Türkiye, büyük bir badire atlattı,
Türkiye, tehlikeli bir cendereden geçti.
Türkiye, sıkıntılı olabilecek kaotik bir ortamı bertaraf etti.
Bu millet, kendini yakışır tavırlar sergileyerek, bir belayı def etti.
Bütün bunlar olurken, en çok etkilenen kesim, şüphe yok ki çocuklarımızdı.
Onlara olup bitenleri anlatmak kadar zor başka bir şey var mı bilemiyorum.
Televizyon seyrederken, çarşı, cadde, sokakta karşılaştıklarına kendince anlamlar yükleyen çocuklarımıza olan biteni anlatmak, çok ama çok zor oluyor.
Henüz bazı şeylerin farkında olmayan/olamayan çocuklarımız, 15 Temmuz’da olanları anlamakta zorlanıyorlar.
Doğrusunu isterseniz, bizler de anlatmakta zorlanıyoruz.
Televizyonlardan ve duyduklarından etkilenen çocuklar, asker, polis gördüklerinde âdete ürperiyorlar.
Polis gördüklerinde, “bu iyi polis mi, kötü polis mi?” diye soruduklarında anlatmakta zorlanıyoruz.
Asker gördüklerinde, “bu iyi asker mi, kötü asker mi?” diye sorduklarında nasıl izah edeceğimizi bilemiyoruz.
“Uçaklar niye insanların üzerine bomba atıyorlar, insanları neden tanklar eziyor, neden arabaların üzerinden geçiyorlar, neden helikopterlerden ateş ediliyor, neden bombalar patlıyor?..” gibisinden makineli tüfek gibi ardı ardına gelen sorular karşısında şaşırmamak, terlememek mümkün değil.
Ancak. “Kötü polis, kötü asker yoktur, polis, asker kılığına girmiş hainler var” diyebiliyoruz.
Asker, polis kötü olmaz, olamaz. İster sivil olsun ister asker, polis olsun, vatanı için canını verir, ölürse şehit, kalırsa gazi olur.
İşte 15 Temmuzda da ülkemizin birlik ve bütünlüğüne yönelik girişiminde bulunanlar da kötü olanlardı. Şahitlerimizin kanı ile sulanmış bu vatan toprağı kimseye kaptırılmaz, şehitlerimin kanı yerde, gözleri arkada asla kalmaz, bırakılmaz.
Bu vatan bölünmez, şehitler ölmez.
Bir Türkiye var.
Bu Türkiye, düşmanlara bırakılmayacak kadar değerlidir.
Bu milletin başı öne düşmez/eğilmez, ölür de vatanını terk etmez ve kaybetmektense ölmeyi tercih eder.
Bu millet, necip bir millettir.
Bu millet, naif bir millettir.
Bu millet, öyle üç beş kişiye pabuç bırakacak bir millet değildir.
Bu millet, zamanı geldiğinde, din, dil, ırkı, mezhep, mensubiyet kavramlarını bir kenara bırakarak, bir olur, birlik olur, iri olur, her zaman diri olur.
Bu millet, Çanakkale’de, Sakarya’da Kurtuluş savaşında en güzel örnek olmuştur bütün dünyaya.
Yine 15 Temmuz de bunun bir örneğini daha sunmuştur, üst akıl mantığıyla hareket eden şer güçlerine.
Bu millet, meydanlara inerek, büyük bir birlik ve beraberlik görüntüsü sergileyerek darbecilere geçit vermedi.
Bu millet, köprüleri tuttu, çıkmalarına izin vermedi.
Bu millet, tankların önüne yattı, üstüne çıktı, darbecilerin silah ve mühimmatını ellerinden aldı.
Darbeciler bu milleti hafife aldılar, diğer işgal edilen ülkelerin milletleriyle aynı gördüler ve yanıldılar.
Bu millet hiçbir millete benzemez, ancak kendine benzer.
Bu millet, darbelerden çok çekti. Çok canlar, çok yıllar, çok güzellikler aldı bizden. Artık bu milletin bir darbeye daha ne sabrı, tahammülü var, ne de zamanı var.
Türk Milleti, 15 Temmuz da darbe girişiminde bulunan vatan hainlerinin sinsice planlarını Başkomutan ve T.C. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip ERDOĞAN` ın çağrısıyla bertaraf etmiş ve dünya demokrasi tarihine geçmiş, bu milletin düşmanlarına iyi bir ders vermiştir.
Bu vatan bizim, geleceğimizi korumak adına, bu millet gözünü budaktan esirgemez. Bu millet, bilir ki ölürse şehit, kalırsa gazidir. Bu millet bilir ki söz konusu vatan, millet, bekaysa gerisi teferruattır. Allah (cc) bir daha böyle sıkıntılar yaşatmasın. Başkaları bize sığınabiliyor, ama biz hiç kimselere sığınamayız
Kerim BAYDAK