Yazarlıkta en sevmediğim şey, yazımı tevil etmektir. Ne dediğim genellikle açıktır. Üstü kapalı yazmışsam da, okuyucunun anlayışına emanet etmişimdir. Ancak hiçbir zaman geri dönüp “aslında ben şöyle demek istemiştim” diye düzeltme yapmadım, yapmayı da sevmem…
Ama bu defa farklı…
Cuma günü yayınladığım “Ses kaydından kim nemalanır?” başlıklı yazım üzerine Akşam Gazetesi’nde sayın Ali Ekber Ertürk beni arayıp, yazımın ilgisini çektiğini, kullanmak istediğini söyledi.
Kimi kastettiğimi sordu, elbette isim vereceğim bir durum yoktu…
Peki analizimi Basın Danışmanı olduğum AK Parti Adıyaman Milletvekili Sayın Mehmet Metiner’le de paylaşıp, paylaşmadığımı sordu.
Sayın Metiner’in yazımdan, yayınlandıktan sonra bilgisi olduğunu, ancak “asla ihtimal vermiyorum” dediğini aktardım.
“Sizin düşündüğünüzü, Sayın Metiner’de düşünüyor mu”, benzeri bir soruya da, “bilmiyorum, belki düşünmüştür” sözüm, gazetede “Metiner`le de paylaştım. Metiner `Ondan beklemiyorum` dedi, ama onun da tahmini o isim üzerinde yoğunlaşıyor.” diye çıkmış.