Tehdit,
Şantaj,
Her an kaygı, korku içerisinde bir yaşam.
Evlere habersiz baskın yapılıyor.
İstedikleri şahısları sorgusuz sualsiz evlerinden alıp götürüyorlar,
Gerekçesiz tutuklama yapılıyor,
Birçoğundan bir daha haber alınamıyor.
Herkes potansiyel suçlu,
Herkes potansiyel ajan,
Düğünlerde alkol kullanılması zorunlu,
Çocuklar hiçbir neden olmadan ailelerinden alınıp götürülüyor ve onlardan bir daha haber alınamıyor,
Kadınların uzun giyinmesi yasak,
Çocuklara İslami ve Türk ismi vermek sorun,
Camiye gidenler fişleniyor,
Evlerde Kuran-ı Kerim yasak,
Evlerde dini ritüeller yasak,
Sakal bırakmak yasak,
Siyah giymek yasak,
Öğrencilerin oruç tutması yasak,
Kadınlara ramazan aylarında içki içme yarışması yaptırılıyor,
Kadın ve kızları istemedikleri kişilerle zorla evlendiriyorlar,
İstediğin kadar çocuk sahibi olmak yasak.
Tam sistematik bir şekilde;
dinsel,
ırksal,
kültürel bir soykırım var.
Doğu Türkistan’da zulüm bunlarla da kalmayıp
2016 yılında
Kardeş Aile Projesi
aldatmacasıyla, her eve bir Çinli erkek yerleştiriliyor.
O Çinli erkekler, 24 saat yatılı bir şekilde o evlerde kalıyor.
Bunlara itiraz edenler, anında
Toplama Kamplarına götürülüyor.
Asimilasyonu hızlandırmak için yaklaşık 1300 toplama kampı oluşturulmuş.
Toplama kamplarında yaklaşık
3.000.000 (Üç milyon)
kişi olduğu tahmin ediliyor.
Toplama kamp sayısı her geçen gün artırılıyor.
Toplama Kamplarında
”kırk katır mı, kırk satır mı“
işkenceleri had safhada,
İşkenceye dayanamayanlar da ölüm oranı çok fazla.
Devlet eliyle;
Sistematik bir şekilde kadınlara tecavüz var.
Kamplarda din yasak,
kadınlara çip takılıyor,
kadınlar kısırlaştırılıyor,
tecavüz edilip
hamile bırakılıp
Çinli piç çocuğu doğurmak zorunda bırakılıyor.
Kamplarda zorunlu olarak Çince öğretiliyor.
Toplama kamplarının içine yapılan fabrikalarda Uygur Türkleri ücretsiz çalıştırılıyor.
Kamplarda Çin milli marşı ezberlettiriliyor.
Kamplarda Türkçe konuşmak yasak,
Kadınları yıldırmak, edep ve hayâlarını yok etmek için değişik bahanelerle üzerleri sürekli çıplak aranıyor.
Bu zulme itiraz eden kocalarının, babaların gözlerinin önünde eşlerine ve kızlarına tecavüz ediliyor.
Bazen bu zulmü o kadar ileri görüyorlar ki
İtiraz eden, karşı gelen erkeklerin onurlarını kırmak için onlara da tecavüz ediliyor.
Toplama kamplarında bunları tam sindirmek için
yazın susuz,
kışın da “hastalanıp ölsünler ”diye suyun içerisine ve soğuk bir ortamda uzun süre bekletiliyorlar.
Toplama Kamplarında, yemeklerden önce devlet başkanına saygıda bulunup ismini bağırarak söylemek zorunda bırakılıyorlar.
Toplama kamplarında:
(ÇKP) Çin Komünist Partisi tüzüğünün maddelerini zorla ezberlettiriyorlar.
Kamplarda;
hastalık,
ameliyat,
tıbbi müdahale bahanesiyle Türklerin organları
Çinli, imtiyazlı kişilere naklediliyor.
Maruz bırakıldıkları zulümlerden, dünya haberdar olmasın diye; Doğu Türkistan’da her isteyen kendi ülkelerinde yurtdışına çıkamıyor,
Kendi vatanlarında esaret altında yaşıyorlar.
Doğu Türkistan’da Çin hükümeti toplam 46 nükleer deneme yaptı.
Ve bu nükleer denemeler neticesinde 750 bin Uygur Türkünün ölümüne neden oldular.
Bu nükleer denemelerden sonra;
sakat,
felç,
kansere yakalanalar da zulmün ve katlin diğer yönünü teşkil etmektedir.
BM İnsan Hakları Konseyi 44. oturumunda Belarus'un, Çin'in, Doğu Türkistan'da (Sincan) "teröre ve bölücü gruplara" karşı mücadelesini desteklediğini açıklayan mektubunu 46 ülke temsilcisi imzaladı.
Listede,
Suudi Arabistan,
Mısır,
Pakistan,
Filistin gibi Müslüman ülkelerin bulunması dikkat çekti.
Çin'in Doğu Türkistan politikasını destekleyen ülkeler:
1. Çin
2. Bahreyn
3. Belarus
4. Burundi
5. Kamboçya
6. Kamerun
7. Orta Afrika Cumhuriyeti
8. Komorlar
9. Kongo
10. Küba
11. Kuzey Kore
12. Cibuti
13. Mısır
14. Ekvator Ginesi
15. Eritre
16. Gine
17. Gine Bissau
18. İran
19. Irak
20. Laos
21. Lesotho
22. Mozambik
23. Myanmar
24. Nepal
25. Nikaragua
26. Nijer
27. Umman
28. Pakistan
29. Filistin
30. Papua Yeni Gine
31. Filipinler
32. Rusya
33. Suudi Arabistan
34. Sırbistan
35. Solomon Adaları
36. Güney Sudan
37. Sri Lanka
38. Sudan
39. Surinam
40. Suriye
41. Birleşik Arap Emirlikleri
42. Venezuela
43. Yemen
44. Zambiya
45. Zimbabve
46. Togo
Doğu Türkistan’da Uygur Türkleri kendi vatanlarında esaret altında yaşayıp sistematik bir şekilde soykırıma maruz bırakılıyor.
Ve bir gün
*tam bağımsız olacakları günün hayali” ile zulümlere direnmeye çalışmaktadır.
Üstat Necip Fazıl Kısakürek’in:
“Öz yurdunda garipsin, öz vatanında parya!”
mısrası sanki ”Doğu Türkistan Uygur Türkleri” için söylenmiş gibi.
KKTC ile birlikte dünyada tam bağımsız olan, 7 Türk devleti vardır.
Özerk, yarı özerk olan irili ufaklı birçok Türk ülkesi var.
Türk dünyasının toplam yüzölçümü:
10.476.076 km2’dir.
Bunun 1.828.418 km2’si Doğu Türkistan’a aittir.
1949’dan beri Çin’in esaretinde olan Doğu Türkistan‘ın
Çin’deki ismi:
”Sincan Uygur Özerk Bölgesi” olup başkenti URUMÇİ’ dir.
Urumçi,
Türkiye’ye 2724 km mesafededir ve uçakla 3-5 saat sürmektedir.
Doğu Türkistan,
12 Kasım 1933’te bağımsızlığını ilan etti.
Ancak ordusu güçlü olmadığı için bağımsızlığı ancak 1 yıl sürdü.
11 yıl sonra 1944’te tekrar ve tam bağımsız oldu ancak bu bağımsızlık da 5 yıl sürdü ve Çin tekrar burayı işgal etti.
Türkiye Cumhuriyeti Devleti,
tüm dünyadaki mazlumların,
zulme uğramış toplulukların,
yardıma muhtaç
güçsüz devletlerin,
Müslüman olsun olmasın tüm insanlığın umududur.
”En kötü devlet, devletsizlikten iyidir” kuralı gereğince devletsizliğin veya güçsüz bir devlet olmanın ne kadar acı bir şey olduğunu;
Suriye’de,
Irak’ta,
Doğu Türkistan’da,
Filistin’de,
görmekteyiz.
Kim ki bu devletin
imkânlarını,
kaynaklarını,
kendi şahsi çıkarlarına kullanıp
hırsızlık,
yolsuzluk, yaparak çarçur ediyorsa, tüm Türk İslam dünyasının vebalini alarak
en büyük ALÇAKLIĞI ve ŞRREFSİZLİĞİ yapıyor demektir.
Süper güçlü bir devlet olup
tüm dünyada,
başta kanayan yaramız
Doğu Türkistan,
Filistin ve tüm mazlumların umudu ve çaresi olmak için;
canla,
başla,
gönülden çalışan,
TÜM VATANSEVERLERE SELAM OLSUN.