Denilir ya, "Her insan ayrı bir dünyadır" bana göre her kitap da ayrı bir dünyadır. Dünyamızı zenginleştiren, bakış açımızı değiştirendir.
Okuduğum ve önemli bulduğum kitapları yazarın emeğine Saygı olsun diye kaleme alıyorum. Uzun zamandır beklediğim o kitap nihayet elime geçti. Bir çırpıda okuyuverdim. Adı "Zine" Zine kitabını çok değerli Yaşar Seyman keleme almış.
Sevgili Yaşar Seyman siyasetçi, yazar, sendikacı. İyi bir Kadın hakları savunucusu. Artvin'in İlk Kadın Baro Başkanı . Cumhuriyet Halk Partisi Parti Meclisi üyesi. Çok sayıda esere imza atan güçlü bir kalem, güçlü bir yürek.
"Zine" kitabınının ilk satırlarını okurken bir kalem bu kadar mı dile gelir dedim. Sözkonusu Yaşar Seymansa kalem de dile gelir Şal da!...
Bizim coğrafyada ve başka Coğrafyalarda kadının yazgısı farklı değildir aslında. Kimi ürkek, kimi sindirilmiş, kimi cesaretle direnmiş başarılı kadın öykülerine tanık oluyoruz. Kadının her bir yaşam öyküsünde aslında kendimizi buluyoruz.
Kimi zaman bir kız çocuğunun sessiz çığlığıyla uyanıyorum öyküde, adeta yardım istercesine!...
Düşleri bile kirletilen bu çocuklar tüm insanların sevgisi ve yardımıyla yaşama tutunuyorlar Susmayın kızlar Susmayın!...(40.Sf)
"Zine " Sessiz ve dilsiz bir öykünün anlatımıdır. Hem de öyle bir anlatılıştır ki, dilsiz dünyanın da dillenmesidir Zine!...
Kitabın 142. Sayfasında, bugün ülkemizde kadın cinayetlerinin ayyuka çıktığı bir dönemin aslında önemli bir vurgusudur, " Kadın mücadelesi ,yaşam mücadelesidir." Der ki çok yerinde bir söz.
SEN GİDİNCE !...
Sen gidince....
Şairler dokunur yüreklere misali Ahmet Telli sesim oldu.
" Gidersen yıkılır bu kent, kuşlar da gider ."Mevsimsiz gidişinle hangi kuşlar da gitti henüz bilmiyorum. Sen gidince yıkıldı bu kent....
Sadece kadınları değil çocukları da anlatıyor bu kitap. Suriyeli çocuklar, istismara uğrayan ,çocuk yaşta çalıştırılan ,erken yaşta evlendirilen çocuk gelinler!...Ve Benim de yazılarımda vurgu yaptığım; dünyada yaşanan göçlerde ve savaşlarda en mağdur olanlar kadınlar ve çocuklar !...
Fransa'nın direnişçi kadını Jan Dark'tan tutun da suskunluğa köle olan çocuk gelin Gülbahar'a kadar ne ibretlik yaşam öyküleri var.
RUHLARI YARALI KADINLAR!..
Evet ,bizim coğrafyanın kadınlarının sadece bedeni yaralı değildir, sadece sokak ortasında çocuğunun gözleri önünde öldürülmüyor, ruhları da yaralanıyor,gururu da incitiliyor!. ..
Güçlü kadınları tanımak, sevmek onun başarılarını görmek, kutlamak, moral değerlerle dayanışma göstermek yerine hep kusurlar arar dururlar . Bu konuda öyle acımasızdırlar ki ta çocukluğundaki yara izlerini sorup soruştururlar.
Yaralara dokunmak marifet gibi; oysa kişi kendi yarasına kendisi bile dokunamaz (Sf 198)
BEHİCE!...
Kitabın son sayfalarını heyecanla okuyorum. Benim de bir dönem çalıştığım, kültürel dokusunu çok iyi bildiğim Urfa'nın Balıklıgöl'ü ,Göbeklitepe'si , dünyada kurulan ilk üniversite buradadır.
1962 yılında kurulan Türkiye İşçi Partisi'nden 1965 yılında Şanlı Urfa'dan İlk kadın Milletvekili seçilen Behice Boran'la ne kadar gurur duydum bir bilseniz.
Tam geçmiş yıllara gitmişken kadınlar adına aniden uyandım. Yıl 2021 Ve Adıyaman İlimizde hala Kadın Milletvekili seçilmemiş!....
Kadınları Mücadelelerinde yalnız bırakmayalım. Kadınların mücadelesi hepimizin diyen çok değerli Sn. Yaşar Seyman'a bu güzel yapıtı için yürekten teşekkür ederim.
Yazarın Notu: Kadınlar güçlendikçe toplumlar da güçlenir!.
@bilgiyayınevi
13.04.2021
Fatma Ulubey