, ama benzini ithal ediyoruz. Meksika acı biberi çok sever , ama tükettiğimiz acı biberin yarısı ithal.
NAFTA nın imzalanmasından sonra, suç oranları, uyuşturucu ticareti tam anlamıyla patladı.
Bu söyleşi böyle devam edip gidiyor. Yazmaya kalksam sayfalar sürer o nedenle burada kesiyorum. Zaten MEKSİKA dan bize ne . Ora nere Türkiye nere….Amerika bizim siyasetçilerimize zaten diş geçiremez, burası Meksika mı ki öyle kod adları falan olsun. Yok belki olabilir diyorsanız size yazıklar olsun, ne fesat şeylersiniz, içiniz dışınız kötülük. Hem Müslüman’dan ABD ajanı mı çıkar. Onlar kendi kaderlerine yansın: ZAVALLI MEKSİKA TANRIYA UZAK ABD YE YAKIN ÜLKE